Mahkeme ,davalının mükerrer ödeme iddiasında bulunduğu Bakırköy 5.İcra Dairesinin 2016/2073 sayılı takip dosyası ve davalıya ilişkin işlem dosyası celp edilerek icra takibine konu alacağın ödeme nedeniyle mükerrer olup olmadığı ve takip tarihi itibarıyla davacının talep edebileceği alacak miktarının hesaplanmasına ilişkin alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafından da itiraza uğramayan ve her iki tarafında kabulünde olduğu üzere ödenen yersiz ödemeye ilişkin alacağın takip edildiği Bakırköy 5.İcra Dairesinin 2016/2073 sayılı takip dosyasındaki asıl alacak miktarları ile takip tarihine kadar asıl alacağın işleyen yasal faiz miktarının ay ay ve miktar gösterilmek suretiyle hesaplandığı, eksik faiz alacağının 3.278,87- TL olarak hesaplandığı, davacı kurumun davalıya daha önce yapılan yersiz ödemenin tahsili istemi ile başlattığı ve icra takip aşamasında ödenen Bakırköy 5.İcra Dairesinin 2016/2073 sayılı takip doyasındaki asıl alacak miktarına söz konusu icra dosyasında yasal faiz talep...
İstinaf kararı sonrası başlanılan yargılamada davacı vekilinin 18/10/2021 tarihli beyan dilekçesi ekinde aylıktan kesilen yersiz ödemeyi kabul ettiğine, tedavi giderini kabul etmediğine dair kuruma verilen 30/09/2021 tarihli yapılandırmaya yönelik beyan dilekçesi ve yersiz ödenilen aylıkların tahsiline ilişkin banka dekontunu sunduğu görülmüştür....
Eldeki davada, davacı 04.09.2003 tarihli dilekçesi ile Kurumdan, 09.01.1990-04.10.2000 tarihleri arasında geçen vergi süresini borçlanma talebinde bulunduğu, Kurumca hesaplanan tutarı ise vergi borçlanması olarak ödediği, Kurumca, davacının tahsis talebi üzerine tekrar yapılan incelemede Kurumca kabul edilen vergi süresinin değişmesi sebebiyle fazla ödenen primlerin davacıya iade edildiği, fakat faiz alacağına ilişkin ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının Kurumca hesaplanan vergi borçlanmasını ödeme tarihi araştırılarak, tereddütsüz belirlenmeli, belirlenen yersiz ödeme tarihinden davacının yersiz ödemenin iadesini talep ettiği 30.10.2014 tarihine kadar 1479 sayılı Kanunun 55 ve 5510 sayılı Kanunun 89/3. maddesi kapsamında 10 yıllık sürenin geçip geçmediği değerlendirilmeli ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir....
Mahkemece yapılan yargılamada; davacı kurumun davalıya yapmış olduğu hatalı işlemden dolayı 29/01/2014 tarih 1.609.391 sayılı yersiz ödeme borç bildirisinin davalıya 04/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacı Kurum tarafından 14/05/2014 tarihinde davalı hakkında takibe başlandığı, ancak 5510 sayılı Yasanın 96/(b) maddesi gereğince hatalı işlemden kaynaklanan yanlış ödemenin ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren 24 ay içinde faizsiz ödeme durumu karşısında borcun ödenmesi içinde davalıya 04/02/2014 tarihinde tebliğ yapılmakla, 24 aylık sürenin 05/02/2016 tarihinde tamamlandığı, bu sürelere riayet edilmeden asıl alacak olan 16.308,89-TL'ye hem takip başlatıp hem de faiz işletilerek takipte bulunulmasının, 5510 Sayılı Yasanın 96/(b) maddesi gereğince 24 aylık süreye uymaksızın takibe geçilmesi nedeniyle davacının dava şartı gerçekleşmeden dava açtığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmişşe de, Mahkeme kararı eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalıdır....
numaralı Mustafa Aslan'ın da SGK sisteminde belirtilen tarihlerde çalışıyor kaydının bulunduğunu, tüm resmi evraklar çerçevesinde sabit olduğunu, TYP kapsamında çalışmaya devam ederken belirli tarihlerde farklı iş yerinde çalıştığı SGK kayıtlarından anlaşıldığını, Mustafa Aslan içini TYP kapsamında müvekkil kurum tarafından ödenen ödemelerin iadesi yasal faizleriyle birlikte zorunlu olduğunu, dava dışı Mustafa Aslan için müvekkil kurumca fazla ve yersiz olduğu anlaşılan ödemelerin yasal faiziyle birlikte davalı tarafça müvekkil kuruma ödenmesi gerekli olduğunu, bu doğrultuda sözleşme ve mevzuat gereği yersiz ve fazla ödeme tutarı olan toplam 10.680,47 TL kurum alacağının tahsili gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile; davalı tarafa 13/01/2020 tarih ve 7533935 sayılı yazımız doğrultusunda; sözleşme ve mevzuat gereği TYP katılımcısı dava dışı Mustafa Aslan için yapılan yersiz ve fazla ödeme tutarı olan 9.193,18 TL anapara + 1.487,29 TL işlemiş faiz olmak...
Zırhlı Tugay Komutanlığındaki yedek subay görevinden terhis olduğunu, davalının İdare'nin sehven yaptığı ödemeleri kötü niyetli olarak bildirmediği ve iade etmediğini, davalıya yersiz ve fazla ödenen tutarların Mayıs 2016- Ağustos 2017 ayları arasını kapsamakla birlikte toplam 16 ay olduğunu, işbu yersiz ödenen maaşların kademeli faizleri ile öncelikle kurumdan işlem dosyasının istenerek bilirkişi marifetiyle hesaplanması ve taraflarınca yersiz ödenen 71.819,84 TL'nin davalıdan tahsilini talep ettiklerini, bu amaçla davalıya 26.09.2017 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nca yersiz ödemeden dolayı ödeme yazısının gönderildiğini, bu yazıya rağmen davalı tarafından borcu bulunmasına rağmen ödeme yapılmadığı gibi başvurunun da yapılmadığını, davalının kendisine yersiz ödeme yapıldığını bildiğini, zira bu denli büyük ve süregelen yersiz bir ödemenin bilinmediğinin iddia edilemeyeceğinden davalının kötü niyetli konumda olduğunu, iade borcunun da haksız ve kötü niyetli olarak taşınırı elinde...
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir özel düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, 5434 sayılı Yasanın 72’nci maddesi gereğince 01.01.2000 tarihinden itibaren muhtaç olduğu gerekçesi ile yetim aylığı bağlanan davalı hakkında Samsun İl İdare Kurulunca muhtaçlık kararının kaldırılması nedeniyle yersiz ödeme olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla karar vermiş olması nedeniyle 23 Temmuz 2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelenmesi işi; Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve en son iş bölümü kararı gereğince niteliği bakımından Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu ödemenin ahlaki ödeme sayılması mümkün olmadığı gibi boşanma davasının başlangıç tarihinden itibaren bozma kararı sonrası Bakırköy 8. Aile Mahkemesinin 2012/1029 Esas, 2013/93 Karar sayılı kararına kadar dosya kapsamında kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmediği, çocuk için hükmedilen tedbir nafakalarının da ayrıca ödendiği, söz konusu dekontlarla yapılan ödemelerin çocuğun tedbir nafakası olmadığı da anlaşılmıştır. Yine 36.600,00 TL alacak için ödeme tarihi olan 14.06.2013 tarihinden takip tarihi olan 06.06.2016 tarihine kadar yine 750,00 TL alacak için ödeme tarihi olan 20.09.2013 tarihinden takip tarihi olan 06.06.2016 tarihine kadar yapılan yasal faiz hesaplamaları da süre ve yıllık faiz oranına göre doğrudur....
ödeme taksiti adında kesintiler yapıldığı anlaşıldığından dava dilekçesindeki taleple bağlı olarak yersiz ödeme alacağının hesaplandığı, davacının 4 yıllık lisans mezunu olduğu tarihin sunulan diplomaya göre 26.01.2015 olduğu ve bu tarihten %100 e göre sözleşmenin yapıldığı 01.03.2016 tarihine kadar eğitim farkı alacağının olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....