Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, Anayasamızda hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan, taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için gerekli yargılama giderlerini ödemede sıkıntıya düşecek veya ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü mali ve hukuki korunma taleplerinde kolaylık sağlanması, sosyal hukuk devletinin ilkelerinden olup, bu gereğin yerine getirilebilmesi de adli yardım ile mümkündür. Bu nedenle adli yardım müessesesi 1086 sayılı HUMK'nin 465 ila 472 maddeleri ile 6100 sayılı HMK'nin 334 ila 340. maddeleri arasında düzenlenmiştir....
arasındaki alacak davası hakkında İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 2017/644 esas ve 2018/1092 karar sayılı ve 11.10.2018 tarihli hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - KARAR - Dairemizin 2019/2360 esas ve 2019/4198 karar sayılı ve 16.07.2019 tarihli kararı ile "Davalılar vekili hükmü temyiz etmiş, adlî yardım talebinde bulunmamıştır. Davalı gerçek kişi ... daha sonra verdiği temyiz dilekçesinde adlî yardım talebinde bulunmuş, ancak dilekçesine herhangi bir belge eklememiştir....
Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin Yargıtay’a yapılacağı 6100 sayılı HMK 336/3 maddesinde hükme bağlanmış ise de, aynı maddenin ikinci fıkrasında; “talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.” hükmüne yer verilmiştir. Davalılar vekilinin adli yardım talebini içeren dilekçesi ekinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin ödenmesi gereken temyiz giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu yönünde kanaat uyandırmaya yeterli belge sunulmadığından davalılar vekilinin gerçek şahıslar bakımından yapmış olduğu adli yardım talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- HMK 334. maddesinde adli yardımdan yararlanabilecek kişiler gerçek şahıslar, kamuya yararlı dernek ve vakıflar olarak belirtilmiştir. Somut olayda hükmü temyiz eden davalılardan ......
vekili dava dilekçesinde; davacı için aylık 500 TL yardım nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde davacı ... için aylık 250 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep iştirak nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, yardım nafakasının istemine ilişkin dava mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın yardım nafakası davası olarak nitelendirilmesi gerekirken, iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. Bununla birlikte, hükmedilen nafakanın yıllık artış oranına ilişkin yerleşmiş Yargıtay uygulamaları gözönünde bulundurularak .. oranında artışına hükmedilmesi gerekirken.." oranında artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından yardım nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne tarafından açılan iştirak nafakasının arttırılması davası davacı ...'nun ... olmasıyla birlikte yardım nafakası olarak görülmeye devam etmiş, yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ve iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren arttırılmasına karar verilmiş, ayrıca davacı ...'nın ergin olduğu tarihten itibaren olan nafaka talebi de HMK 114/1-d maddesi ve HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddedilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir....
“terör örgütüne üye olmak suçundan” ibaresi çıkarılarak yerine “terör örgütüne yardım etme suçundan” yazılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, taraflar arasında görülen tazminat davası yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davalı ... vekili tarafından adli yardım talepli olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nce 02.12.2019 tarihli ara karar ile adli yardım talebi HMK 337/2. maddesi gereği reddedilmiş, anılan karara karşı davalı ... vekilince itiraz edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nce 30.12.2019 tarihli ara karar ile adli yardım talebinin reddine dair ara karara yönelik itirazının HMK 337/2. maddesi gereğince reddine kesin olarak karar verilmiş, bu karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26....
Şti. yetkilisinin "adli yardım talebinin reddine" dair Yerel Mahkeme'nin 11.06.2013 tarihli 1999/471 E.- 2013/30 K. sayılı ek kararı ile "temyiz yoluna başvurunun yapılmamış sayılmasına" ilişkin Yerel Mahkeme'nin 11.07.2013 tarihli ve 1999/471 E.-2013/30 K. sayılı ek kararının kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı/birleşen davalar davalısı şirket yetkilisinin yerinde görülmeyen adli yardım talebinin reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın da asıl fail kardeşi Özay'a destek vermek suretiyle olaya kasten karıştıkları sabit olduğundan, her iki sanığın da eylemlerinin kasten öldürme suçuna yardım niteliğinde bulunduğu ve bu suçtan cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi, 2-) Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde, suç delillerini gizleme suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeksizin, sanığın iddianamedeki anlatılan eylemi ikiye bölünerek aynı eylem nedeniyle kasten öldürmeye yardım suçundan beraatine, suç delillerini gizleme suçundan yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmek suretiyle CMK'nun 225. maddesine aykırı davranılması, Usul ve Yasaya aykırı olup, sanık müdafıinin ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmü yönünden sair cihetleri incelenmeyen hükümlerin öncelikle bu nedenle tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA...
İlk Derece Mahkemesince; T1 tarafından adli yardım talebiyle temlik alacağının tahsili davası açıldığı, Mahkememece 07/09/2016 tarihli tensip tutanağı ile adli yardım talebinin reddine karar verildiği, adli yardım talebinin reddedildiğinin ve 7.257,93 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 1.500,00 TL gider avansını yatırmak üzere davacıya iki haftalık kesin süre verildiğine ilişkin tebligatın Av. Ufuk Atlamaz'a tebliğ edildiği, davacı vekili Av. Ufuk Atlamaz'ın adli yardım talebinin reddine itiraz ettiği, itiraz üzerine mahkemece; 31/01/2017 tarihli ara kararı ile adli yardım talebinin "...davacı tarafın iddia ettiği alacak miktarına ve davanın vekil ile takip edilmesine göre adli yardımı reddine..."...