Mahkemece; küçüğün reşit olduğu tarihten itibaren yardım nafakasına karar verilmiştir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; ergin olan çocuk iştirak nafakası isteyemez. Koşulları varsa TMK'nun 328/2 ve 364.maddeleri gereğince yardım nafakası davası açabilir. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakım yükümlülüğü (TMK'nun 328/2.mad.), ergin olan çocuk tarafından açılmış bir nafaka davası varsa dikkate alınır. Ergin olan çocuk tarafından harcı yatırılarak açılmış bir nafaka davası bulunmamaktadır. Bu nedenle, müşterek çocuk için yardım nafakası takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Davanın niteliği itibariyle yardım nafakası davası olmakla tedbir nafakası söz konusu olmayan bir dava olduğu gibi yardım nafakasına da dava tarihinden hükmedilmesi gerekirken bu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, istinaf kanun yoluna başvuranın sıfatı ve kararın bu haliyle davalının lehine olduğu görülmekle hataya değinilmekle yetinilmiştir. Dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller dikkate alındığında davacı, davalının kızı olup TMK 328 ve 364.maddeleri kapsamında kendisine karşı yardım nafakası yükümlüsü konumundaki davalı baba aleyhine yardım nafakası davası açmakta haklıdır....
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde belirtilen nedenlerle davalılar vekilinin adli yardım talebinin reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenle dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
iştirak ve silahla kasten basit yaralamaya yardım etmek suretiyle iştirak suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, davacının (sanığın) tutuklandığı nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etmek suretiyle iştirak suçundan eyleminin silahla kasten basit yaralama suçuna yardım etmek suretiyle iştirak olarak nitelendirilerek neticeten 1 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Uyap sistemi üzerinde yapılan incelemede hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 25.09.2012 tarihinde kesinleştiğine dair şerh düzenlendiği ve dayanak mahkeme kararında belirtilen 5 yıllık denetim süresinin dolduğu dikkate alınarak, bahse konu kamu davasının neticesi araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de; 1- Davacının (sanığın) nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etmek suretiyle iştirak suçundan tutuklandığı...
Başkan ile .... aralarındaki birleşen itirazın iptali davası hakkında ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 17.05.2016 gün ve 2013/244 E. - 2016/450 K. sayılı hükmün davalılar-birleşen dosya davalıları 1-... 2-Dr. ... 3-... Sağlık Kompleksi Tic. Ltd. Şti. 4- ... İnşaat San. ve Tic. AŞ. vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - 1)Hükmü temyiz eden davalılar-birleşen dosya davalıları vekili temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin Yargıtay'a yapılacağı 6100 sayılı HMK'nun 336/3.maddesinde hükme bağlanmış ise de, aynı maddenin ikinci fıkrasında; "talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. "hükmüne yer verilmiştir....
Davacı vekili 15.01.2023 tarihli dilekçesinde özetle; davalılar vekilinin talebinin hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak adli yardım talebinde bulunulduğunu belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda, mahkememizce daha önce verilen adli yardım talebinin reddine ve bununla bağlantılı olarak istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin kararlar yargısal denetimden geçerek kesnleşmiştir. Bunun üzerine, davalı tarafından Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamında tüzel kişilerin adli yardım taleplerinin kabul edilebilmesinin mümkün olduğu yönünde karar sunarak, adli yardım talebinin reddi kararıyla sınırlı olarak yeniden yargılama talep etmiştir. 6100 sayılı HMK md. 381'de "Yargılamanın iadesi davası, hükmün icrasını durdurmaz..." düzenlemesi yer almakta olup davalılar vekilinin hükmün infazının durdurulması talebinin yasal dayanağı bulunmadığından reddine karar verilmiştir....
Av. ... aralarındaki itirazın iptali davası hakkında ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 28.05.2014 gün ve 2013/16 E. 2014/150 K. sayılı hükmün davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmişse de dosya içinden posta pulu çıkmadığı anlaşıldığından incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - 1-Hükmü temyiz eden davalılar ..., ..., ..., ... vekili temyiz başvuru harcı ve maktu temyiz harcı yatırmış, nispi temyiz harcının müvekkillerinin mali durumlarının elverişli olmaması nedeniyle yatırılamadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuş ise de, sunulan belgeler adli yardım talebinin kabulü için yerinde görülmemiştir....
Davacı vekili 02/02/2022 tarihli ıslah dilekçesinde açıkladığı sebeplerle; dava tarihinden geçerli olmak üzere 10.000,00.TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep etmiş bakiye harcını yatırmıştır....
Mahkemece 12/04/2023 tarih, 2023/24 Değişik İş, 2023/27 sayılı kararı ile talebin kabulüne, davalı T2 TMK'nın 164/2 maddesi gereğince iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği, dönmediği takdirde davacının TMK'nın 164/1 maddesi uyarınca boşanma davası açabileceğinin ihtarına karar verilmiştir. Davalı vekili adli yardım talepli istinaf dilekçesi ile terk ihtarını içerir kararın müvekkilinin ortak haneden ayrılmasına haklı bir gerekçeye dayanması sebebiyle kaldırılmasını, terk ihtarını içerir geri dön çağrısının reddine karar verilmesini istemiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı istinaf dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334- 340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Bölge Adliye Mahkemesine ya da Yargıtay'a yapılabilir....
Dosyada mevcut delil durumuna göre davalı ...’ın temyiz tarihinde tutuklu bulunması sebebi ile temyiz harç ve giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalının adli yardım isteminin kabulüne karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Dava konusu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde, bu davanın sonunda pay ve paydaş durumu değişebileceğinden, ortaklığın giderilmesi davası da bu davanın sonucundan etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davalarının 6100 sayılı HMK'nın 165/1 maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekir. Somut olaya gelince; davalı ... tarafından verilen temyiz dilekçesinde annelerinin dava konusu taşınmazdaki payının davacıya muvaazalı devri sebebiyle annelerinin vefatından ve karar tarihinden sonra Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/317 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davasının açıldığını beyan edilmiştir....