Davada, her ne kadar iştirak nafakasının artırılmasını istemişlerse de; aslında talepleri yardım nafakasına ilişkin bulunmaktadır. Zira, iştirak nafakası; küçüğün reşit olmasıyla kanunen kendiliğinden sona erer (TMK.nun 328/1. maddesi) . Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile iştirak nafakasının artırılması biçiminde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden , bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ikinci maddesindeki " davacı ...'ın aylık 100 TL 'lik nafakasının aylık 200 TL'ye, davacılar ... ve ...'ın aylık 50 TL'lik nafakalarının ise ayrı ayrı 125 TL'ye yükseltilerek" ifadesinin çıkartılarak yerine "davacı ...'ın aylık 100 TL'lik nafakasının aylık 200 TL'ye yükseltilmesine, davacılar ... ve ... içinse 125'er TL yardım nafakası takdirine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.4.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından nafakalar ile tazminatların miktarları yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadın ergin olmasına rağmen kısıtlanarak velayeti altına konulan ortak çocuk için iştirak nafakası talep etmiş ise de, ergin çocuk için iştirak nafakası değil, yardım nafakası isteyebileceğinin (TMK m. 364) ve mahkemece de yardım nafakasına hükmedildiğinin anlaşılmasına göre davacı kadının tüm, davalı erkeğin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece, 16.12.2014 tarihinde dosya üzerinden verilen kararla davacı kadın için daha önce takdir edilen 600 TL....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2014 NUMARASI : 2013/1711-2014/1628 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-yoksulluk nafakasının artırımı ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile; davacının yoksulluk nafakası artışı talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı (birleşen davanın davacısı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Ankara 3.Aile Mahkemesinin 31.10.2011 tarih ve 2010/456 E.-2011/1447 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, davalı için aylık 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davacının daha önce ortağı bulunduğu şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladığını, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, yardım nafakası isteminden ibarettir. Davacının dava açıldığı tarihte Açık Öğretim İmam Hatip Lisesi öğrencisi olduğu, annesi ve kardeşi Büşra ile birlikte yaşadığı, davacının gelirinin olmadığı, kardeşi Büşra'nın 350 TL yardım nafakası aldığı, davacının ve birlikte sakin diğer aile fertlerinin ihtiyaçlarının 3.kişilerin yardımı ile karşılandığı, davalı babanın emekli olup, 2.400,00 TL maaşının olduğu, yeni bir evlilik yaptığı, ayrıca davacının kardeşi Büşra'ya 350 TL yardım nafakası ödediği anlaşılmıştır. TMK'nın 328/2 maddesine göre, eğitimi devam eden reşit çocuğun eğitimi bitinceye kadar anne ve baba gücü oranında çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Tüm dosya kapsamından, dosyaya sunulan delillerden, öğrenci olan davacı lehine TMK'nın 328. Maddesi uyarınca yardım nafakası taktirinde bir isabetsizlik yoktur....
mahkemenin karşı davaya ilişkin hüküm bölümünde iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasına ilişkin 6 ve 7. bentlerinin, tedbir nafakası kısmından sonra gelen kısımlarının kaldırılmasına, davacı kadın ve müşterek çocuk Sıla için hakkaniyete uygun oranda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; küçükler Cansu ve Ceren'e velayeten anne tarafından açılmış iştirak nafakasının arttırılması davası ile birlikte müşterek çocuk T2 tarafından açılmış yardım nafakası davasıdır. 1- Yapılan incelemede davacı Filiz Boz ile davalının Denizli 4. Aile Mahkemesinin 2018/29 Esas ve 2018/51 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları müşterek küçük çocuklar Cansu ve Ceren'in velayetinin anneye verilerek çocuklar lehine 250'şer TL iştirak nafakasına hükmedildiği da müşterek çocuklar lehine bağlanan iştirak nafakalarının her yıl TÜİK tarafından belirlenen TEFE -TÜFE ortalaması oranında arttırılmasının karar verildiği, kararın 03/05/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Müşterek çocuklar lehine hükmedilen aylık 250'şer TL iştirak nafakasının kesinleşmesinden sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında önemli bir değişme olmamıştır....
Mahkemece, davacı kadın için aylık 500 TL yoksulluk nafakası, 27/06/2011 doğumlu olduğu anlaşılan ve velayeti anneye verilen müşterek çocuk Ali Efe için aylık 500 TL iştirak nafakası takdir edilmiştir. Değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı itibariyle ihtiyaçları, nafakaların niteliği dikkate alındığında takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakası azdır. Mahkemece TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....
TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata; reşit olan çocuk için talep edilen yardım nafakasının boşanma davasının fer'îsi olmaması, davacının taraf ehliyeti bulunmadığından, bu davayı münhasıran yardım nafakası talep edenin açabileceği göz önüne alınarak yardım nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Takibe dayanak ilamda müşterek çocuk ... için iştirak nafakasına, anne ... için ise yoksulluk nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda, nafaka alacağının zamanaşımına uğradığını, müşterek çocuk 1991 doğumlu Kübra'nın 2009 yılında 18 yaşını doldurmuş olması nedeniyle Kübra açısından nafaka talep edilemeyeceğini bildirerek itirazlarının kabulü isteminde bulunmuştur. Küçüklere bağlanan iştirak nafakası, TMK.nun 328. maddesi uyarınca küçüğün ergin olduğu tarihte kendiliğinden sona erer. Bu tarihten sonra reşit olan çocuk mahkemeye müracaatla anne ya da babasından yardım nafakası talep edebilir....
Somut olayda; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında, takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup; mahkemece, iştirak nafakasının aylık 275,00 TL'ye çıkartılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin iştirak nafakasının artırım oranına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince, mahkemece iradın arttırılması için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi icabetmektedir. Mahkemece, takdir edilen yoksulluk nafakası artırım oranı fazladır. Zira, dosya içeriğinden; tarafların Ereğli 2....