"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması ve artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde ekonomik zorluk yaşadığını belirterek 250.00.-TL yoksulluk nafakası ile 150.00.-TL iştirak nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Birleşen davada da davacı vekili dava dilekçesinde 250.00.-TL yoksulluk nafakasının yetmediğini belirterek 600.00.-TL ye yükseltilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, müşterek çocuk .... için iştirak nafakasının aylık 150 TL’den 400 TL’ye artırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, miktarın fazla olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile iştirak nafakasının aylık 150 TL’den 400 TL’ye artırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 150 TL iştirak nafakasının davalı babadan alınarak velayeten anneye verilmesine karar verildiği ve hükmün 09.05.2012 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 11.06.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davada, TMK.nun 330.maddesi gereğince iştirak nafakasının artırılması talep edilmektedir. TMK'nun 330.maddesinde "Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir” hükmü getirilmiştir....
Ancak, mahkemece oluşturulan hükümde; iştirak nafakasının artırılmaya başlanacağı tarih belirtilmemiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, iştirak nafakasının artırılmasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; artışın hangi tarihten itibaren başlayacağının belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Dava, yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. TMK'nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir. TMK 176/4.maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında gözönünde tutulacak husus; geçen süreçte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin önceki kurulan dengeyi bozup bozmadığıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 9.AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/05/2014 NUMARASI : 2013/1608-2014/582 Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü; Davada, daha evvel davacı lehine hükmedilen yoksulluk ve müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının artırılması talep edilmiş, mahkemece, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, iştirak nafakalarının artırılması talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından, iştirak nafakalarının her yıl enflasyon oranında artışa tabi tutulmasına dair kısmına yönelik temyiz edilmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk nafakasının artırılması ve birleşen davada iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, davacı lehine 100 TL yoksulluk nafakasına ve velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk için 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müşterek çocuğun masraflarının arttığını, nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, asıl davada yoksulluk nafakasının 300 TL’ye ve birleşen davada iştirak nafakasının 300 TL’ye çıkarılmasını talep etmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin bağımsız tedbir nafakasının artırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bağımsız tedbir nafakasının yıllık artırılan miktarı, karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 41.530.00 TL'yi aşmadığından HMK'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesin olduğundan davalı erkeğin bağımsız tedbir nafakasının artırılmasına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı kadının ve davalı erkeğin diğer temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince a-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının tüm, davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile) 2010/663 Esas, 2013/120 Karar sayılı kararı ile davacı lehine hükmedilen aylık 400 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 400 TL daha arttırılarak aylık 800 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dava,yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."...