Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
Ancak; taraflar halen evli olup, davacı eş ayrı yaşamda haklılık nedeniyle kendisi ve fiilen baktığı müşterek çocuklar için nafaka talebinde bulunmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle talep edilen nafakalar, tedbir nafakası niteliğindedir.(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı için hükmedilen nafakanın yoksulluk, müşterek çocukları için hükmedilen nafakanın ise iştirak olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
GEREKÇE;Dava,TMK 197.maddesi gereğince tedbir nafakasına ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Her ne kadar TMK 197 nci maddesi kapsamındaki nafakalar ile ilgili gelecek yıllardaki artışa yönelik yasa maddesi bulunmamakta ise de davalı yanın istinaf başvurusu olmadığından işaret edilmesi ile yetinilmesi gerekmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2010/119 esas, 2010/1053 karar sayılı dosyası ile açmış olduğu bağımsız tedbir nafakası (TMK m. 197) davasında verilen tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam edeceğinin anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı kadın süresinden sonra 10.02.2015 tarihli dilekçesi ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Mahkemece bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği yerde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Dava, 4721 sayılı TMK'nun 197 m.sine dayalı boşanma davasından müstakil tedbir nafakası istemine ilişkindir. TMK 197 maddesinde;"Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir....
Dava, 4721 sayılı TMK'nun 197 m.sine dayalı boşanma davasından müstakil tedbir nafakası istemine ilişkindir. TMK 197 maddesinde;"Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3- Davalı-davacı kadının birleşen Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı nafaka davası hakkında olumlu, ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu sair bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.09.2015(Salı)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle taraflar arasındaki evliliğin halen devam etmesine, davacı kadın yararına hükmedilen nafakanın tedbir nafakası (TMK.m.197) niteliğinde bulunmasına, mahkemece gerekçeli karar başlığında ve hüküm bölümünde yardım nafakası olarak nitelendirilmesinin sonuca etkisinin bulunmamasına göre davalı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir . 2-Davalı erkeğin aile konutu şerhi konulması davası yönünden temyizinin incelenmesine gelince; Davacı kadının, dava dilekçesinde kendisi yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi talebi yanında, davalı erkek...
GEREKÇE : Dava, TMK 197.maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası istemine ilişkindir. Davalı erkek istinaf dilekçesinde, kusurunun olmadığnıı, davanın reddi gerektiğini, aksi takdirde nafaka miktarının düşürülmesini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamı, tanık anlatımları göz önüne alındığında erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği, bu nedenle kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispatladığı, TMK 197.maddesi uyarınca kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kadının yaşı, ihtiyaçları göz önüne alındığında hükmedilen aylık 750 TL tedbir nafakası miktarının da uygun olduğu değerlendirilmekle, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin ayrı, ayrı esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tedbir nafakasına yönelik istinafa gelindiğinde, davalı kocanın üzerindeki taşınmazları mal kaçırmak amacı ile akrabalarına devretmesi sebebi ile taraflar arasında geçimsizlik baş gösterdiği, davalı kocanın etrafta, davacı eşi için "malımı mülkümü yedi," şeklinde dedikodu çıkardığı ve evi terk ettiği anlaşılmakla, davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu, bu nedenle TMK 197.maddesi uyarınca lehine tedbir nafakası hükmedilmesi doğru olduğu gibi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına göre, takdir edilen tedbir nafakası miktarının da uygun olduğu sonucuna varılmıştır. TMK 197 maddesi uyarınca talep edilen tedbir nafakası yargılama sonucunda haklılığını ispatlayan kadın lehine dava tarihinden itibaren hükmedilir....