Dava, Almanya Mayen Asliye Hukuk Mahkemesi kararının tenfizi istemine ilişkindir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, Alman Mahkemesince, Alman Hukuk Yargılama Kanunu'nun (ZPO) 700. maddesi çerçevesinde verilmiş olan kararın ilam niteliğinde olduğunun kabulünün yerinde olacağı yönünde görüş bildirilmiş, İlk Derece Mahkemesince de tenfiz istemine konu ilamın hukuk davasına ilişkin bir yabancı mahkeme ilamı olduğu, usulüne uygun şekilde kesinleştiği, Türk kamu düzenini ihlal edici bir hükmün bulunmadığı gerekçesiyle tenfiz isteminin kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ise, ihtar usulüne göre verilmiş bir kararın adli karar olarak kabul edilmesinin kamu düzenine aykırılık taşıdığı, kararın teknik anlamda tenfizi kabil (yargılama sonucu verilmiş) bir ilam olarak nitelenemeyeceği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dava reddedilmiştir....
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının davalıya Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edildiğini gösterir belgelerin davacı tarafça dosyaya ibraz edilemediği, tebliğin doğrudan posta yoluyla yapılması halinde yabancı mahkeme kararının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, ayrıca tenfizi istenen kararın ...’nın 329 ve 405/2. maddelerine aykırı olduğu, benzer nitelikteki Türkiye’de açılan davaların reddedildiği, bu durum karşısında yabancı mahkeme kararının, Türk mahkemeleri tarafından verilen kararlarla çeliştiğinden kamu düzenine aykırı bulunduğu, ayrıca yabancı mahkeme kararının Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmiş bir karardan da söz edilemeyeceği, bununla birlikte yabancı mahkeme kararında, şirket hisselerinin davalıya iadesine karar verilmemesi nedeniyle mükerrer tahsilata neden olunabileceği, tüm bu durumların açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın...
gibi nedenlerle yabancı kararın tenfizi reddedilemez....
Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 60-63. maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi düzenlenmiştir. Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası antlaşmalar kapsamında bulunmayan uyuşmazlıklarda adı geçen kanun hükümlerinin uygulanması söz konusu olmakla birlikte, “Türkiye’de Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki 10 Haziran 1958 tarihli New York Sözleşmesi” 08.05.1991 tarih ve 3731 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olduğundan ve yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde, bu sözleşme hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekli olduğundan, MÖHUK kapsamına giren hakem kararlarının alanı oldukça daralmıştır....
, ----------- sayılı. 07.07.2021 tarihli kararında da karşılıklılığın mevcut olduğunun kabul edildiğini, huzurdaki davada tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının ---------- gerçekleşen bir hizmet alım sözleşmesiyle ilgili olduğunu ve bu konuda -------- münhasır yetkili bir mahkeme bulunmadığını, kamu düzenine aykırılık bulunmadığını, yabancı mahkeme önündeki davada davalının usulüne uygun bir şekilde mahkemeye çağrıldığını, mahkemede temsil edildiğini, savunma hakkının ihlal edilmediğini, davalının bu konuda yabancı mahkemede bir itirazda bulunmadığını, --------- yasağı kapsamında tenfiz hakiminin yabancı mahkeme kararını esastan inceleyemeyeceğini, ihtiyati haciz kararı verilmesi için tüm şartların mevcut olduğunu, teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini ve nihai olarak da ----------Tahkim Mahkemesi kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir....
Ejder Yılmaz, Ankara 2011, sayfa 268) Ayrıca, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca yabancı mahkeme kararının tenfizi için kararının kesinleşmiş olması dava şartıdır. Somut olayda, kesin hükme konu davada, yabancı mahkeme ilamının usulünce kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve bu kararın Dairemizce onanmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, kesin hükme konu davadaki aynı yabancı mahkeme ilamının diplomatik yolla tebliği işlemi tamamlanarak yeni bir kesinleşme şerhi ile açılan bir dava olduğundan önceki davanın dava şartı (diplomatik yolla tebliği sonucu usulünce kesinleşmiş karar bulunmadığından) yokluğu nedeniyle reddedilmiş olması, bu dava şartının tamamlanılarak açılan davada kesin hüküm oluşturmadığından davanın kesin hüküm nedeniyle reddi doğru olmamış, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir....
Davacı tarafça Sofya Şehir Mahkemesi Ticaret Bölümü 2154/2020 sayılı, ... karar numaralı ve 19/10//2022 tarihli kararı ile 14/11/2022 tarihli icra hükmü kararı uyarınca hem bu mahkeme kararının tanıma ve tenfizi hem de verilen karar uyarınca İİK.'nun 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı konulmasına yönelik talepte bulunulmuştur. Yabancı mahkeme kararının ilam niteliği taşıyabilmesi için MÖHUK 57. maddesi uyarınca Türk Mahkemeleri tarafından tenfizi ve bu tenfiz kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Yabancı mahkemeden verilen bir ilamın Türkiye'de icra edilebilmesi için söz konusu mahkeme kararının tenfizi ve bu tenfiz kararının kesinleşmesi gerekmekle birlikte bilindiği üzere, ihtiyati haciz işlemi bir icra ve infaz işlemi niteliği taşımamaktadır....
Yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tanınması ve hükmedilen alacaklara ilişkin kısmın cebri icraya konulabilmesi için tenziline karar verilmesi gerektiğinden işbu davayı acma zarureti hasıl olduğunu beyan ederek yabancı mahkeme tarafından verilen kararın Türkiye'de de geçerli olubilmesi için mahkeme tarafından tenliz ve tanınması ile yargılama siderleri ve vekalet Ücretinin karşı tarafa yüklelilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. DELİLLER:Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı. DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir.5718 sayılı MÖHUK'un 50. maddesine göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi, yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; tenfizi talep olunan yabancı mahkeme ilamının ülkemiz kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk Mahkemelerinin yetkisine giren bir konuya ilişkin olmadığı, yargılama sırasında tenfizi talep olunan ülkenin usül hükümlerinin uygulandığı, yargılama safhasında adil yargılama hakkının ihlal edilmediği, kararın usulüne uygun kesinleştiği, 5718 Sayılı Kanunu'nun 54. maddesinde belirtilen tenfiz şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, Stutgart Asliye Hukuk Mahkemesinin 25. Sivil Hukuk Dairesinin 25 O 144/08 dosya nolu 22/07/2009 tarihli kararının tenfizine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararında “Stuttgart Asliye Hukuk Mahkemesi 25....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemiyle açılan bu davada yabancı mahkeme ilamının açıkça kamu düzenine aykırı olmadığı, tenfize konu yabancı mahkeme kararının aslı, tamamının onaylı tercümesi sunulmuş olup kararın mahkeme tarafından verildiği ve mahkeme hükmünü taşıdığının anlaşıldığı, kendisine karşı tenfiz istenen davalı mahkemeye usulünce çağrıldığı, yine karar da usulünce davalıya tebliğ edilmiş olup MÖHUK 54/1/ç bendine de aykırılık bulunmadığı, her ne kadar Almanya ile Türkiye arasında karşılıklı ikili anlaşma olmamakla beraber Türk Mahkemeleri kararları Almanya'da tenfizi mümkün olduğundan fiili uygulamanın bulunduğu, yabancı mahkeme ilamının tenfiz koşullarının oluştuğu, bu durumda davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle açılan davanın kabulü ile Federal Almanya Cumhuriyeti Memmingen Asliye Hukuk Mahkemesi 2....