Ne var ki, yabancı mahkeme boşanma ilamının Türk Mahkemesince tanınması işlemine başvurulmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, yapılacak işlem, HMK 165. madde uyarınca davacıya yabancı mahkeme boşanma ilamının Türk Mahkemesince tanınması için dava açmak üzere süre verilmesi, açıldığında sonucunun “bekletici sorun” yapılması; tanıma ilamı sunulduğunda; evlilik malına tasfiyesine ilişkin yabancı mahkeme kararı bölümünün de tanınmasına karar verilmesi olmalıdır. Temyiz edilen hükmün yukarıda açıkladığım çerçevede işlem ve inceleme yapılmak üzere bozulması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun davanın redine ilişkin hükmü onayan kararına katılmıyorum. 01.06.2015...
Burada, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492). Yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde asliye mahkemeleri de görev ilişkisi çerçevesinde davaya bakar ( HGK 15.06.2016 tarihli ve 2014/19- 1090 E., 2016/819 K.) Görüldüğü üzere ilgili madde, asliye mahkemesini görevli kabul etmekte ve davanın konusunu teşkil eden ihtilafın niteliğini göz önünde bulundurmamaktadır. İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2). Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez....
Buna göre, yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi kriterlere göre uygulandığı değil, yabancı kararın Türkiye'de icra edilmesi halinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekir. Anılan maddede yer alan, "Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması" ifadesinden, yabancı mahkeme kararının esasına uygulanan hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenemeyeceği, sadece hükmün tenfizi neticesinde ortaya çıkan hukuki sonuçların kamu düzenine aykırı olması halinde yabancı mahkeme kararının tenfizinin reddedileceği sonucuna varılmalıdır. Esasa uygulanan hukukun Türk Hukukunda farklı olması ya da Türk Hukukunun emredici kurallarına aykırı olması gibi nedenlerle yabancı kararın tenfizi reddedilemez....
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Dairemizin kaldırma kararından sonra yaptığı yargılama sonucunda; 26/11/2019 tarihli 2017/66 E. - 2019/397 K. sayılı kararıyla; "...tenfizi istenen yabancı mahkeme kararlarının Almanya'daki marka tecavüzlerine ilişkin olup, kararların tetkikinden, usulen kesinleştiği anlaşılmıştır. Yabancı mahkeme kararının yargılama giderine ilişkin kısmının tenfizi istenmektedir. MÖHUK'un 54/c. maddesi hükmüne göre tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, yabancı kararın elde edilmesinde uygulanan yabancı hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenmesi esasen söz konusu olmaması, tenfiz kararı verecek hakimin yabancı hakimin bu karara hangi kanunu, nasıl uyguladığını inceleme yetkisine sahip bulunmaması karşısında davalı savunmalarına itibar edilmeyerek davanın kabulü ile, MÖHUK 54. Maddesine öngörülen koşulları taşıyan yabancı mahkeme kararlarının tenfizine" karar verilmiştir....
Kamu düzeni, tarafların uymak zorunda oldukları kamu ve özel hukuktan doğan ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri kuralların bütünü olarak anlaşılmalıdır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 54/c maddesinde, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması hali tenfiz şartları içinde sayılmış olup, buna göre, yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi ölçütlere göre uygulandığı değil, yabancı kararın Türkiye’de icra edilmesi halinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekir. Anılan maddede yer alan “Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması” ifadesinden, yabancı mahkeme kararının esasına uygulanan hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenemeyeceği, sadece hükmün tenfizi neticesinde ortaya çıkan hukukî sonuçların kamu düzenine aykırı olması halinde yabancı mahkeme kararının tenfizi isteminin reddedileceği sonucuna varılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tenfizi ve tanınması isteğine ilişkin olup, yabancı ilamın tarafı olan kadının ölümünden sonra onun mirasçısı tarafından açılmıştır. Yabancı mahkemece, boşanma kararının 27.05.2010 tarihinde verildiği, ancak eşlerden kadının bu tarihten önce, 16.05.2010 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Başka bir ifade ile, yabancı mahkemedeki dava görülmekte iken, henüz karara bağlanmadan, evlilik eşlerden birinin ölümüyle sona ermiştir. Ölümle sona ermiş olan bir evliliğin boşanma ile ortadan kaldırılmış olması, Türk kamu düzenine açıkca aykırıdır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; ...Sulh Hukuk Mahkemesinin nafaka ödenmesine ilişkin kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Tenfiz ve tanıma davalarında; dava dilekçesine yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğinin ve onanmış tercümesinin, ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gerekmektedir. 5718 sayılı Yasanın 53.maddesinde yer alan düzenleme bu şekildedir.Davaya konu istem, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin bulunmakla öncelikle, buna ilişkin yasal düzenlemeler ile kavram ve kurumların irdelenmesinde yarar vardır:Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi,...
Somut olayda yabancı ülkeden alınmış olan vesayet kararının Türkiye’de tanınması istenmektedir. Yurt dışında verilmiş olan vesayet kararının tanınmasında görevli mahkeme 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanununun 51. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 09.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; mirasçılık belgesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istendiğine göre ve bu konunun da aile hukukunu ilgilendirmediği anlaşılmakla, görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/05/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bir Türk Mahkemesi kararının HMK’nın 297/2. maddesine aykırı hüküm fıkrası ihtiva etmesi nasıl kamu düzenine aykırılık teşkil ediyorsa tenfizine karar verilen yabancı mahkeme kararının hüküm fıkrasında böyle bir eksikliğinin olması halinde bu da kamu düzenine aykırı olup bu hal tenfiz engelidir. Dava konusu yabancı mahkeme kararının hüküm fıkrası incelendiğinde davacı alacağı olan 15.000,00 Euro’nun ödenmiş olduğu belirtilerek sadece fatura tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek ana para faizlerinin davalıdan tahsiline ve bunlara ek olarak 5.736,29 Euro avukatlık ücreti ve 645,33 Euro yargılama giderinin davalıdan tahsiline hükmedildiği görülmektedir. Ancak fatura tarihi, 15.000,00 Euro’nun parça parça ödeme tarihleri ve uygulanacak faiz oranı hüküm fıkrasında belli olmadığı için yabancı mahkeme kararının faize ilişkin bu bölümünün icrası mümkün olmayıp yabancı mahkeme kararının bu nedenle tenfizinin esasen reddi gerekir....