Tanınma ve tenfizi talep edilen Milletlerarası Ticaret Odası Tahkim Mahkemesi'nin 30.10.2010 tarih ve 15532/FM/G2 sayılı hakem davasının, davacısı ..., davalısı ...... olup eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası sonucunda davacının taleplerinin reddine davalı ... şirketinin 6.587,442,70 Euro tutarındaki alacağının 05.06.2008 tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçecek süre için hesaplanmak üzere işletilecek yıllık %5 oranındaki basit faiz oranının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine ve tahkim giderlerinin de davacı tarafından ödenmesine karar verilmiştir. Yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin asliye mahkemesi kararı ile, hakem kararının mahiyetine göre karar ve ilâm harcı alınır. (492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 3/II. Maddesi) Buna göre yabancı hakem kararının tenfizini isteyen taraflar, başvurma harcı ve nispi harca tâbi davalarda peşin harç, dava açılırken peşinen alınır. (Prof. Dr....
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Dava dışı temlik eden ... şirketi ile davalı arasında ... Otel Binası için bir takım inşaat işlerine yönelik sözleşme imzalandığı, iş bedelinin tahsili için Dubrovnik Ticaret Mahkemesi’ne başvurulduğu ve 12/12/2008 tarih ve VII P. 117/08 sayılı karar ile davacının temlik edene 2.780.725,57 Kuna borçlu olduğuna karar verildiği, kararın 19/03/2009 tarihinde kesinleştiği, davacının eldeki dava ile yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizini talep ettiği anlaşılmaktadır. Tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı gereğince, davacının iş sahibi ... San.ve Tic. A.Ş.'nin ..., Dubrovnik adresinde bulunan ......
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir.Davacı, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı ihtilaf meydana geldiğini, davalı aleyhine Tunus Mahkemesinde açtıkları davanın lehlerine sonuçlandığını ve kesinleştiğini, kararın Türkiye'de icra edilebilmesi için tanınması ve tenfizi gerektiğini belirterek kararın tenfizini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur.Davaya konu tenfizi istenen yabıncı mahkeme kararının taraflar arasındaki ticari işletmelerinden doğan ihtilafa ilişkin ve tarafların tacir olmaları nedeniyle, MÖHUK 50/1 maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan davalının görev itirazı yerinde değildir....
HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 20.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararında ...Ticaret Odası'na kayıtlı olan ... Holding S.A. davalıdır. İşbu davada davalı olarak gösterilen ... Holding A.Ş. farklı bir şirket olup, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararında taraf değildir. Bu durumda davanın husumetten reddi gerekirken, davanın yazılı olduğu şekilde yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesi ile reddi doğru değilse de, davanın reddine dair karar sonucu itibariyle doğru bulunduğundan HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca karaın gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, Londra Ticaret Mahkemesi’nin 13.02.2013 tarihli kararı ile, taraflar arasındaki ticari satış sözleşmesinden dolayı davacının 367.500 ABD Doları zarara uğradığının tespit edilip, davacı lehine verilen kararın kesinleştiğini belirterek, söz konusu yabancı mahkeme kararının tenfizi ile 367.500 ABD Doları anaparanın işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış tercümesinin dava dilekçesine ekli olmadığını, usul şartları yerine getirilmediğinden, dava dilekçesinin usulden reddi gerektiğini, yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı olduğunu, uyuşmazlığa uygulanacak hukukun Türk Hukuku olduğunu, sözleşmenin varlığının ispat edilememesi nedeni ile tenfiz isteminin reddi gerektiğini savunmuştur....
Yargı kararlarından alınacak harçlar ise 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenmiş olup, Kanunun "Hakem Kararları" başlıklı 3. maddesi; "Hakem kararlarının infazı lazım geldiğine dair mahkeme başkanı veya hakim tarafından verilen şerhlerden, hakem kararının mahiyetine göre, karar ve ilam harcı alınır. Yabancı hakem kararları ile, kanun gereğince tahkim yolu ile halli mecburi olan davalardan da aynı suretle harç alınır" hükmünü taşımaktadır. "Yabancı Mahkeme İlamları" başlıklı 4. maddesinde ise; "Yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınır" hükmü öngörülmüştür....
Buna göre, yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi kriterlere göre uygulandığı değil, yabancı kararın Türkiye'de icra edilmesi halinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekir. Anılan maddede yer alan, "Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması" ifadesinden, yabancı mahkeme kararının esasına uygulanan hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenemeyeceği, sadece hükmün tenfizi neticesinde ortaya çıkan hukuki sonuçların kamu düzenine aykırı olması halinde yabancı mahkeme kararının tenfizinin reddedileceği sonucuna varılmalıdır. Esasa uygulanan hukukun Türk Hukukunda farklı olması ya da Türk Hukukunun emredici kurallarına aykırı olması gibi nedenlerle yabancı kararın tenfizi reddedilemez....
Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda hüküm doğurması, yabancı mahkeme kararının niteliğine göre ya tanınması ya da tenfizi ile mümkün olur. MÖHUK'un 50. Maddesi gereğince; yabancı mahkeme kararlarının mahalli mahkeme kararları gibi hüküm doğurması için, mahalli mahkemelerce bir tanıma veya tenfiz karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davaya konu Rusya Mahkemesi kararında; taraflar arasında mahkeme dışı yapılan sulh sözleşmesinin taraflarca Rusya Mahkemesi'ni ibraz edildiği, Rusya Mahkemesi tarafından da bu sulh sözleşmesi esas alınarak hüküm kurulduğu, Rusya mahkemesi tarafından verilen kararda sulh sözleşmesi tahtında ve eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenici şirketin davalı şirketten olan alacağının belirlendiği, ilamın eda kararı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi bakımından temel düzenleme olan 5718 sayılı MÖHUK'ta, bir yabancı mahkeme kararının tenfiz kararına konu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler 50....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2015 NUMARASI : 2014/99-2015/70 Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....