"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen 23.03.2016 tarihli hükümde davanın kabulü ile yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfızine karar verilmiş, Dairemizin 18.01.2018 tarihli 2017/1014 esas, 2018/775 karar sayılı ilamı ile "....dosya içerisinde yabancı mahkeme ilamının kesinleştiğini gösteren o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin bulunmadığı gibi apostil şerhinin tercümesi de bulunmadığından, davacıya ilamın kesinleştiğini gösteren o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi ve apostil şerhinin tercümesini sunmak için uygun süre verilmeli, eksiklik bu şekilde tamamlanmalı, bundan sonra işin esası incelenmelidir....
Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür. Burada, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492). Yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde asliye mahkemeleri de görev ilişkisi çerçevesinde davaya bakar ( HGK 15.06.2016 tarihli ve 2014/19- 1090 E., 2016/819 K.). Görüldüğü üzere ilgili madde, Asliye Mahkemesini görevli kabul etmekte ve davanın konusunu teşkil eden ihtilafın niteliğini göz önünde bulundurmamaktadır. İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm evlat edinmeye dair yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.13.02.2014(Prş.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davalı vekili Av. ... 02.12.2013 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda açıklanan sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 16.12.2013 (Pzt.)...
Dava, nafakaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. Tenfiz hâkiminin yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi yoktur. Bu yasak çerçevesinde, tenfiz hakimi ilamda mevcut olan bir gerekçeyi inceleyip değerlendirmesi söz konusu olamayacağı gibi verilen hükmü de değiştiremeyecektir. Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; yabancı mahkeme kararının tanınmasına için gerekli belgelerin dosya içerisinde mevcut olduğu, ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalının istinaf itirazının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu düzenlemeyle, yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarih ile tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarih arasındaki ara dönemdeki belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. Aksi takdirde, bu dönemde, henüz tanıma tenfiz kararı verilmediğinden evliliğin devam ettiğinin kabulü gerekir ve beraberinde çözümü zor yeni uyuşmazlıklara neden olur. Açıklandığı üzere; 59.madde, yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından etkisinin hüküm ifade edeceği döneme açıklık getirmiştir. Sayın çoğunluk ile muhalefet arasındaki görüş ayrılığı, dava hakkının kullanılmasında karşılaşılan zamanaşımı süresinin yabancı mahkeme ilamının kesinleşmesi tarihinde mi? Yoksa tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarihte mi? başlatılacağıdır. Çoğunluk, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin alacak davalarında, zamanaşımının yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte başlatılması gerektiğini savunmakta, muhalefet ise tanıma-tenfiz kararının kesinleşmesinden sonra başlatılması gerektiğini savunmaktadır....
Dava, yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanununu 51/(2). maddesi "Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir." hükmünü, 6102 sayılı TTK'nun 5/3. maddesi de "Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır." hükmünü haizdir. Somut olayda, yabancı mahkemece davacının davalı şirketin ortağı olmadığı, davacıdan her an istendiğinde geri verileceği inancıyla para tahsil edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş olup, iddianın ileri sürülüşü ve mahkemenin kabulü dikkate alındığında dava haksız fiile dayalı tazminat istemine ilişkin olduğuna, davacının ortak olmadığı ve iadesine karar verilen senetlerin de hisse senedi olmadığı kabul edildiğine göre, bu tür tenfiz davalarında olduğu gibi, davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir....
feshine dair karar verildiği, ve tarafların evlilik birliğine bu şekilde son verildiği, kararının 16.07.2020 tarihinde kesinleştiği, taraf teşkilinin sağlandığı, yabancı mahkeme karar aslı, onaylı tercümesinin ve apostil şerhinin mevcut olduğu, yabancı mahkeme kararının16.07.2020 tarihinde kesinleştiği, yabancı mahkeme kararının Türk Hukuk mevzuatı ile çelişmediği gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile evliliğin feshine yönelik yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine karar verilmiştir....
Yabancı Mahkemece verilmiş olan velayete ilişkin kararların tanınması ve tenfizi için, çocukların Türkiye'de nüfusa tescil edilmiş olmaları gibi yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. Nüfus kayıtları kurucu değil, bildirici etkiye sahiptir. Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa bile gerçek durum, her türlü kanıtla ispat edilebilir (TMK. m. 30/2) Dolayısıyla, çocukların velayetine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinden, sicilde kayıt bulunmadığı gerekçesiyle kaçınılamaz. Yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisiyle ilgili yukarıda yapılan açıklamalar, velayete ilişkin yabancı mahkeme kararları için de geçerlidir. O halde, davacının velayetten kaynaklanan hak ve sorumluluklarını kullanabilmesi ve yerine getirebilmesi için, velayete ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ihtiyaç vardır ve davacının hukuki yararı bulunmaktadır....
Davayı açan T2 dava dilekçesinin başlık kısmında velayetin iptaline ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi talebi olduğu belirtilmesine rağmen netice ve talep kısmında tarafların boşanmalarına dair yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizini talep ettiği görülmektedir. Davayı gören mahkemenin yabancı mahkeme ilamının dilekçe ile sunulan tercümesinin onaylı olup olmadığını kontrol etmediği gibi içeriğini de incelemeden hiç evlenmemiş taraflar yani evli olmayan kişiler hakkında olmayan bir boşanma kararı ile ilam niteliği taşımayan tedbir kararının tanınması ve tenfizine karar vererek çocukların velayet hakkının babada olduğuna dair nüfusta kayıt oluşturulmuştur....