HD 26.1.2007, 2006-11095/451.) 9) Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de tanınması ve tenfizinde 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Asliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5. maddesinde 9.2.2011 tarihli ve 6110 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda asliye ticaret mahkemeleri toplu mahkeme iken tek hakimli mahkeme haline getirilmiş ve asliye ticaret mahkemeleri genel mahkemeler arasında kabul edilmiştir. 10) 5235 sayılı Kanunda 6545 sayılı Kanunun (RG 28.6.2014, sa: 29044) 45. maddesi ile değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemelerinin bazı uyuşmazlıklar için tek hakimli, bazı uyuşmazlıklar için toplu mahkeme olarak görev yapacağı hükme bağlanmıştır. 11) 5235 sayılı Kanunda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun, asliye ticaret mahkemelerinin toplu mahkeme olarak görev yapacağı uyuşmazlıkları sayarken yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine yönelik davaları da belirtmiştir....
Yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tanınması ve hükmedilen alacaklara ilişkin kısmın cebri icraya konulabilmesi için tenziline karar verilmesi gerektiğinden işbu davayı acma zarureti hasıl olduğunu beyan ederek yabancı mahkeme tarafından verilen kararın Türkiye'de de geçerli olubilmesi için mahkeme tarafından tenliz ve tanınması ile yargılama siderleri ve vekalet Ücretinin karşı tarafa yüklelilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. DELİLLER:Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı. DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir.5718 sayılı MÖHUK'un 50. maddesine göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi, yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır....
Somut olayda; davacının ergin ve özürlü oğlu Yasin Mete’ye 08.02.2000 tarihli yabancı mahkeme kararıyla kayyım olarak atandığı,06.11.2006 tarihli dava dilekçesiyle bu ilamın tanınması ve tenfizini istediği anlaşılmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 Sayılı Yasa’nın 20.04.2004 günü yürürlüğe giren 14.04.2004 gün ve 5133 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi ile “22.01.2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 Sayılı Türk Medeni Yasasının Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Yasaya göre aile hukukundan ... dava ve işler”in aile mahkemelerinde görüleceği, yine 5133 Sayılı Yasanın Geçici 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme Kararının Tanınması ve Tenfizi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yabancı mahkeme kararının boşanmaya ilişkin kısmı hakkında karar verilmiş bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.06.2015 (Perş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, velayetin kaldırılmasına dair yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Türk kamu düzenine aykırılık, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının; Anayasa ile düzenlenen temel hak ve hürriyetlere, milletlerarası hukukta kabul edilen temel ilkelere, adil yargılanma ve savunma hakkına, genel ahlaka, Türk hukuk düzeninin temelini oluşturan ve devletin vazgeçemeyeceği ilkelere aykırılık oluşturması gibi hallerde söz konusu olacaktır. Dava konusu yabancı mahkeme kararında kamu düzenine aykırı bir durum görülmemiştir. Yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfiz edilmesi için 54. madde hükmünün son olarak aradığı şart savunma haklarına uyulmuş olmasıdır. Buna göre kendisine karşı tenfiz istenen kişi, mahkemeye o yer kanunlarına göre usulüne uygun olarak çağrılmamış veya uygun çağrı yapılmadığı ya da yapıldığı halde temsil edilmemiş veya o yer kanunlarına aykırı olarak kararın gıyabında veya yokluğunda verilmiş olması hallerinde ilgilinin tenfize karşı Türk mahkemesinde “itiraz etmiş olması şarti” ile yabancı mahkeme kararının tenfizi mümkün olmayacaktır....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/11/2014 tarih ve 2014/176-2014/716 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, Almanya Aschaffenburg Asliye Mahkemesi'nin 123-1278/09 sayılı ilamının tanınması ve tenfizine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tenfizi istenen ilamın tebliğine ilişkin evrakın bulunmadığı, 5718 sayılı MÖHUK 54/Ç maddesi gereğince tenfiz şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir....
Somut olayda uyuşmazlık, yabancı mahkemeden verilen ve kesinleşen miarasçılık belgesi verilmesi kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK ‘nın 51 maddesinde tenfiz kararlarını vermeye görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Düzenlemede tenfiz kararın hangi konudaki yabancı mahkeme kararına ilişkin olduğu hususunda bir ayrım yapılmamıştır. Bu durumda anılan yasal düzenleme karşısında uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun 21. Ve 22. Maddeleri gereğince Bakırköy 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, yabancı mahkeme kararında yer alan nafaka yükümlülüğüne ilişkin bölümün tenfızine karar verilmesini ve "tanınması ile tenfizi talep olunan karar gerekçesi, içeriği ve hükümleri ile Türk Medeni Kanununun velayet ile ilgili düzenlemeleri dikkate alınarak" müşterek çocukların velayetlerinin kendisine verilmesini talep etmiştir. Mahkemece verilen ilk hüküm, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 30.04.2015 tarihli ilamı ile "....davacının velayet ile ilgili talebi hakkında ve yabancı boşanma kararında yer alan nafaka yükümlülüğü hakkında bir karar verilmediği" gerekçesiyle bozulmuş, tanınmasına karar verilen boşanma kararı yönünden onanmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2011/374 esas sayılı ve derdestlik itirazına konu davada ise veraset belgesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin talep edildiği, her iki davada da davaya konu edilen yabancı mahkeme kararının da aynı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece eldeki davada vasiyetnamenin açılması ve onaylanmasına ilişkin tanıma ve tenfiz talep edildiğine göre aynı yabancı mahkeme kararına dayalı olsa da veraset belgesine ilişkin tanıma ve tenfize ilişkin davanın derdestlik oluşturmayacağı düşünülerek taraf delilleri toplanarak esastan bir karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirmeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği..." belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. V....