Mahkemece, menfi tespit ve istirdat isteminin reddine karar verilmiştir. Davalı banka ile davacıların murisi ... arasında imzalanan konut kredisi sözleşmesinin sigorta teminatı başlıklı 12.1.maddesinde ''...taraflar isteğe bağlı sigortaların yaptırılması hususunda mutabakata varmış olup...borçlu açılacak kredi sebebiyle......
Bilirkişi heyetinin mahallinde yaptığı incelemede 07/01/2020 tarihi itibariyle dava konusu bağımsız bölümün de içinde yer aldığı projenin temel kazısının yapıldığı, parsel üzerinde kaba inşaatı yarım kalmış blokların olduğu ve devam eden bir inşaatın bulunmadığının tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 10/08/2015 tarihli ve sözleşmedeki teslim tarihinin de 31/12/2017 olduğu, işbu davanın ise 05/11/2018 tarihinde ikame edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da ayıplı mal sunulması hali için tüketiciye tanınmış seçimlik haklardan biri olup, dava konusu uyuşmazlığın tüketici işlemi olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamakla davacı tüketicinin taahhüt edilen süre geçmesine rağmen dairesini teslim almaması nedeniyle ayıplı mal durumunun ortaya çıkması nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkını TKHK kapsamında kullanması mümkündür....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun Menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72/8. maddesi "Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir." hükmünü içermektedir. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin Yetkili Mahkeme ve Uygulanacak Hukuk başlıklı 6.2 maddesi "Sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda, (Bankanın yurtdışı şubelerince tesis edilen kredilere ilişkin anlaşmazlıklar dahil) Türkiye Cumhuriyeti Kanunları uygulanacak ve anlaşmazlıkları çözümlemeye...Merkez (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Müdürlükleri yetkili olacaktır." hükmünü içermektedir....
Dava dilekçesinde 12.300,00 TL bakımından davanın istirdat talebi olarak kabulü talep edilmiş ise de; İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 18.12.2018 tarihli ve 2017/3- 1526 E., 2018/1948 K., sayılı kararında da benimsenmiştir....
ın değişik tarihlerde arsa malikinin hesabına 37.000,00 TL para havale ettiği, asıl davada davacı şirketin yetkilisi ... ile davalı arasında düzenlenen ....03.2007 tarihli adi sözleşme ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde değişiklik yapıldığı, arsa malikinin birleşen tazminat davasın karşılık yüklenici ve şirketin adi yazılı sözleşmenin ihlali nedeniyle cezai şart isteyerek sözleşmeye göre verdiğinin istirdadını istediği, arsa malikinin, birleşen davayı yüklenicin yanı sıra şirkete de yöneltmesi, sözleşmeden sonra düzenlenen adi yazılı sözleşmede şirketin muhatap olarak kabul edilmesi ve bazı ihtarların şirkete yönelik olarak keşide edilmesi nedeniyle şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, arsa malikinin birleşen fesih davasına karşı yüklenicinin açtığı karış davada sözleşmeden dönme cezasının ve sözleşme nedeniyle verilenin istirdadının istenmesi nedeniyle tarafların iradelerinin fesih konusunda birleştiği ve sözleşmenin tarafların ortak iradesiyle geriye etkili şekilde...
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre taraflar arasında yapılan sözleşmenin asli temel edimi biçerdöverin satışı karşılığında bedelin ödenmesi olduğu, davacı tarafın sözleşmeden dönme gerekçesi olarak gösterdiği, biçerdöverin mekanik malzemelerinin teslimi hususunun ikinci tali bir edim olup, borçlu tarafa sözleşmeden dönme hakkı veremeyeceği, bu itibarla sözleşmeden doğan borçlarının halen devam ettiği, ayrıca B.K.’nun 106. maddesi uyarınca davacı tarafın davalıya sözleşmeden doğan borcunu ifa etmesi için herhangi bir ihtarda da bulunmadığı, ihtar şartı yerine getirilmeden sözleşmeden dönülemeyeceği, tanık beyanlarından biçer döverin satıldığı gün ve sonrasında davalının biçerdöverin üzerinden çıkan orijinal mekanik aksamı davacılara sunduğu halde davacıların almadıklarının anlaşıldığı, davacı tarafın mekanik aksam teslim edilmediğinden biçerdöverden randıman alınmadığına dair beyanının doğru olmadığı, borçların ödenmesine yönelik olarak düzenlenen borçların...
Kabule göre ise; dava, 6502 sayılı TKHK kapsamında ayıplı olduğu ileri sürülen konut ile ilgili olarak sözleşmeden dönme seçimlik hakkına ilişkindir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalı bankadan bağlı kredi kullanmak suretiyle satın alınan taşınmazın sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmeden dönme, tespit, alacak ve itirazın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 11 inci maddesi; "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir....
Satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketici on gün içinde edinimlerini iade eder. " şeklinde düzenlenmiştir. 6098 s.TBK.nun 125.m.sinde satıcı borçlunun taşınmaz devir ve teslimi suretiyle borcun ifası edimini sözleşmede kararlaştırılan sürede yerine getirememesi nedeniyle temerrüde düşmesi halinde taşınmaz alıcısı/alacaklıya tanınnan seçimlik haklar;"Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler....
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; km düşürme işleminin müvekkilinin aracı satın aldığı tarihten önce yapıldığının ortada olduğunu, bilirkişi tarafından tespit edilen 23.000 km düşürülmesi nedeniyle aracın değeri konusunda aşırı bir zarar oluşmayacağının ortada olduğunu, düşük bir zarar sebebiyle TBK 227/3 maddesi gereğince sözleşmeden dönme yerine bedelden indirilmesine karar verilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava; araç sözleşmesinden kaynaklanan ayıp iddiasına dayalı sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve tazminat talebine ilişkindir....