A.. aleyhine haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını ileri sürmüş ve ihtiyati haciz istemli olarak 103.306,51 TL alacağın davalılardan tahsili talep ve dava etmiştir. Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesi ve aynı Yasa'nın 5/3 maddesine göre davanın asliye ticaret mahkemesince görülmesi gerektiği gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı S.. A.. vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davalı S.. A.. vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı S.....
Ancak;İşlemiş faiz alacağının hesaplanması gerektiğinden ve takip tarihi itibariyle alacak likit olmadığından, takip konusu alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatına yönelik talebin reddi gerekirken, kabule karar verilmesi,Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; 1 nolu bendindeki (Takip miktarı üzerinden hesap edilecek % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,) cümlesinin çıkartılmasına,Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı kesinleşen mahkeme kararına dayalı olarak bakiye alacağın tahsili için yaptığı icra takibine vaki itiraz üzerine ve icra takibinde eksik istenen kısımla ilgili olarak itirazın iptali ve alacak istemli bu davayı açmıştır. Kesinleşen mahkeme kararında davacının maluliyet ve gelir konuları kesinleştiğinden bu konularda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması ve alınan rapor sonucuna göre karar verilmesi doğru değildir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; kesinleşen davada alınan bilirkişi raporu ile tespit olunan 16.384.01 TL davacı alacağından önceki davada hüküm altına alınan 97.50 TL'nin mahsubu ile kalan 16.286.51 TL olup bu miktarın 12.288.01 TL'si asıl alacak olarak icra takibinde istendiğinden takip talebinde istenmeyen 3.998.50. TL'lik istemle ilgili hüküm kurulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasının yer bedeli yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ecrimisil talebinin ise feragat nedeniyle reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 25/09/2018 gün ve 2017/21558 Esas - 2018/15379 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: -K A R A R- Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemli davada, mahkemece taşınmaz bedeli yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddine dair verilen hüküm davalı idare vekilinin temyizi üzerine Dairemizce Onanmış, bu karara karşı davalı idare...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkında kira ve aidat parasının tahsili ve tahliye istemli olarak 13 örnek adi kiraya ait ödeme emri gönderilmek suretiyle takip yapılmaktadır. Borçlu, ödeme emri tebliğinin usulsüz yapıldığı, fiili haczin yapıldığı 30.11.2007 tarihinde takipten haberdar olduğundan bahisle bu tarihin ödeme emri tebliğ tarihi olarak tespitini istemektedir. İcra mahkemesince şikayetin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibe konu alacağın ödendiğinden, davacının hukuki yararı kalmadığından davanın reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir....
Hukuk Dairesi tarafından 26.12.2016 da onanarak kesinleştiği, kurum tarafından ise 23.11.2015 tarihinde davalı hakkında 28.06.2015 tarih itibariyle hesaplanan faizi ile birlikte toplam 64.447,58 TL üzerinden ilamsız icra takibine başlanıldığı, itiraz edilmesi ile takibin durması üzerine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemli işbu davanın açıldığı, mahkemece bozmaya uyularak yargılama neticesinde yazılı şekilde karar verilmiş ise de takip konusu alacağın likid ve davada icra inkar tazminatı koşullarının varlığı mevcut olmasına rağmen yazılı gerekçelerle bu hususta hüküm kurulmaması isabetli bulunmamıştır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketçe davalı şirketin nakliye işlerini yapan araçlara mazot verildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, bu talep kabul edilmezse alacağın reeskont faiziyle birlikte tahsiline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı adına usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemiş ve cevap bildirmemiştir....
O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir. Somut olay bakımından dava külli tespit kısmi eda istemli belirsiz alacak davası olup,dava açılmakla alacağın tamamı bakımından zamanaşımını kesileceğinden davalının ıslaha (talep artırımına) karşı zamanaşımı define değer verilerek yeni bir hesaplama yapılıp,fazla mesai ücreti alacağının eksik hüküm altına alınması hatalı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı, yetki itirazında da bulunarak, henüz icra emri tebliğ edilmeden asıl alacağın ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Takip 16.776,00 TL asıl alacak, 893,38 TL işlemiş faiz ve icra masrafları için başlatılmış; 10.05.2013 tarihinde ödeme emri davalıya tebliğ edilmiş ve yine aynı tarihte 16.776,00 TL asıl alacak davalı tarafından ödenmiştir. Alacağın ferileri hakkında itiraz olmasına rağmen davacı itirazın iptali istemli davasını tüm alacak miktarı gösterilmek suretiyle dava açmış ise de , ödenen miktar üzerinden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....
(İİK' m.257/1) Yukarıda açıklanan yasal ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, davacının faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının takibe kısmi itirazda bulunduğu, dayanak faturanın e-fatura olduğu, davacının faturaya dayalı alacağının bulunup bulunmadığının yargılamayı gerektirdiği, tek başına fatura düzenlenmesinin ve karşı yanca faturaya itiraz edilmemesinin alacağın ispatı yönünde yaklaşık ispatı sağlamaya yeterli olmadığı, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf isteminin reddine karar verilerek HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....