Bunun sonucu olarak, annenin açtığı dava sonucu velayetin değiştirilmesi kararıyla birlikte hükmedilen iştirak nafakasının başlangıcının da, velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşmesi tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Temyiz edilen hükümde, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin, velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihi yerine dava tarihi olarak gösterilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmişse de; bu hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; hükmün bu kısmının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Kaldı ki verilen tedbir kararı velayetin kaldırılması ile ilgili olmayıp çocukla annenin şahsi ilişkisinin engellenmesine yöneliktir. Elde velayetin kaldırılması için ne usulüne uygun açılmış bir dava ne de kamu tarafından yapılan bir talep vardır. Velayetin kaldırılması, çocukla şahsi ilişkinin engellenmesinden daha ağır ve ileriye yönelik sonuçları olan, yasada özel koşullara bağlanmış bir dava türüdür. Dava açılmaksızın, tedbir cümlesinden olmak üzere karara bağlanması olanaklı değildir. Velayet konusunun kamu düzenine ilişkin olduğu hususunda bir kuşku bulunmamaktadır. Ne var ki bu durum hakimin olaya resen el koyabileceği anlamında değil usulüne uygun olarak açılmış davalardaki usuli işlemlerin yapılması anlamında kabul edilmelidir. O halde, ortada usulüne uygun olarak açılmış velayetin kaldırılması davası bulunmadığından, annenin velayet hakkının tamamen ortadan kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....
ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2020 NUMARASI : 2019/451 ESAS - 2020/307 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Kaldırılmas KARAR : Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davası nedeniyle yapılan yargılaması sırasında, ilk derece mahkemesince verilen, karara karşı davacı tarafından, istinaf yoluna başvurulmakla; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İLK DERECE MAHKEMESİ SAFAHATI: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile Kuşadası 1.Asliye(Aile)Hukuk Mahkemesinin 23/12/2015 tarih 2015/708 E ve 2015/671 K sayılı ilamı ile boşandıklarını ve davalı lehine aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen süreçte ekonomik olarak olumsuz bir sürece girdiğini, araç kredisi kira ve banka borçları karşısında nafakayı ödeyemez hale geldiğini, kaldı ki davalının ekonomik gücünün kendisinden çok daha iyi olduğunu belirterek nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı- davacı annenin davası velayetin değiştirilmesine ilişkin olup çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge Adliye Mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m.362/l-ç). Bu sebeple davacı-davalının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Velayetin değiştirilmesine dair ilk derece mahkemesi kararı yukarıda açıklanan sebeple kesinleştiğinden, davacı-davalı babanın velayet hakkı kendisinde iken istediği kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının konusu kalmadığından bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
in çıkarına ve tarafların durumuna uygun olacağı" gerekçesiyle velayetin değiştirilerek anneye verilmesine karar verilmiştir. Toplanan delillerden boşanma davasından sonra velayet sahibi babanın velayet görevini kötüye kullandığı veya velayetin değiştirilmesini gerektiren ihmal, ve istismarının varlığı ispatlanamadığı gibi kişisel ilişkiye engel olduğu iddiası da kanıtlanamamıştır. Çocuğun velayete ilişkin beyanının üstün yararına uygun olduğuna dair delil de bulunmamaktadır. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule elverişli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava velayetin kaldırılması isteğine ilişkindir. Hakkında velayetin kaldırılması istenen çocuk .... 29.07.1998 doğumludur. Babası, 16.06.2011 tarihinde ölmüş ve dava konusu çocukla birlikte kardeşi 27.03.2003 doğumlu ....velayeti annede kalmıştır. Davacı hala inceleme konusu davayı 30.10.2014 tarihinde açmıştır....
Somut olayda, hükümlü olan ve annesinin velayeti altına alınan davacı, vasinin değiştirilmesini ve yeni vasi atanmasını talep etmiş olup annesinin velayeti altında bulunduğundan, öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir. Velayetin kaldırılmasına karar verilmesi halinde vasi tayini hususu gündeme geleceğinden Aile Mahkemesi görevlidir.(TMK.348.m) Bu durumda uyuşmazlığın ...2. Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ...2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı kısıtlının vasisinin değiştirilmesini ve yeni vasi atanmasını talep etmiş olup, kısıtlı annesinin velayeti altında bulunduğundan, öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir. Velayetin kaldırılmasına karar verilmesi halinde vasi tayini hususu gündeme geleceğinden Aile Mahkemesi görevlidir.(TMK.348.m) Bu durumda uyuşmazlığın kül halinde Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 19.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın vesayete ilişkin olduğunu, velayete dair bir davanın bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde karar vermiştir Somut olayda, davacı kısıtlının vasisinin değiştirilmesini ve yeni vasi atanmasını talep etmiş olup, kısıtlı annesinin velayeti altında bulunduğundan, öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir. Velayetin kaldırılmasına karar verilmesi halinde vasi tayini hususu gündeme geleceğinden Aile Mahkemesi görevlidir.(TMK.348.m) Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/04/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 382/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz. (HMK m.362/1-ç). Açıklanan sebeple davacı babanın velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle davacı babanın reddedilen velayetin değiştirilmesi talebi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 23.06.2022 (Prş.)...