İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Velayetin kendisine bırakıldığı eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa çocuğa bakan, velayetin değiştirilmesi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir. Velayet değiştirilmeden çocuğa bakan iştirak nafakası davası açıp iştirak nafakasına hükmolunduktan sonra çocuk velayetinde bulunduğu tarafın yanına giderse bu taraf nafakanın kaldırılmasını her zaman isteyebilir ve nafaka kaldırılır. Somut olayda boşanma sonucunda müşterek çocuklar Beyza ve Muhammed Ali'nin velayetinin babaya verildiği ve halen resmi velayet babada iken çocukların fiilen anne yanında yaşamaya başladıkları, masraflarını annenin karşıladığı, velayetin değiştirilmesi davasının açıldığı tarih itibariyle de çocukların anne yanında olduğu anlaşılmıştır....
Velayetin değiştirilmesinde velayet yine ana veya babadan birinde kalırken, kaldırılmasında çocuk velayete tabi olmaktan çıkarılarak kendisine vasi de atanabilir (TMK.md.337/2). Çocuk menfaatinin korunması bakımından alınabilecek en ağır en son tedbir, velayetin kaldırılmasıdır. Velayetin kaldırılması tedbir ve kararının açıklanan ağır sonuç doğurucu özelliği göz önüne alındığında, çocuk için ortaya çıkmış bir tehlike söz konusu olmadıkça; velayetin değiştirilerek; daha önce kendisine velayet bırakılmayan eşe velayetin verilmesi tedbirinin uygulanması gerekir. Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde velayetin kaldırılmasını gerektiren bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesini gerektirir niteliktedir (TMK.md.183,349,351/1). Bir kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu tip bir yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davalı kadının, velayetin değiştirilmiş olmasına ve aleyhe hükmedilen iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin KISMEN KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1, 2, 3, 4, (a), (b), (c), 5, 6 ve 7. Bentlerinin KALDIRILARAK, YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE, -Hüküm fıkrasının 1, 2, 3, 4, (a), (b), (c), 5, 6 ve 7. Bentlerin yerine geçmek üzere: Davacının velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talebi konusuz kaldığından, konusuz kalan velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA (İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 8,9....
Davacı tarafın katılma yoluyla nafakanın başlangıç tarihine yönelik istinaf talebi hakkında; Davacı dava dilekçesinde geçici velayetin kendisine verilmesi halinde bu tarihten itibaren aylık 500,00 TL tedbir, velayetin değiştirilmesinden sonra ise aynı miktarda iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. Mahkemece iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de 22/12/2020 tarihli ara kararı ile çocuğun geçici velayeti anneye verilmesine rağmen tedbir nafakası talebi hakkında bir karar verilmemiştir. Tedbiren velayet düzenlemesi yapılması ve talep edilmesi halinde geçici velayetin verildiği tarihten itibaren tedbir nafakasına da hükmedilmesi gerekir. ( Yargıtay 2....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-İştirak ve Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; yoksulluk nafakası talebinin reddi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen; ... 6. Aile Mahkemesinin 2013/268 esas ve 2013/270 karar sayılı dosyasının eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.20.10.2014(Pzt.)...
Aile Mahkemesinin 2015/335 Esas sayılı dava ile boşanma ve ferilerine ilişkin davalarının olduğu, söz konusu davanın boşanma ve velayet yönünden 10/09/2018 tarihinde kesinleştiği, kusur yönünden kadın lehine verilen maddi - manevi tazminat açısından, kadın lehine verilen tedbir - yoksulluk nafakası açısından çocuk lehine verilen tedbir - iştirak nafakası açısından bozma kararı verildiği ve henüz kesinleşmediği, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde çocuğun anne ile yaşadığı, davalı kadının 24/02/2017 tarihinde Mustafa Akman ile evlendiği, bu evliliğinden 12/11/2018 doğumlu İbrahim isimli çocuğunun olduğu, davalı kadın ve müşterek çocuğun halen Konya'da yeni eşi ile birlikte ikamet ettiği, davacı erkeğin ise Aksaray ili Sultanhanı ilçesinde ikamet ettiği, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde dava konusu çocuğun anne yanında yaşaması, mahkemece aldırılaran SİR raporlarında velayetin annede kalmasının uygun olacağının belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velayetin değiştirilmesi...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; çocuk ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi davası iken ıslah ile velayetin değişirilmesi ve iştirak nafakası davasıdır. Davalı süresinde aleyhine verilen hükümlere karşı istinaf talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, dava dilekçesinde, velayetin değiştirilmesi talebi yanında, müşterek çocuk ile arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi isteminde de bulunmuştur. Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Velayetin Kaldırılması ve Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "velayetin kaldırılması ve nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı ... tarafından, boşanma davası ve fer'ileri ile tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma davası 28.02.2013 tarihinde açılmış, davacı- davalı yargılama sırasında Rize Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.10.2013 tarihli 2013/736-971 sayılı kararı ile hükümlülük sebebi ile kısıtlanmış, kendisine ... vasi olarak atanmıştır. Vekalet verenin ehliyetini kaybetmesi vekilin vekalet görevini kendiliğinden sona erdirir (TBK m. 513). Bu bakımdan, daha önce davacı-davalının bizzat kendisi tarafından tayin edilen vekilin vekalet görevi kısıtlama kararı ile sona ermiştir....
Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Dosya kapsamından yabancı mahkeme kararı gereğince küçüğün velayet hakkının anne ve baba tarafından birlikte yürütüldüğü, bu düzenlemenin Türk Hukuk tatbikatına aykırı olduğundan velayete ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilememiş olması nedeniyle velayetin boş bırakıldığı anlaşıldığından, davanın 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 6/2-c maddesi ile geçici 2. maddesine göre aile mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Ayrıca velayetin düzenlenmesi ile ilgili davada kesin yetki kuralı bulunmayıp ancak davalılar tarafından bu hususun ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde yetki hususu dikkate alınacağından ve davalının da yetkiye ilişkin bir itirazı bulunmadığından, davanın, ilk açıldığı yer olan Isparta Mahkemeleri’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....