HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1504 KARAR NO : 2021/63 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BOZKIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/06/2020 NUMARASI : 2019/198 ESAS 2020/188 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
GEREKÇE : Davanın konusu, velayetin değiştirilmesi davasıdır. Davacı kadın istinafında, öncelikle şahsi ilişkinin kaldırılmasını, aksi takdirde sınırlanmasını ve hükmedilen iştirak nafakasının 1.000 TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir. Davalı erkek istinafında, davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu bildirmiştir. Tarafların 04/11/2019 kesinleşme tarihli karar ile anlaşmalı olarak boşandıkları, 05/09/2011 doğumlu müşterek çocuk Bilal'in velayetinin babaya ,müşterek çocuk Salih'in velayetinin anneye verildiği anlaşılmıştır....
Cevap dilekçesinde ise velayeti kendisine bırakılan davalı anne, davacı baba ile şahsi ilişki kurulan dönemlerde bir sorun yaşanmadığını, davacının her istediğinde müşterek çocuğu görebildiği ileri sürülmüştür. Bilindiği üzere velayetin kendisine bırakılmadığı taraf ile çocuk arası şahsi ilişki kurulan sürelerde tarafların tercihi dikkate alınabilir. Özellikle kesintisiz şahsi ilişki kurulan dönemde çocuğun kişisel gelişimi açısından ebeveynleri ile daha fazla vakit geçirme imkanı sağlanması sebebiyle istisnai durumlar haricinde çocuğun yararı vardır. Yine kesintisiz şahsi ilişki kurulan dönemde, velayet kendisine bırakılan taraf için bağımsız ve bireysel vakit geçirme imkanı ortaya çıkar. Müşterek çocuğa bakım nedeniyle ortaya çıkan bazı sorumluluklardan ari olarak bu sürenin tesis edilmesinde hem çocuk hem de velayetin kendisine bırakıldığı ebeveynin faydası gündeme gelir....
İşbu velayetin değiştirilmesi davası ise 15.07.2013 tarihinde, boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden bir buçuk ay sonra açılmıştır. Mahkeme, "müşterek çocuğun annesinin yanında kalmasına engel teşkil edecek bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesini olumsuz etkileyecek herhangi durum da tespit edilmemesi dikkate alındığında, müşterek çocuğun psiko-sosyal gelişimi açısından velayetin değiştirilmesini gerektirir koşulların oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla TMK.nun 183, 348 ve 349. maddeleri uyarınca velayetin değiştirilmesine" karar vermiştir. Mahkeme, hem velayetin değiştirilmesini gerektirir koşulların mevcut olmadığı kanaatine varmış, hem de velayeti değiştirmek suretiyle kendi içinde çelişki yaratmıştır....
ile müşterek çocuklar arasında şahsi münasebet tesisine, çocukların yaşı, anne ile babanın yaşadıkları yerler dikkate alınarak çocukların ruhsal gelişimine etki etmeyecek şekilde davalı baba ile müşterek çocuk arasında şahsi münasebet tesisine karar verilmesine talep etmiştir....
Dosyanın incelenmesinde, şahsi ilişki düzenlenmesi isteminde bulunulan tarafların müşterek çocukları olan 30.05.2016 doğumlu Melike Elif Çınar'ın velayetinin Bergama 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2020/172 E. 2020/221 K. Sayılı anlaşmalı boşanma kararı ile eldeki davanın davalısı anneye verildiği ve baba ile şahsi ilişki tesis edildiği ancak baba şahsi ilişkinin arttırılması isteminde bulunmuş ise de ilk derece mahkemesince, kararda yazılı olduğu şekilde dosyadaki belgelere, kararın dayandığı hukuku ilişkinin nitelendirilmesi ile delillerin takdirinde ve uygulanan usul ve hukuk kurallarında bir yanlışlık görülmediğinden davacı vekilinin haklı istinaf itirazları haklı bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....
Somut olayda;Velayetin değiştirilmesi davasında birleştirme kararı verilmesinden önce uzmanlardan alınan raporda "velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durumun olmadığı,çocuğun anne ile daha sık kişisel ilişki kurmasının gerekli olduğu"bildirilmiş,her iki dava birleştirildikten sonra aynı uzmanlardan alınan 22.10.2020 havale tarihli raporda ise"...süreç içerisinde çoçuğun yoğun bir şekilde yönlendirilmiş olduğu, taraflar arasındaki çekişmenin baba tarafından yoğun bir şekilde küçüğe yansıtıldığı,bu durumun uzun vadede küçük ile anne arasındaki bağa zarar verip küçüğün anneye yabancılaşmasına sebep olabileceği,velayet hakkının baba tarafından kötüye kullanılmış olduğu izlenimi edinildiği,velayetin anneye verilmesinin uygun olacağı kanaati"bildirilmiştir....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir( TMK 348 vd. md.). Davalının velayetin değiştirilmesi talebinin kabulüne yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Somut olayda, ilk derece mahkemesince delillerin yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, hukuki nitelendirmede hata yapılmadığı, aldırılan SİR raporları, yaşı küçük çocuğun yüksek yararı ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, velayetin değiştirilmesi için TMK 348. m.sinde aranılan yasal şartların oluştuğu, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalının bu yönden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun m. 353/1- b-1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; asıl dava yönünden; ilk derece mahkemesince, delillerin yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, hukuki nitelendirmede hata yapılmadığı, dosyaya sunulan SİR raporu, küçüğün tercih içeren beyanı ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde velayetin değiştirilmesi için TMK 348. m.sinde aranılan yasal şartların oluşmadığı, velayetin davalı annede kalmasının küçüğün yüksek yararına olacağı, bu yüzden ilk derece mahkemesince davacının velayetin değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, karşı dava yönünden; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, tarafların sosyal-ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuk yararına iştirak nafakası takdirinin doğru olduğu ayrıca takdir edilen miktarın fahiş olmadığı anlaşıldığından, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK m. 353...
Aile Mahkemesinin 2018/587 esas 2019/522 karar sayılı ilamıyla boşandıkları, ortak çocuk Ertuğrul'un velayetinin anneye verildiği, baba ile yatılı olmayacak halde şahsi ilişki kurulduğu, davacı kurulan şahsi ilişkinin yatılı olacak halde genişletilmesi istemiyle dava açmış ise de gerek kendi tanıklarının anlatımından gerek dosyaya sunulan teslim tutanaklarından gerekse de sosyal inceleme raporunu düzenleyen uzmana verdiği beyanından davacının çocukla en son 2020 yılı haziran ayında şahsi ilişki kurduğunun anlaşıldığı, davacının davalının ailesinin kavga çıkarması nedeni ile çocuğu göremediği yönünde iddiası mevcut ise de cebri icra kanalına başvurmadığı, çocuğun baba yanında yatılı kalabilecek düzeyde çocukla baba arasında yeterli bağ ve güven duygusunun bu aşamada gelişmediği, mevcut durum karşısında kurulacak yatılı şahsi ilişkinin çocuğun üstün menfaatine uygun olmadığı, cari şahsi ilişkinin ilerleyen dönem için çocuğun babasını tanımasına güven duygusunun yerleşmesine imkan verecek...