Velayetin değiştirilmesi davaları kamu düzenine ilişkin olup, süresinden sonra bildirilse dahi taraf tanıklarının dinlenmesinde veya sonradan gösterilen delillerin kararda nazara alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı tanığı Sümeyye, davaya konu çocuğun davalı ve yeni evlendiği kadınla anlaşamadığını, yurda yerleştiğini, oradan annesi tarafından alındığını, İbrahim'in annesinin yanındaki yeni düzeninde mutlu olduğunu beyan etmiştir. İdrak yaşındaki çocuk İbrahim de 08/07/2021 tarihli duruşmadaki beyanında babasının kendisine kötü davrandığını, annesinin yanında mutlu olduğunu beyan etmiş, velayetinin annesine verilmesini talep etmiştir. Davalı asil de, velayetin değiştirilmesi davalarında bir hüküm ifade etmese de 07/09/2021 tarihli celsede, çocuğun velayetinin anneye verilmesine rıza göstermiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
Davalı- davacı annenin davası velayetin değiştirilmesine ilişkin olup çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge Adliye Mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m.362/l-ç). Bu sebeple davacı-davalının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Velayetin değiştirilmesine dair ilk derece mahkemesi kararı yukarıda açıklanan sebeple kesinleştiğinden, davacı-davalı babanın velayet hakkı kendisinde iken istediği kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının konusu kalmadığından bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/490 Esas sayılı dosyasında velayetin değiştirilmesi talepli dava açıldığı ve bu davanın 29/11/2018 tarih ve 2018/801 Karar sayılı ilam ile usulden reddine karar verildiği, kararın 17/07/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK m.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK m.183, 349, 351/1) Bu sebeplerle mahkemece kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılarak velayetin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "nafaka" ve "velayetin değiştirilmesi" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm nafakanın miktarı, velayet ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27.06.2012 (Çrş)...
Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasını talebine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2019/7 ESAS, 2020/109 KARAR DAVA KONUSU : VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile Kocaeli 2. Aile Mahkemesinin 2016/701 Esas sayılı ilamı ile boşandıklarını, ortak çocuk Mahmut Esad Turan'nın velayetinin davalıya verildiğini, ancak çocuğun yararı için velayet konusunda davalıyla anlaştığını, belirterek ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamış ancak yargılama sırasında davının kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/716 Esas, 2017/919 Karar sayılı ilamı ile 21.11.2017 tarihinde boşandıkları, 22.04.2014 doğumlu Şevval Mira adında bir çocukları olduğu, boşanma kararında çocuğun velayetinin ortak velayet olarak düzenlenip halen ortak velayet olarak düzenlenmesinin geçerli olduğu görülmüştür. Tüm dosya kapsamı, tarafların müşterek küçük çocuğunun yaşı, ihtiyaçları, dosya kapsamında alınan uzman raporu, çocuğun uzmandaki beyanı, tarafların ortak velayeti kullanırken yaşadıkları sıkıntılar dikkate alındığında ortak velayet düzenlemesinin kaldırılması ve velayetin anneye verilmesi, küçüğün menfaatinedir. Çocuğun velayeti anneye verilmekle baba ile kurulan kişisel ilişki de çocuğun yaşı ve içtihatlara uygun olmakla küçüğün menfaatinedir. Bu haliyle ilk derece mahkemesince asıl davanın kabulü ile velayetin anneye verilmesi bu kapsamda da karşı davanın reddine karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur....