"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Asıl dava; ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı tedbir nafakası istemine, karşılık dava ise velayetin tevdi olmadığı takdirde kişişel ilişkinin kurulması istemine ilişkin olup, mahkemece verilen hüküm davalı (karşı davacı) vekili tarafından her iki davacıya yönelik olarak temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
elde ettiğini ve ek iş yaptığını ileri sürerek müvekkili için 2.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....
kararlarının yerine getirilmesine ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenler ile emrin gereğinin yerine getirilmesini engelleyenler, bir ay içinde yapılacak şikâyet üzerine, üç günden on güne kadar disiplin hapsiyle cezalandırılabileceğini ve kişisel ilişki kurulması için kendisine çocuk teslim edilen hak sahibi, ilam veya tedbir kararında belirtilen sürenin bitiminde çocuğu belirlenen yere getirmezse, bir ay içinde yapılacak şikâyet üzerine, fiil suç teşkil etse dahi, üç aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılabileceğinin taraflara ihtarına, velayet veya ikamet yeri kendisine bırakılan ana veya baba, kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerini yerine getirmezse çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceği, ikamet yeri dahil velayetin yeniden düzenlenebileceğinin TMK 324/3 uyarınca taraflara ihtarına karar verilmiştir....
Kişisel ilişki düzenlemesi Velayetin değiştirilmesinin doğal sonucudur. Ancak, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davalı babanın ortak çocuklara karşı cinsel istismar eyleminde bulunduğu iddiası ile Kocaeli 6....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....
yanında olduğu anlaşılmakla, müşterek çocuk yararına 05/10/2020 tarihinden, kararın kesinleşmesine kadar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken tedbir nafakasına hükmedilmemiş olması hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re’sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Müşterek çocuk 02.11.2005 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla velayeti anneye bırakılmış, karar 28.11.2007 tarihinde kesinleşmiştir. İşbu dava ise, yaklaşık beş yıl sonra 15.03.2012 tarihinde açılmıştır....
Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, idrak çağındaki çocukların dinlenmesi sonucu oluşturulan SİR raporunda velayetin babadan alınarak davacı anneye verilmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin velayetin değişimi ile ilgili olarak verdiği kararında, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, müşterek çocukların yaşı itibari ile idrak çağında olup, baba yanında kalmak istediğini beyan ettiği, bilirkişi raporunda velayetin baba yanında kalmasının uygun olduğunun değerlendirildiği, raporun usul ve yasaya uygun olduğu, yeniden rapor alınmasını yahut rapora itibar edilmemesini gerektiren bir husus bulunmadığı, velayet düzenlemesinde aslolan çocukların üstün yararı olup, buna göre kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın velayetin değişimine ilişkin olarak yaptığı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan...
-TL'ye çıkartılmasına, davacı babadan alınarak karşı davacı müvekkiline ödenmesine, davacının velayetin değiştirilmesi talebinin reddi ile küçük Eylül Karadeniz'in velayetinin müvekkili anneye bırakılmasına, yargılama giderleriyle ücreti vekalete de karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Dava dilekçesi, karşı dava dilekçesi, taraf beyanları, müzekkere cevapları, SİR raporu, ile tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde: Eldeki dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir, karşı dava ise iştirak nafakası talebine ilişkindir. Taraflar Mahkememizin 29/11/2017 tarih ve 2016/26 esas, 2017/845 Karar sayılı kararı ile boşanmışlar, 06/02/2018 tarihinde kesinleşmiştir. Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2)....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2020 NUMARASI : 2020/94 ESAS, 2020/1253 KARAR DAVA KONUSU : TEDBİR NAFAKASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 2015 yılı Nisan ayında müşterek haneyi terk edip gittiğini, o zamandan beri eşi ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, bu nedenle dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, davacı için aylık 500 TL, müşterek çocuk Gülsüm için aylık 500 TL olmak üzere toplam 1.000 TL tedbir nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir....