WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kanuni gerektirici nedenler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Dava, velayet kendisinde bulunmayan baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi ( TMK 349 ) isteğine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar Bitlis Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 04/01/2018 tarihinde kesinleşen, 2016/626 E, 2017- 554 K sayılı ilamı ile çekişmeli olarak (TMK m. 166/3) boşanmışlar, ortak çocuk 22/01/2011 doğumlu Yağmur Doğa'nın velayeti davalı anneye verilmiştir. Toplanan delillere göre velayetin anneye verilmesine ilişkin kararın kesinleşme tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durum, olay, hal ve şartlarda değişiklik veya davalı annenin velayet görevini yerine getirmediği ve kötüye kullandığı hususları iddia ve ispatlanamamıştır....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davalı annenin dava konusu küçüklere karşı velayet görevini yerine getirdiği ve küçüklerin annede olan velayet haklarının değiştirilmesini gerektiren bir durumun ispat edilemediği; velayet hakkının değiştirilmesinin çocukların üstün yararlarına olmayacağı sonuç ve vicdani kanaati ile velayet değişikliğine yönelik davanın reddi, Velayet hakkına sahip olmayan davacı babanın çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu; iştirak nafakasının kaldırılması koşullarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak bu hususta açılan davanın da reddi.."gerekçesi ile; "Velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talebiyle açılan davanın ayrı ayrı REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Fatıma'nın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2021 NUMARASI : 2020/574 ESAS, 2021/701 KARAR DAVA KONUSU : VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ - NAFAKA KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2005 yılında evlendiklerini, 2 çocukları bulunduğunu, 2015 yılında boşandıklarını, müşterek çocuklar davalı babaya verilmesine karar verildiğini, davalı tarafın müşterek çocuklarla gerektiği gibi ilgilenmediğini, velayet görevinin kendisine yüklemiş olduğu yükümlülükleri ve sorumlulukları yerine getirmediğini, müşterek çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını bu nedenlerle velayetin davacıya verilmesine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 1.000'er TL tedbir...

Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2- 1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayet düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır....

Somut olayda, öncelikle tartışılıp değerlendirilecek konu, evlilik dışı doğan ve annenin yaşının küçük olması nedeni ile velayet altında bulunmayan küçüğün TMK.337/2 maddesi uyarınca kendisini tanıyan babasının velayeti altına konulup konulmayacağına yönelik olacaktır. Velayet hususunun değerlendirilmesi Aile Mahkemesinin görevinde olduğundan, Mahkeme velayetin babaya verilmesi hususunu değerlendirecek ve sonucuna göre karar verecektir. Velayetin babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise Aile Mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunacaktır. Bu durumda uyuşmazlığın, Aile Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Baba, 29.01.2009 tarihinde açtığı dava ile, velayetin anneden alınıp kendisine verilmesini istemiş, bu dava Cumhuriyet Savcısının anneye karşı açtığı dava ile birleştirilmiştir. Çocuk 24.07.2000 doğumlu olup, idrak çağındadır. Mahkemece görüşüne başvurulmuş, kararlı bir şekilde babasının yanında kalmak istediğini söylemiştir. Kendi isteğinin yüksek çıkarına aykırı düşeceğine ve babanın velayet görevini yerine getiremeyeceğine veya yükümlülüklerini savsayacağına ilişkin ciddi sebep ve deliller bulunmamaktadır. Bu durumda velayet babaya verilmelidir. Mahkemenin buna aykırı olarak hüküm kurması doğru bulunmamıştır. Açıklanan sebeple sayın çoğunluğa katılmıyorum....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Olayda ergin çocuk, “zihinsel engellilik” sebebiyle Türk Medeni Kanununun 405'nci maddesi gereğince kısıtlanmış, aynı yasanın 419/3. maddesi uyarınca annesinin velayeti altında bırakılmasına karar verilmiştir. Dava, bu ergin çocuk üzerindeki annenin velayetinin kaldırılıp, velayetinin babaya verilmesi isteğine ilişkindir. Ergin çocukların kısıtlanıp velayet altına konulması halinde, vesayete ilişkin hükümler değil, velayet hükümleri uygulanır. Velayet sahibi olan annenin kısıtlı ergin çocuğuna bakmadığı ileri sürülerek, velayetin kendisinden alınması talep edildiğine göre, davada velayete ilişkin hükümleri (TMK. m. 335-351) uygulanacaktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava velayetin kaldırılması isteğine ilişkindir. Velayetinin kaldırılması istenen çocuk Hasret 28.08.1999 doğumludur. Babası Mehmet, davalı ile evliyken 05.01.1999 tarihinde ölmüş, ölümle velayet görevi anneye geçmiştir. Dava, ölen babanın babası tarafından açılmıştır. "Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesine" göre, çocukları ilgilendiren davalarda, iç hukuk gereğince, çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde çocukların, adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanmasını ön görmektedir (Söz.m.4)....

          Ancak, boşanma halinde mahkemece velayet kendisine verilen ana veya babanın ölmesi halinde velayet sağ kalan eşe kendiliğinden geçmez. Velayetin Aile Mahkemesince düzenlenmesi gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince Aksaray 2.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu