Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....
Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 09.06.2006 gün ve 2006/344 Esas, 2006/602 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi mağdure vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Reşit olmayan mağdurenin annesinin 29.09.2004 tarihinde öldüğü, TMK.nun 336/2. maddesine göre velayetin, ana babadan birinin ölümü halinde sağ kalan tarafa ait olacağı, bu itibarla mağdurenin, babası olan sanığın velayeti altında bulunduğu anlaşıldığından velayetin aynı Kanunun 348. maddesine göre kaldırılıp kaldırılmadığı araştırılarak, kaldırılmış ise TMK.nun 404. maddesine göre mağdureye vasi tayini, velayet kaldırılmamış ise yasal temsilci olan sanığın menfaati ile yaşı küçük mağdurenin menfaatleri çatıştığı için mağdureye TMK.nun 426. maddesine göre kayyım tayin ettirilmesi gerektiği gözetilmeden yaşı küçük mağdurenin davaya katılmak istemediğine ilişkin beyanı ile yetinilerek hüküm kurulmasi...
Mahkeme, küçüklerin velayet altında olmaları nedeni ile davanın reddine karar vermiş, talep edenler tarafından karar istinaf edilmiştir. TMK'nun 335. Maddesine göre; "Ergin olmayan çocuk ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe kısıtlanan ergin çocuklarda ana ve babanın velayeti altında kalırlar." TMK'nun 348/1. Maddesine göre, ana ve babanın başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi halinde velayetin kaldırılması gerekir....
nin annesinin velayetinde iken davacı anneanne tarafından velayetin kaldırılarak kendisinin vasi olarak atanması talebiyle aile mahkemesinde dava açtığı ve yapılan yargılama sonucunda, davalı anne ile dahili davalı babanın sorumluluklarını yerine getirmedikleri, sorumluluğu yerine getirebilme hususunda çocuğun menfaatleri kapsamında somut adımları atabilecek kararlı tutumları ve durumlarının olmadığı gerekçesiyle küçük ...'...
(HEGNAUER, N.27.63a, s.224-225, GÜMÜŞ, s. 183, dip not:638) Velayetin kaldırılması istemi çocuk için alınacak önemli kararlardan biridir. İsviçre Hukukunda da bu zorunluluk ana ve babadan velayetin alınması için (İMK 311-TMK 348) yapılacak yargılamalar için de söz konusudur. (HEGNAUER, N.27.63a, s.224-225, GÜMÜŞ, s. 183, dip not:638) Dairem de çocuğun bağımsız temsili konusunda benimle aynı görüştedir: …Dava, velayet hakkının kaldırılması talebini de içermektedir. (TMK.md.348) O halde küçüğe kayyım tayini ettirilmesi davaya dahili, taraflardan delilleri sorulup toplanması delilerin bu çerçevede değerlendirilmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Y2HD, 25.11.2002, 11983-12963) D-MAHKEME TARAFINDAN YAPILMASI GEREKEN NEDİR?...
Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından T4 kayyım olarak tayin edildiği, kayyıma dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmekle; Kayyım cevap dilekçesinde; dosyaya sunulmuş olunan tüm bilgi ve belgeler doğrultusunda velayetin kaldırılması hususunu mahkemenin takdirine bıraktığını beyan ettiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacı tarafından açılan davanın kabulü ile; T5 davalıda bulunan velayetin kaldırılmasına, davalı ile çocuk Rabia Buğlem arasında kişisel ilişki tesisine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf başvurusunda bulunan davalı, davacı kurumun düzenlediği SİR raporunun tek taraflı olduğunu, mahkeme tarafından alınan SİR raporunun da kurumun raporunun etkisi ile düzenlendiğini, taraflı raporlara dayanarak verilen kararın hatalı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Değerlendirme Dava, velayetin kaldırılması ve küçüklere vasi atanması isteğine ilişkin olduğu ve velayet kaldırılmadıkça küçüğe vasi atanamayacağı dikkate alınarak vasi atanması istemi yönünden davanın tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği anlaşılmakla velayetin kaldırılması istemi yönünden dosya kapsamında yapılan inceleme de; talebin çekişmesiz yargıya dahil olduğu, çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkili olup kesin yetki söz konusu değildir. Davanın Oltu Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinde açıldığı ve yetki itirazında bulunulmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı Oltu Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa.” 3. 4721 sayılı Kanun’un “Yetki” başlıklı 430 uncu maddesi şöyledir: “Temsil kayyımı, kendisine kayyım atanacak kimsenin yerleşim yeri vesayet makamı tarafından atanır.” 4. 4721 sayılı Kanun’un “Yerleşim yeri” başlıklı 19 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” C. Değerlendirme 1. Kayyım atanmasına ilişkin davada kesin yetki söz konusu olup, bu yön kamu düzenine ilişkindir. 2. Dosya kapsamı ve yapılan kolluk araştırması sonucundan, dava tarihi itibariyle kayyım atanması istenilen küçüğün yerleşim yeri adresinin Merkez/Batman olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Batman 2. Sulh Hukuk Mahkemesince sonuçlandırılması gerekmektedir. III. KARAR Açıklanan sebeplerle; 6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Batman 2....
GEREKÇE : Davanın konusu, velayetin kaldırılması ve çocuklara vasi atanması için ihbarda bulunulması talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı anne tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 348.maddesinde velayetin hangi hallerde kaldırılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Dava konusu küçükler 2006 doğumlu Aysu ve 2013 doğumlu Halit'in annesi olan davalı Havva ile ölen baba Rafet'in resmi evlilik birliği içerisinde dünyaya geldikleri, babanın 06/08/2019 tarihinde ölmesi sebebiyle çocukların velayetinin yasal mevzuat uyarınca davalı anneye kaldığı, davacı babaanne tarafından davalının velayet görevini yerine getirmediği gerekçesiyle bu davanın açıldığı anlaşılmıştır....
Sayılı kararı ile kayyım atanması istenilen küçüğün velayetinin babasına bırakıldığı, TMK'nın 21. maddesine göre kayyım atanması istenilen küçüğün yerleşim yerinin velayeti kendisine bırakılan babasının yerleşim yeri olacağı, dava tarihi itibariyle velayeti kendisine bırakılan babanın Türkiye'deki son yerleşim yerinin .../... olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın ... Anadolu 23. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunu’nun 36/3. maddesi gereğince ... Anadolu 23. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....