Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında ilk derece mahkemesi tarafından tedbir-yoksulluk nafakası takdirinin ve miktarlarının yerinde olduğu sonucuna varıldığından, erkeğin kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri ile nafaka miktarlarına yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
na göre nafakanın bağlanmasında olduğu gibi kaldırılmasına dair taleplerin kabulünde de, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına veya indirilmesine karar verilmesi gerekirken, kararda nafakanın indirilme tarihinin gösterilmemesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
O halde davacı davalının bu davada Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesinde gösterilen süreden sonra yoksulluk nafakası talep edemeyeceği gözetilerek davacı davalının yoksulluk nafakası isteği hakkında süresinden sonra talep edildiğinden bahisle "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davalı davacı erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi hükmünün 1 nolu bendinin 5. Paragrafının yoksulluk nafakası takdiri yönünden kaldırılmasına, yerine davacı davalı kadının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, davanın kabulü ile, tarafların TMK.166/1.maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk için 300,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakası verilmesine, davalı kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir, 750,00 TL yoksulluk nafakası verilmesine, taraflar eşit kusurlu kabul edildiklerinden maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine, davalının ziynet eşyalarına ilişkin talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eşit kusur belirlemesinin doğru olmadığını, müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesi gerektiğini, davalı kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin hatalı olduğunu, lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur....
Davacı-karşı davalı erkeğin; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen feriler ve velayet yönünden temyizi üzerine kadının ağır kusurlu olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat hükmedilmesinin doğru olmadığı, velayet yönünden ise eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile velayet, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden hükmün bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın karar düzeltme talebinde bulunmuş, talebi reddedilmiştir....
Kural olarak; iştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden çocuk için iştirak nafakası isteyemez. Somut olayda, davacı baba, 01/11/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, 2013 yılı Ağustos ayından itibaren çocuğun fiilen yanında yaşadığını, her yıl yaz tatillerinde 3 ay annenin yanına gittiğini, yaz dönemindeki 3'er ay düşülerek ıslah tarihi itibariyle davalıya fiilen çocuğa bakmadığı süre için 38 ay olmak üzere 7.600,00 TL iştirak nafakası ödediğini iddia etmiş, Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün 2009/9848 Esas sayılı icra dosyasına delil olarak dayanmıştır....
Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; karşı davalı erkeğin gerçek geliri hakkında araştırma yapılmadığını, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını, karşı davacı kadının, gelirinin yoksulluğu ortadan kaldırmadığını, kadının çocuğa nafaka verecek durumda olmadığını, velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararının yerinde olmadığını, çocuğun pedagogla dahi görüştürülmediğini, üstün yararının gözetilmediğini belirterek kararın kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı karşı davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, iştirak nafakası verilmesi, yoksulluk nafakasının kaldırılması davasıdır. Karşı dava velayetin değiştirilmesi davasıdır....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, bu nedenle kadın lehine aylık 700 TL yoksulluk nafakası verilmesine karar verilmiş olup, davalı-davacı kadın vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile davacı-davalı erkek vekilinini istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, bu nedenle kadın lehine aylık 700 TL yoksulluk nafakası verilmesine karar verilmiş olup, davalı-davacı kadın vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile davacı-davalı erkek vekilinini istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Kadın için tedbir - yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının da yerinde olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....