Müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaçları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, düzenlenen sosyal inceleme raporları, müşterek çocukların uzun süre baba yanında kalmaları sebebiyle alıştığı ortam dikkate alındığında boşanma sonucunda velayetin babaya verilmesinde, kadının birleşen velayet davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından (mahkemenin boşanma davasına ilişkin kurulan hüküm içerisinde velayet konusunda karar verilmesi gerekirken birleşen velayet davasına ilişkin hüküm fıkrasında velayetin düzenlenmesi sonucu etkili görülmediğinden) kadının bu konudaki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ÖZETİ: Evlilik birliği devam ederken davalının hırsızlık suçu işlediği ve cezaevine girdiği, bu suçun yüz kızartıcı nitelikte olduğu ve davalının cezaevine girmesinin taraflar arasındaki evlilik birliğini temelden sarstığı ve davalının kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, davacı kadının yoksulluk nafakası ve maddi tazminat talebinin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminata, velayetin anneye tevdiine, davalı cezaevinde olduğundan iştirak nafakası talebinin ve ispatlanmayan ziynet eşyaları talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; kişisel ilişki, reddedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile ziynet alacağı yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vasisi istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü, velayet, kusur ve manevi tazminat yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir....
Davalı erkek vekilinin; müşterek çocuk Başak hakkındaki velayet düzenlemesine ve çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2023 NUMARASI : 2022/316 2023/61 DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi)|Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; müşterek çocuk Sudenaz'ın velayetinin tarafına verilmesine, davalının aylık 750,00 TL iştirak nafakası ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası taleplerin reddine, yargılama giderleri ile ilam vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Dava dosyası....
Mahkemece, davacı davalı kadın için aylık 500 TL yoksulluk nafakası takdir edilmiştir. Değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği dikkate alındığında davacı davalı kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir....
müvekkile verilmesine, müşterek çocukların adına ödenen aylık toplam 700,00 TL iştirak nafakasının kaldırılmasına, Sinop İcra Müdürlüğünün 2019/882 esas numaralı icra dosyası ile davalı tarafından talep edilen yoksulluk nafakasının iptaline, müvekkili lehine yoksulluk nafakası verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacının, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. ./.. -2- Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası Bağlanması -Yoksulluk Nafakası Bağlanması Velayetin Değiştirilmesi veya Çocuğun Kuruma Yerleştirilmesi Kişisel İlişkinin Kaldırılması Veya Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından karşı davasının reddi ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı dava dilekçesinde iştirak nafakası yanında ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını da talep etmiş ve tek dava için harç yatırmış, davalı- davacı da karşı davasında, yoksulluk nafakası ile ortak çocuğun velayetini veya kuruma yerleştirilmesini, kabul edilmediği takdirde ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini, ve tek dava için harç yatırmıştır....
Ne var ki, başka erkekle ilişkiye girmek suretiyle sadakat yükümlüğüne aykırı davrandığı kabul edilen davalı-birleşen davacı (kadın) hakkında TMK'nın 175. maddesi uyarınca yoksulluk nafakası isteğinin reddine ilişkin yerel mahkeme gerekçesinin onanması gerekmiştir. III) Üçüncü bentte gösterilen uyuşmazlık yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocukların şahıslarına bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir....
İlk derece mahkemesince davacının yoksulluk nafakasının artırım talebi yönünden; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının yerinde olduğu ve bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. TMK.nun 182/2. maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak nafaka takdir edilirken; velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın ekonomik imkanları yanında; çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları da dikkate alınmalı, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeği ve yüklendiği sorumluluklar da gözönünde bulundurulmalıdır. TMK.nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır....