"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde davalı ile evlilik dışı ilişkilerinden 19/10/2014 tarihli bir kız çocukları olduğunu davalının onu İstanbul'a götürdüğünü ve oradada kuruma yerleştirdiğini öğrendiğini beyan ederek çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece davacı ile çocuk arasında kurulmuş soybağı ilişkisi olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Ana ve babanın evli olmaması halinde, velayet anaya aittir (TMK m.337/1). Çocuk ile baba arasındaki soybağı, ana ile evlilik, tanıma ya da hakim hükmüyle kurulabilmektedir. (TMK m.282/2)....
Velayetin nihai amacı, henüz erginliğe ulaşmamış küçüğün, ileride bir yetişkin olarak gelecekteki hayata hazırlanmasını sağlamaktadır (Akyüz, Emine Çocuk Hukuku Çocuk Haklarının Korunması, 2012 s.220). 4721 sayılı Kanun'un velayet hakkına ilişkin 335 maddesinde, ergin olmayan çocuğun ana ve babasının velayeti altında olduğu, yasal sebep olmadıkça velayetin ana ve babadan alınamayacağı belirtilmek suretiyle evlilik ilişkisi süresince velayet hakkının ve bu kapsamdaki yetkilerin ortak kullanımına işaret edilmiş; 336. maddesinde evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın velayeti birlikte kullanacağı, ortak hayata son verilmesi veya ayrılık hâlinde hâkimin velayeti eşlerden birine verebileceği, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde velayetin sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olduğu hüküm altına alınmış, velayet hakkı ve içerdiği yetkilerin kullanımı noktasında da eşlerin eşitliği prensibi yansıtılmaya çalışılmıştır....
Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanun'un 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ...'nın "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Evlilik birliği dışında doğan çocuğun, babası tarafından tanınmak suretiyle kazandığı "..." soyadının velayet hakkı kapsamında annenin soyadı olan "..." soyadı ile değiştirilmesi talebine dayalı olarak velayet hakkına dayanılarak dava açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen ... ergin olmayıp davacı annenin velayeti altındadır....
Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TMK'nın 183. maddesinde "Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır." şeklindeki düzenlemeye göre değişen koşullara göre velayetin değiştirilmesi mümkündür. Yine, TMK'nın 349. maddesinde; "Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir" hükmü yer aldığı gibi, TMK'nın 351. maddesinin birinci fıkrasında da; "Durumun değişmesi halinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerekir" düzenlemesi mevcuttur....
Davalı vekilinin velayetin değiştirilmesi kararına yönelik istinaf başvurusu ile ilgili olarak; ilk derece mahkemesince delillerin yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, hukuki nitelendirmede hata yapılmadığı, dosyaya sunulan SİR raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde velayetin değiştirilmesi için TMK 348. m.sinde aranılan yasal şartların oluştuğu, velayetin davalı annede kalmasının küçüklerin yüksek yararına olacağı, bu yüzden ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.sine göre esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....
GEREKÇE: Asıl dava; tedbiren velayetin değiştirilmesi ve tedbir nafakasının kaldırılması; karşı dava tedbir nafakasının artırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı- karşı davalı tarafça hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. A)Tedbiren Velayetin Değiştirilmesi Davasına İlişkin İstinaf İtirazlarının İncelenmesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri; özellikle çocukları şahıslarına, bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir....
Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. ../.... Boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür (TMK m.324/1)....
Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ....'un .... olan soyadının ....olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı ... aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği ... soyadı ile değiştirilmesi talebine ilişkindir ve velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen .... ergin kişi değil, çocuktur ve davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 08/06/2016 gün ve 10721-11272 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. 1- Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yersizdir. 2-Davacı anne tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın kabulü ile tarafların ortak çocuğu...’nun...