WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak; iştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden iştirak nafakasını isteyemez. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer tarafdan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine verilen tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamalarında dikkate alınması zorunludur. Mahkemece; nafaka takdir edilirken, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumuda gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-birleşen davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını Küçükçekmece Aile Mahkemesi'nin yetkili olduğu, şahsi ilişki süresi, velayet, nafakalar, yönünden istinaf ettiği görülmüştür. Davacı-birleşen dosya davalısı istinaf dilekçesi ile; yerel mahkeme kararını lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı, vekalet ücreti, reddedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Asıl dava velayetin değiştirilmesi,iştirak nafakası,yoksulluk ve iştirak nafakası artırılması ,birleşen dava iştirak nafakası,ve iştirak ,yoksulluk nafakası kaldırılması talebine ilişkindir....

    Sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, bu kararın 06.04.2019 tarihinde kesinleştiği, ortak çocuk Miran Asaf'ın boşanma kararının kesinleşmesinden sonra 16.05.2019 tarihinde doğduğu, velayetin askıda olduğu, mahkemece çocuğun yaşı ve babanın velayet talebinin olmaması dikkate alınarak velayet hakkının davacı anneye verildiği, anlaşmalı boşanma davasında tarafların karşılıklı olarak tedbir ve yoksulluk nafakası talebi olmadığını bildirdiklerinden kadının yoksulluk nafakası talebinin reddedildiği, ancak anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılan ve feri nitelikte bulunmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesine rağmen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı erkeğin vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin yerinde olduğu, Ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4) dikkate alındığında hükmedilen 500,00 TL iştirak nafakası miktarının fazla olduğu...

    Davacının, davalı lehine hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasına dair istinaf başvuruları yönünden; Çekerek Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2013/251 Esas, 2014/302 Karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmaları ve davalı lehine aylık 200,00- TL. yoksulluk nafakası ve velayet tarafına verilmiş olması nedeniyle müşterek çocuk için aylık 150,00- TL. iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Hükmedilen yoksulluk nafakasının bir yıllık tutarı 200x12= 2.400,00- TL., iştirak nafakası ise 150x12=1.800,00- TL. dir. Nafakaların yıllık tutarları 6100 Sayılı HMK.nun 341/2. maddesi gereğince karar tarihindeki istinaf kesinlik sınırı 4.400,00- TL.yi aşmamaktadır. Davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktar itibariyle kesindir. Davacının istinaf başvurusunun HMK.nun 341/2. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir....

    Yoksulluk nafakası ile yükümlü tutulmamalıdır. 2-Velayet kamu düzenine ilişkin olduğundan meydana gelen olaylar dava açılmasından sonra gerçekleşse bile görülmekte olan boşanma davasında değerlendirmeye alınması gerekir. Farklı düşünüyorum....

      Davalı cevap dilekçesinde özetle; Müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmiş ise de davacının müşterek çocuğu kendisine vermediği gibi görüşmesine de engel olduğunu, hem davacının bu davranışları hem de gelirinin bulunmaması nedeniyle müşterek çocuğun velayet haklarını kullanamadığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, velayet talebi dışındaki taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, velayet hakkını kullanmasına kendi davranışları ile engel olduğunu, kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceğininden maddi taleplerin reddinin gerektiğini, evlilik tarihi olan 11/11/2013 tarihine kadar yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğü altında olduğunu, bu nedenle nafakaya ilişkin ödemelerin bu dönem borcuna sayılmasının gerektiğini, takip dosyasındaki kesilen maaş miktarının alacak kalemlerine oranlaması sonucunda davacının yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü olduğu dönem borcunu dahi karşılamadığını, takip ilama dayalı açıldığından davacının iddialarının takibin durdurulmasını gerektirmediğinin...

      Aile Mahkemesinin 2015/498 esas 2017/713 karar sayılı kararı ile yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 30/04/2019 tarihinde kesinleştiği, lehine yoksulluk nafakası hükmedilen kadından iştirak nafakası talep edilemeyeceği anlaşıldığından davacının müşterek çocukları için iştirak nafakası talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Müşterek çocukların 19/07/2018 tarihinden itibaren rehabilitasyon merkezinde kaldıkları anlaşıldığından belirtilen tarihten itibaren müşterek çocuklar için davacı tarafından ödenen tedbir ve iştirak nafakasının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi davasının kabul edildiği, davacının iştirak nafakası talebinin reddine karar verildiği, boşanma kararı ile baba için hükmedimedilen iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verildiği, her 2 tarafın da kararı tavzih yolu ile düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacı vekilinin tavzih talebinin kabulüne karar verildiği, hüküm fıkrasından 12....

      Aile Mahkemesinin 2015/498 esas 2017/713 karar sayılı kararı ile yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 30/04/2019 tarihinde kesinleştiği, lehine yoksulluk nafakası hükmedilen kadından iştirak nafakası talep edilemeyeceği anlaşıldığından davacının müşterek çocukları için iştirak nafakası talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Müşterek çocukların 19/07/2018 tarihinden itibaren rehabilitasyon merkezinde kaldıkları anlaşıldığından belirtilen tarihten itibaren müşterek çocuklar için davacı tarafından ödenen tedbir ve iştirak nafakasının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi davasının kabul edildiği, davacının iştirak nafakası talebinin reddine karar verildiği, boşanma kararı ile baba için hükmedimedilen iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verildiği, her 2 tarafın da kararı tavzih yolu ile düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacı vekilinin tavzih talebinin kabulüne karar verildiği, hüküm fıkrasından 12....

      İştirak nafakası (TMK 182/2.maddesi) miktarının belirlenmesinde ana babanın özelliklerine ilişkin ilkelerden bir diğeri sonuncusu ana babadan geliri olmayan iştirak nafakası vermemelidir ilkesidir.Ekonomik sosyal durumu yetersiz ise katılmak zorunda da değillerdir.Örneğin velayet kendisinde bulunmayan taraf yoksulluk nafakası alıyorsa iştirak nafakası vermek başka bir anlatımla çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorunda değildir.Kendi geçimini sağlamaktan yoksun olanın katkısının beklenemeyeceği doğaldır.Velayet hakkına sahip olmayan eşin çalışamayacak durumda olduğu sağlık kurulu raporu ile ve gelirinin bulunmadığı soruşturma yazılarıyla anlaşılmış ise ödeme gücü bulunmayan ana ya da babanın iştirak nafakası ile yükümlü tutulması elbette olanaklı değildir. (Ö.. U..G.., Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2008, sayfa 1323-1324) Yargıtayın yerleşik görüşüne göre de, yoksulluk nafakası alan eşten iştirak nafakası talep edilemez....

        O halde yukarıda belirtilen kıstaslar dikkate alınarak oluşturulacak bir heyetten rapor düzenlenmesi sağlandıktan, inceleme tarihi itibariyle idrak çağında olan 2009 doğumlu ... mahkeme huzurunda dinlenip, diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla velayet yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. c)Mahkemece, tefhim edilen kısa karar ve buna uygun yazılan gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği halde, hükmün gerekçe kısmında kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiği yazılmak suretiyle gerekçe ile kısa karar ve hüküm arasında yoksulluk nafakası yönünden çelişki yaratılmıştır. Yoksulluk nafakası yönünden verilen bu karar usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          UYAP Entegrasyonu