Dosyanın incelenmesinde, çocuğun babasının ölümü üzerine, nüfus müdürlüğünce küçüğün mallarının korunması istemi ile ihbarda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Türk Medenî Kanununun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi, Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi uyarınca sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Dosya kapsamından; ekonomik ve sosyal durum araştırmasına ilişkin kolluk cevabından, veli ...'ın son yerleşim yeri adresinin "... Köyü, .../..." olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......
Mahkeme, belirleyeceği süre içinde sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister. 4271 sayılı Türk Medeni Kanununun 336. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir;' 404`üncü maddesinde ise; " Velayet altında bulunmayan küçüğe vasi tayini zorunludur. Bu çocuğa vasi tayini konusunda görevli mahkeme vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesidir. Çocuk mallarının korunması ile ilgili tüm tedbirlerin de anılan mahkemece alınması gereklidir." hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda dosyanın incelemesinden; çocuklardan ...`ın ...`ın ikinci evliliği olan davalı ......
Davacı dava dilekçesi ile küçük Atalay'ın mallarının korunması için gerekli önlemlerin alınması küçük Atalay'ın mallarının yönetimi için reşit oluncaya kadar kayyım atanmasına karar verilmesi, davalının kısıtlanması ile kendisine vasi atanması, küçük Atalay üzerindeki velayet hakkının kaldırılarak kendisine vasi atanmasına, davaları açmıştır. Mahkemece davacının 3 ayrı davası yönünden Harçlar Kanunu'nun 30- 32. maddeleri gereğince işlem yapılmadan bir başka deyişle davacının davaları yönünden harcın ikmal edilmemesinin sonuçları ihtar edilmeksizin, harç tamamlattırılmadan nihai kararda davanın niteliği gereği harç alınmasına yer olmadığına dair karar verilmesi usule ve kanuna aykırı olmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Çocuk mallarının korunmasına ilişkin olarak açılan davada Fethiye 2. Asliye ( Aile) Hukuk ve Fethiye Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 352. ve devamı maddeleri uyarınca çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Somut olayda, malların korunması istenen çocuk ...'nun babası ....,'nun 1996 yılında, annesi...in ise 19.03.2010 tarihinde vefat ettikleri anlaşılmaktadır. Velayet altında bulunmayan küçüğe vasi tayini zorunludur. (TMK 'nun 404. maddesi ) 1994 doğumlu ...'nun anne ve babasının vefat etmesi nedeniyle bu çocuğa vasi tayini konusunda görevli mahkeme vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesidir. Çocuk mallarının korunması ile ilgili tüm tedbirlerin de anılan mahkemece alınması gereklidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Çocuk mallarının korunması istemine ilişkin olarak açılan davada ... Aile Mahkemesi ve ... Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medenî Kanununun 352 ve devamı maddeleri uyarınca çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. ... 1.Aile Mahkemesince, mallarının korunması istenen küçüğün babasının vefat etmesi üzerine velisi olan ... ...'...
Velayet kamu düzenine ilişkin olup resen araştırma ilkesi geçerlidir. Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocukların üstün yararıdır. Velayet konusunda resen araştırma ilkesi gereğince mevcut vakıa ve olguların yapılacak yargılama sonucu belirlenip değerlendirilmesi, gerektiği takdirde uzman raporu alınması, tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumlarının bulunup bulunmadığının araştırılması, ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekir....
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet ve Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayetin değiştirilmesi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi velayetin kaldırılmasını geretirmez. Ancak çocuğun menfaati gerektirdiğinde ve bu olgunun zorunlu kılması halinde velayet sahibi değiştirilebilir. (TMK.183 ve 349) Toplanan delillerden velayet hakkına sahip davalının (anne), 22.8.2005 tarihinde evlendiği 7.10.2005 tarihinde boşandığı, evlenmeden önce 2005 yılı Ağustos ayında çocuğunun ruhsal durumunun bundan etkilenmemesi için çocuğunu geçici bir süre davacının anne ve babasının evine bıraktığı, Eylül ayının ilk haftasında da çocuğunu geri aldığı anlaşılmaktadır. Bu durum eylemli olarak çocuğu terk anlamına gelmez ve velayet görevinin ifa edilmediğini tek başına göstermez....
Aile Mahkemesince ise, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesinde "Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirmesi gerektiğinin" hüküm altına alındığı, sağ kalan eş annenin yerleşim yeri adresinin "Kazancılar Mah. 90317. Sk. No:11 Ereğli/Konya" olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuğun babasının vefat ettiği anlaşıldığından bu halde yetkili mahkeme, velayeti kullanma hakkına sahip sağ kalan annenin yerleşim yeri mahkemesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, dava dilekçesi ile çocuk mallarının korunmasına ilişkin talepte bulunmuştur. Davacının çocuk mallarının korunması davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir (HMK m. 26)....
Türk Medenî Kanunu'nun 21. maddesi gereğince velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi Türk Medenî Kanunu'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi gereğince de sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir hükümleri dikkate alındığında somut olayda mallarının korunması istenen küçüklerin velayetinin annelerine verildiği annelerinin vefat ettiği anlaşıldığından, bu halde, yetkili mahkeme velayeti kullanma hakkına sahip babanın yerleşim yeri mahkemesidir. Somut olayda, küçüklerin babasının yerleşim yeri adresinin "Cemil Meriç Mahallesi, Eylül Sokak, No:2/1 Ümraniye-İstanbul" olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 3....