Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, velayet ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkeğin evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açtığı boşanma davasında, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek, davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin bu kararı; kadın tarafından, boşanma davasının kabulü yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince; kadının istinaf sebepleri; kusur tespiti, velayetin düzenlenmesi ve vekalet ücreti olarak sınırlandırılmış ve itirazın esastan reddine karar verilmiştir....
İştirak nafakası takdir edilirken; çocukların yaşı, ihtiyaçları, okul seviyeleri, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir karar verilmelidir. Diğer taraftan nafaka takdirinde velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
Velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta mahkemece ayrı harç alınması da iştirak nafakası talebini ayrı bir dava konusu haline getirmeyecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/2- 2444 esas, 2019/51 karar sayılı ilamı). Açıklanan sebeplerle velayet düzenlemesine yönelik davaların ferisi niteliğinde olan iştirak nafakası talebi ile ilgili olarak mahkemece kararda davacıdan ayrıca harç alınmasına karar verilmesi ve yine yanılgılı değerlendirme ile iştirak nafakası talebinin reddinden dolayı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....
Velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta mahkemece ayrı harç alınması da iştirak nafakası talebini ayrı bir dava konusu haline getirmeyecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/2- 2444 esas, 2019/51 karar sayılı ilamı). Açıklanan sebeplerle velayet düzenlemesine yönelik davaların ferisi niteliğinde olan iştirak nafakası talebi ile ilgili olarak mahkemece kararda davacıdan ayrıca harç alınmasına karar verilmesi ve yine yanılgılı değerlendirme ile iştirak nafakası talebinin reddinden dolayı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....
Davacı-karşı davalı (erkek) vekili istinaf dilekçesi ile; velayet davasının reddinin doğru olmadığını, iştirak nafakasının da kaldırılmasının gerektiğini, masrafların baba tarafından karşılandığını, kişisel ilişki talebinin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yanlış olduğunu, karşı davanın kısmen kabulü ile nafakanın artırılmasının yanlış olduğunu, davanın reddi kararının kaldırılarak davanın kabulüne veya velayetin anneye verilerek erkeğin uygun nafaka ödemesine veya hukuka aykırı kararın bozularak yeniden görülmek üzere yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava, velayetin değiştirilmesi davasıdır. Karşı dava ise, iştirak nafakasının artırılması davasıdır....
Mahkemece, dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile, ...mesinin 21.06.2010 tarih, 2009/122 esas ve 2010/660 karar sayılı ilamı ile velayetleri davacı babaya verilen müşterek çocuklar 20.06.1998 doğumlu ... için dava tarihinden itibaren aylık 200 TL ve 12.09.2003 doğumlu Ece için dava tarihinden itibaren aylık 150 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vasisi temyiz etmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. İştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olduğundan velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden iştirak nafakası isteyemez. Ancak küçüğe fiilen bakan ana ve baba diğerlerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12/12/1990 tarih 1990/429 Esas 1990/690 Karar sayılı ilamına istinaden iştirak nafakası alacağı için ilamlı icra takibi başlattığını, ilamın tarafının takip alacaklısı olmadığını, ilamın zamanaşımına uğradığını, güncel değer tespiti yapılarak icra emrinde bu miktar üzerinden talepte bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu, alacaklının reşit olduğu tarihten sonraki nafakaları isteyemeyeceğini, 1995-1996 yıllarında velayetin değiştirilmesi davası açıldığını, velayetin babaya verildiğini, ancak deprem nedeniyle kayıtların düzenini yitirdiğini belirterek icra emri ve takibin iptalini talep etmiştir. Alacaklı vekili, güncel değer üzerinden geriye dönük son 10 yıllık nafaka için talepte bulunduklarını belirterek talebin reddini istemiştir....
Öte yandan, 4721 sayılı TMK’nın 182/2. maddesi gereği velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğundan, anlaşmalı boşanma davasında davacının müşterek çocuk için nafaka istememiş olmasının koşulların değişmesi, çocuğun ihtiyacı ve üstün yararı gözetilerek daha sonra iştirak nafakası talep etmeye engel teşkil etmeyeceği gibi, diğer taraftan müşterek çocuk için protokolle tazminat ödenmesinin davalı babayı iştirak nafakası ödemesi yükümlülüğünden kurtarmayacak ancak bu husus nafaka miktarının tayininde göz önüne alınabilecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Nez'i - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerszdir. 2-Davacının, nafakaya dava tarihinden itibaren hükmedilmesi yönünde bir isteği bulunmamaktadır.Velayetin değiştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesi ile velayet anneye geçecektir.Bu tarihten itibaren davalının iştirak nafakası ile yükümlü tutulması gerekirken dava tarihinden itibaren nafakaya hükmolunması usul ve yasaya aykırı ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....