WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Polat için 100 YTL iştirak nafakası istediği, yerel mahkeme tarafından küçük Emir Mehmet Polat’ın ergin olması sebebiyle velayetin kaldırılması davasının reddine karar verilmesine rağmen dava tarihinden küçük Emir Mehmet Polat’ın ergin olduğu tarihe kadar aylık 100 YTL iştirak nafakasının velayet kendisinde bulunan davalıdan alınarak velayet kendisine verilmeyen davacı anneye verilmesine karar verilmiş olup velayet kendisinde bulunan davalı tarafından küçük Emir Mehmet Polat için iştirak nafakası verilemeyeceğine yönelik olarak hükmün temyiz edildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır....

    İştirak nafakası (TMK 182/2.maddesi) miktarının belirlenmesinde ana babanın özelliklerine ilişkin ilkelerden bir diğeri sonuncusu ana babadan geliri olmayan iştirak nafakası vermemelidir ilkesidir.Ekonomik sosyal durumu yetersiz ise katılmak zorunda da değillerdir.Örneğin velayet kendisinde bulunmayan taraf yoksulluk nafakası alıyorsa iştirak nafakası vermek başka bir anlatımla çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorunda değildir.Kendi geçimini sağlamaktan yoksun olanın katkısının beklenemeyeceği doğaldır.Velayet hakkına sahip olmayan eşin çalışamayacak durumda olduğu sağlık kurulu raporu ile ve gelirinin bulunmadığı soruşturma yazılarıyla anlaşılmış ise ödeme gücü bulunmayan ana ya da babanın iştirak nafakası ile yükümlü tutulması elbette olanaklı değildir. (Ö.. U..G.., Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2008, sayfa 1323-1324) Yargıtayın yerleşik görüşüne göre de, yoksulluk nafakası alan eşten iştirak nafakası talep edilemez....

      İştirak nafakası (TMK 182/2.maddesi) miktarının belirlenmesinde ana babanın özelliklerine ilişkin ilkelerden bir diğeri sonuncusu ana babadan geliri olmayan iştirak nafakası vermemelidir ilkesidir. Ekonomik sosyal durumu yetersiz ise katılmak zorunda da değillerdir. Örneğin velayet kendisinde bulunmayan taraf yoksulluk nafakası alıyorsa iştirak nafakası vermek başka bir anlatımla çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorunda değildir. Kendi geçimini sağlamaktan yoksun olanın katkısının beklenemeyeceği doğaldır. Velayet hakkına sahip olmayan eşin çalışamayacak durumda olduğu sağlık kurulu raporu ile ve gelirinin bulunmadığı soruşturma yazılarıyla anlaşılmış ise ödeme gücü bulunmayan ana ya da babanın iştirak nafakası ile yükümlü tutulması elbette olanaklı değildir. (Ö. U. G, Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2008, sayfa 1323-1324) Yargıtayın yerleşik görüşüne göre de, yoksulluk nafakası alan eşten iştirak nafakası talep edilemez....

        İlk derece mahkemesinin bu kararı; erkek tarafından, kusur tespiti, velâyet, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf edilmiş olmasına rağmen bölge adliye mahkemesince; erkeğin istinaf itirazları; kadının tedbir nafakası davasının kabulü ve birleşen boşanma davasında nafakaların miktarı ve velayet düzenlemesi olarak incelenmiştir. İstinaf incelemesi neticesinde; çocuklar için verilen tedbir nafakası yönünden istinaf dilekçesinin reddine, tedbir nafakasının kabulü ve nafakaların miktarı ve velayet talebi yönünden istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakaları ve miktarları yönünden değerlendirme yapılmaksızın, hükmü sadece istinaf edilen diğer yönlerden inceleyerek karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2015/5795 Esas sayılı takip dosyasında velayeti anne ...’a verilen müşterek çocuk ... alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. O halde, yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece taleple bağlı kalınarak takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Müdürlüğü'nün 2014/1927 sayılı takip dosyasında velayeti anne ...’a verilen müşterek çocuk ... alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. O halde, yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Iştirak nafakası velayet hakkı kendisine bırakılan eş tarafından çocuk adına istenir(TMK. 329.md). Somut olayda taraflar Mersin 5. Aile Mahkemesinin 25.06.2012 2012/408 E.-2012/509 K.sayılı kararı ile boşanmışlar, boşanma sırasında tarafların müşterek çocuğu F. N. 'a nafaka bağlanmamıştır. Davadaki istem taraflar boşandıktan sonra küçük için istenilen iştirak nafakası olduğu halde mahkemece nitelendirmede yanılgıya düşülerek yargılama sırasında hükmedilen 400 TL nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                Boşanma kararının kesinleşmesi ile bu nafakalar koşulları var ise kadın için yoksulluk nafakası, çocuk için ise iştirak nafakası olarak devam eder. Bu noktada uyuşmazlığın çözümü için iştirak nafakası kavramının üzerinde durulması gerekmektedir. Öncelikle belirtilmelidir ki, TMK'nın 185 maddesinin 2. fıkrası uyarınca "eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen" göstermekle yükümlüdürler" . Buradan hareketle, velayetin değiştirilmesi sonucu çocuğun kişiliğinin ve mallarının korunması, yine çocuğun temsili konusunda Kanunun ana ve babaya yüklediği görevler ve haklar kendisine velayet verilen ana ya da babaya geçmektedir. İşte iştirak nafakası, boşanma, ayrılık veya evlenmenin butlanına karar verildikten sonra velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakımı ve eğitim giderleri için mali gücü oranında yaptığı katkıdır....

                  Karar sayılı kararı ile velayeti anneye verilen müşterek çocuk ... için iştirak nafakası aylık 100 TL'ye yükseltilmiştir. İcra takibinde.... alacaklı olarak birikmiş nafaka talep etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup müşterek çocuk reşit olsa da birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkına sahip değildir. Bu Durumda borçlunun çocuğun takipte taraf ehliyeti olmadığına yönelik başvurusu ilama aykırılık niteliğinde şikayet olup, her zaman mahkeme önüne getirilebileceğinden, borçlunun, ..... tarafından yapılan takibin iptaline ilişkin isteminin açıklanan nedenlerle kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir....

                    Yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocukların birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu hususun mahkemece resen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken esasın incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. Borçlu temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 14.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu