İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Somut olayda; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk ..'in 2012 doğumlu olduğu, davacının mevsimlik işçi olup , aylık 850 TL geliri olduğu; davalının ise inşaat işçisi olup, aylık 1.000 TL geliri olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, çocuğun ihtiyaçlarına ve günün ekonomik koşullarına göre, mahkemece takdir edilen 800 TL iştirak nafakası yüksektir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava dilekçesinde;davacı ile davalının 2004 yılında boşandıkları, davalının Lise 2. sınıfta eğitimine devam eden müşterek çocuk için maddi yardımda bulunmadığı belirtilerek aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, davacı tarafın iştirak nafakasına muhtaç durumda olduğu, davalının psikolojik tedavi gördüğü, sosyal ekonomik durumunun iyi seviyede olmadığı, toplumdan uzak kişiliğe sahip olduğu,günü birlik yevmiye işlerinde çalışarak geçimini temin ettiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile aylık 75 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı parasal katkıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, velayet ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Hakim talepten fazlasına hükmedemez (HMK m. 26). Davalı kadının müşterek çocuk için 300 TL iştirak nafakası talebi olduğu halde, talep aşılarak aylık 400 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki, aleyhine hükmedilen yoksulluk ile iştirak nafakası ve tazminatlar yönünden; davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- İlk derece mahkemesince verilen hüküm yalnızca davalı erkek tarafından istinaf edilmiş olup davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan davacı kadının; kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarlarına yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tedbir nafakası miktarı, iştirak nafakası ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Ortak çocuk..., 18.06.2003 doğumlu olup, idrak çağındadır. Mahkemece, idrak çağında olan...'...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kadın tarafından açılan boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarından Serhat'ın velayetinin davalı babaya verilmesine, velayeti davalı babaya bırakılan ortak çocuk yararına tebdir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı kadın tarafından, velayet düzenlemesi ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından velayet ve iştirak nafakaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.04.2015 (Çrş.)...
Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Açıklanan nedenlerle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası hükmedilmesinin ve miktarının yerinde olduğu değerlendirilerek davalının nafaka takdiri ve miktarına ilişkin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK'nın 327/1 maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1 maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (329/1 maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....
Her ne kadar inceleme tarihi itibariyle çocuk ergin olduğu için TMK'nun 328/1 maddesi gereğince iştirak nafakası sona erecek ise de; her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinden dava tarihi ile çocuğun ergin olduğu tarih arasındaki süre için davaya konu iştirak nafakası talebinin değerlendirilmesi gereklidir. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....