WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir....

Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda; müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı lehine hükmedilen tedbir nafakasının devamına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk lehine 300,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, 7.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili kararı; kusur belirlemesi, velayet, iştirak nafakası ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf etmiştir. Davacı vekili kararı; iştirak nafakası ve tazminat miktarları, yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece verilen boşanma kararı istinaf edilmemek sureti ile kesinleşmiştir....

Davacı-karşı davalı erkeğin; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen feriler ve velayet yönünden temyizi üzerine kadının ağır kusurlu olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat hükmedilmesinin doğru olmadığı, velayet yönünden ise eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile velayet, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden hükmün bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın karar düzeltme talebinde bulunmuş, talebi reddedilmiştir....

    İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....

    ve iştirak nafakası yönünden istinaf ettiklerini, tarafların anlaşmalı bir şekilde boşandıklarını, davacı kadının küçüklerin velayetinin davalıya verilmesini özgür iradesiyle kabul ettiğini, çocukların babalarıyla yaşamaya başladıklarını, bu tarihten sonra davalının velayet görevini savsaklayacak, ağır surette ihmal edecek hiçbir kusurlu davranışının olmadığını, çocukların alışmaya ve uyum sağlamaya başladıkları hayat alanlarının olduğunu, çocukları bu ortamdan koparacak velayet değişikliğinin çocukların üstün yararına uygun olmayacağını, davalı tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmadığını, davacının ayrı bir nafaka davası olmadığı halde küçükler yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

    gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası, çocukla baba arasındaki kişisel ilişki tesisine ilişkin olarak bozulması gerekmiştir....

      Davacı-davalı anne, dava dilekçesiyle velayetin değiştirilmesi yanında iştirak nafakası istemiş, eğer bu talebi kabul edilmez ise ortak çocukla olan kişisel ilişkisi günlerinin genişletilmesini talep etmiş, davalı-davacı baba da birleşen davasında anlaşmalı boşanma davasıyla kararlaştırılmadığından iştirak nafakasının hüküm altına alınmasını istemiş, mahkemece, kadının veleyetin değiştirilmesi, karşı davacı babanın da iştirak nafakası davaları kabul edilerek, ortak çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesine, velayetin değiştirilmesi davası kesinleştikten sonra çocuk yararına iştirak nafakasına, ayrıca baba içinde çocuğun anneye teslim edileceği tarihe kadar iştirak nafkasına ve babaya verilen iştirak nafakasının da anlaşmalı boşanma davasında ortak çocuk adına devri kararlaştırılan konutun tahmini kira geliri kadar mahsubuna karar verilmiştir....

        İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde asıl davanın kısmen kabulüne, müşterek çocuk lehine 2000 TL iştirak nafakasının davalı davacı babadan tahsiline, birleşen davanın velayet değişikliği istemi yönünden reddine, ortak çocuğun tarafların müşterek velayeti altına alınmasına, çocuğun anne yanında kalmasına , baba ile şahsi ilişki tesisine karar verilmiş karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Tarafların Mardin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2011/190 Esas- 2012/17 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, boşanmanın 10.01.2013 tarihinde kesinleştiği, velayeti davacı davalı anneye verilen çocuk lehine iştirak nafakası hükmü kurulmadığı anlaşılmaktadır. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....

        İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde asıl davanın kısmen kabulüne, müşterek çocuk lehine 2000 TL iştirak nafakasının davalı davacı babadan tahsiline, birleşen davanın velayet değişikliği istemi yönünden reddine, ortak çocuğun tarafların müşterek velayeti altına alınmasına, çocuğun anne yanında kalmasına , baba ile şahsi ilişki tesisine karar verilmiş karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Tarafların Mardin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2011/190 Esas- 2012/17 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, boşanmanın 10.01.2013 tarihinde kesinleştiği, velayeti davacı davalı anneye verilen çocuk lehine iştirak nafakası hükmü kurulmadığı anlaşılmaktadır. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....

        de müşterek çocuk lehine 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de tarafların müşterek çocukları Hatice Görkem Korkmaz 26.07.2003 doğumlu olup, 26.07.2021 tarihi itibari ile 18 yaşını doldurduğundan söz konusu tarih itibari ile ilk derece mahkemesinin velayet ve iştirak nafakası hakkındaki hükmü kendiliğinden kalkacağından müşterek çocuğun velayeti ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu