Hukuk Dairesi KARAR Davacı, yüzündeki doğum lekesinden kurtulmak amacıyla davalı doktor tarafından estetik ameliyat edildiğini ameliyat sonucunda yüzündeki lekenin yanlış tedavi nedeniyle çok daha çirkin hal aldığını belirterek uğradığı zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş olup, Uyuşmazlık istisna sözleşmesinden doğduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca 15.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yerel mahkemece, davacının iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderleriyle ilgili herhangi bir belge sunmadığı, maluliyetiyle ilgili herhangi bir rapor da ibraz etmediği gerekçesiyle maddi tazminat talebi reddedilmiş, manevi tazminat da kısmen kabul edilmiştir. Dosya kapsamından; davacının delil listesinde hastane kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayandığı anlaşılmaktadır. Olayın mahiyeti gereği de yapılması gereken davacının yaralanmasının niteliği ile ilgili iyileşme sürecini belirleyen bir uzman doktor raporu alınarak davacının maddi kaybı olup olmadığının belirlenmesidir. Yine manevi tazminat miktarı da alınacak bu rapor doğrultusunda tespit edilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi gereği verilen tedavi ve ameliyat hizmetinin ayıplı olduğu, davacıların 6502 sy. 14. Maddesi gereği uğradıkları maddi ve manevi zararları davalılardan birlikte talep edebilecekleri, diğer davalı T13metleri tic. a.ş'nin ise çalıştırdığı doktorun hizmet kusurundan dolayı sorumlu olduğu bu nedenle her iki davalının maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, vefat eden Figen Kurt Bostancı'nın davacı Üzeyir Bostancı'nın eşi, Emre ve Emir Bostancı'nın annesi olduğu alınan aktüerya bilirkişi raporları ile Figen Kurt Bostancı'nın ölümünden dolayı uğradıkları maddi zararın ayrı ayrı hesaplandığı, manevi tazminat talebi bakımından ise ; vefat eden ile davacıların akrabalık durumu, olayın davacılar üzerinde etkisi, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ayrı ayrı manevi tazminat takdirine ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava temelini vekillik sözleşmesi oluşturmaktadır....
Mahkemece, Davacı ...’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. 22.6.1966 tarihli 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartlar belirtilmiş olup, hâkim manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, olayın vehametini, davalıların kusurunu, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmelidir. Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı, ne var ki mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır....
Tüketici Mahkemesi Mahkemesinin 25/04/2018 tarih, 2015/1004 Esas, 2018/119 Karar sayılı ''Davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine'' ilişkin kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece yeterince araştırma yapılmaksızın eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verildiğini, gerekçeli kararın çelişkili olduğunu, davalı hekimin gerekli özeni göstermediğini, operasyon öncesinde davacıya en ufak bir bilgi dahi vermediğini, gerekli önlemleri almadan davacı yatalak bir haldeyken taburcu ettiğini, mahkemece tanık dinletme talepler,inin reddedildiğini, usul ve yasaya aykırı olan kararın kaldırılmasını istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, davacıya uygulanan tıbbi tedavi nedeniyle davacıların maddi ve manevi zarar gördüğünden bahisle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
in imzasının dahi bulunmadığını, bunun tıbbi bir hata olduğunu, zamanında teşhis ve tedavi yapılamadığı için görme kaybı yaşadığını, yaşamı boyunca hiçbir şeyi göremeyecek hale geldiğini, gerekli tetkik ve teşhisleri yapmayan doktor ve hastanenin sorumlulukları bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin her biri için 2.500 TL maddi tazminat ile Nurettin ve Hikmet için 25.000 TL, Deniz için 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 08.09.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile hem maddi hem de manevi tazminat talepleri yönünden hüküm altına alınacak miktara 11.09.2008 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini ve bilirkişi raporu doğrultusunda davacı D.. İ.. yönünden 1.895.844,81 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. 2.Birleşen Küçükçekmece 1....
Numune Hastanesince düzenlenen 26.7.2004 tarihli raporda davacı hastanın kırığında kaynamanın bulunmadığı ve üzerine ağırlık vermemesi gerektiği bildirildiği gibi, davalı Üniversitenin ...'da bulunan hastahanesinden alınan 27.7.2004 tarihli rapordada hastanın kırığının kaynamadığı ve sol ayağının üzerine basmamasının tavsiye edildiğinin bildirildiği görülmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda davacının ameliyatının ve davalı doktorun yaptığı diğer tedavilerin tıp kurallarına uygun olduğu belirtilerek mahkemece sorulan diğer hususlarada görüş bildirmeye mahal olmadığı bildirilmiştir. Davacının bu davadaki talebi, davalılar tarafından kırık kaynamaması ve ayağının üzerine basmaması gerekmesine rağmen yanlış bilgilendirildiği ve oyalandığı için maddi ve manevi zararının oluştuğu iddiasına dayalı tazminat istemidir....
Bu nedenle davacının maddi tazminat talebinin yanında manevi tazminat talebi de poliçe ile teminat altına alınmıştır. Manevi tazminat takdir edilirken mahkemece; tarafların ekonomik durumu ve duyulan manevi üzüntü ve elemin derecesi dikkate alınarak davacı küçük için 20.000-TL, davacı küçüğün anne ve babası olan davacılar için ise 10.000'er-TL manevi tazminattan poliçe kapsamında davalının sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava; devre mülk sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemlidir....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP, DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; davalı avukatın, davacıyı vekili olarak temsil ettiği bir davada davacı aleyhine kurulan hükmü istinaf etmeyerek hükmün kesinleşmesine sebebiyet verdiği, bu haliyle davacının maddi ve manevi zararlarının oluştuğu, olayla ilgili olarak davalının yapılan ceza yargılamamasında davalının vekillik görevini kötüye kullandığı kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi zararın suç tarihi olan 18/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının taşınır, taşınmaz ve 3. kişilerdeki alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir....