Somut olayda, davacı, davalı ile aralarında 30.11.2011 tarihinde noterde imzaladıkları motorlu taşıt kira sözleşmesin bulunduğu, davalı kiralayanın kiralanan dozere el koyduğu, bu nedenle kar kaybı ve zarara uğradıkları iddiasıyla tazminat talep etmektedir. Bu halde uyuşmazlık, motorlu taşıt kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davaya bakma görevi HMK.nun 4/1.maddesi gereğince değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Buna göre kira sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenecek olan uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ...Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş sözleşmesin haklı bir sebeple sonlandırdığını, beyan ederek kıdem tazminatı, ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Mahkemece davacının 25.5.2005-31.08.2012 tarihleri arasında çalıştığı, iş akdinin istifa etmek suretiyle sona erdiği kabul edilerek kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2021 NUMARASI : 2020/566 ESAS-2021/472 KARAR DAVA KONUSU : VEKALET SÖZLEŞMESİN KARAR : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/566 Esas, 2021/472 karar sayılı 29/09/2021 tarihli kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı avukatın davalının 24/12/2009 tarihinden itibaren vekilliğini yaptığını, davalı tarafından, taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinin eylemli olarak sona erdirildiğini beyanla 24/12/2009 tarihli sözleşmenin davalı tarafından eylemli ve kötü niyetli olarak 30/12/2015 tarihinde fesih edildiğinin ve vekalet sözleşmesi nedeniyle davacının bu tarihte sorumluluğunun sona erdiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 550.00.YTL duruşma vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kira sözleşmenin yapıldığı tarihte kiralanan 829 ada 6 parsel tapuda 1/2’şer pay olarak davacı ile kira sözleşmesin yapanların miras bırakanı Burhanettin Adanalı adlarına paylı mülkiyet rejimine tabi olarak kayıtlıdır. Görülüyor ki, taşınmaz paylı olarak kayıtlı olduğu halde tüm paydaşların katılımı olmaksızın üstelik elbirliği mülkiyeti maliklerinden bir kısmı tarafından kiralanmıştır. Kiralama işlemi Türk Medeni Kanunun 692.maddesi uyarınca olağanüstü tasarruflardan sayıldığından burada bütün paydaşların oybirliği şartı aranmalıdır. Bundan ayrı 1.11.1996 günlü kira sözleşmesi birden çok paydaş varken sadece iştirakçi maliklerin bazıları tarafından yapıldığından 27.11.1946 tarih 28/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince geçersizdir....
Koop-İş Sendikası arasında imzalanan 15.03.2012– 14.03.2015 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinde, devir tarihi olan 02.01.2011 tarihinden önce çalıştığı işyeri (belediye) ile Hizmet-İş Sendikası arasında imzalanan 15.02.2009–14.02.2012 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesine göre "sosyal haklar" konusunda aleyhe olacak şekilde fark bulunduğundan bahisle, söz konusu farkın tazminat olarak ödenmesini istediği, bu itibarla dava doğru tarafa yöneltildiğinden davalının taraf sıfatı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi isabetli değil ise de, davacının, 6111 sayılı Kanunu'nun 166/6. maddesinin birinci cümlesine göre, devir tarihinde de yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı mali ve sosyal haklardan sözkonusu toplu iş sözleşmesinin yürürlüğünün sona erdiği tarihe kadar yararlandırıldığı, 15.03.2012–14.03.2015 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden de toplu iş sözleşmesinde öngörülen haklara göre yararlandırılmaya başlandığı, 14.02.2012 tarihinde sona eren toplu iş sözleşmesin...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında kredi kartı üye işyeri sözleşmesin imzalandığı ve davalıya POS cihazı verildiğini, ancak davalıya ait işyerinden sahte kredi kartı ile harcama yapıldığını ve bedelin müvekkili tarafından karşılandığını oysa sözleşme uyarınca sorumluluğun davalıda olduğunu, bu nedenle girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesi uyarınca davacı bankaca, davalıya kredi kartı POS cihazı verildiği, ancak davalının işyerinden kredi kartı ile yapılan harcamalarda gereken dikkati göstermediği ve sahte kartla harcama yapılmasına sebep olduğu bu nedenle davacı bankaya karşı sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Şişli/İSTANBUL adresindeki taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, davalının kira sözleşmesin göre Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım 2023 aylarına ilişkin 4 aylık peşin kira bedeli alacağını ödememesi üzerine aleyhine .... İcra Müdürlüğünün 2023/... esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlunun takibe haksız ve kötüniyetli bir şekilde itiraz ederek takibin durdurulmasını sağladığını, borçlu hakkında daha önce de 2023 yılı Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz aylarına ilişkin 4 aylık peşin kira bedeli alacağıyla ilgili .......
Ölünceye kadar bakım sözleşmesine ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Taraflar arasında biçim koşuluna uyularak yapılmış ölünceye kadar bakım sözleşmesin bulunduğu ispat edilememiştir. Dolayısıyla davalının ölünceye kadar bakım sözleşmesinin borçlusu ve sözleşme hükümlerini ihlal eden tarafı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Eldeki davanın açıklanan bu nedenle reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 625 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.02.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
Sözleşmesin feshinde kusurlu olan taraf ne Borçlar Kanununun 97.maddesine dayanarak nama ifaya izin ne de kar yoksunluğu zararı isteyeceğinden davanın reddi doğrudur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, 900,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 24.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....