Mahkemece; "Her ne kadar, davacı diğer mirasçılar yönünden süresinde iptal davası açılmadığından vasiyetnamenin kesinleştiğini ve hüküm ifade edeceğini ileri sürmüş ise de; TMK'nun 538. maddesine göre el yazısı ile düzenlenen vasiyetnamede tarihin yıl, ay ve gün olarak yazılması zorunlu kılınmıştır. Bu durumda tarihin yıl ve ay ve gün olarak bulunması vasiyetnamenin geçerlilik şartıdır. Bu ise, resen nazara alınacak bir husustur. Bu itibarla geçersiz olan vasiyetnamenin davacı mirasçı için tenfize hak verecek şekilde hüküm doğurmayacağı kanaatine varılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davada, el yazılı vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfizi) istenilmiştir....
Mahkemece; davaya konu vasiyetnamenin açılıp okunarak kesinleştiği, vasiyetnamenin iptaline veya tenkisine dair süresinde açılmış herhangi bir davanın da bulunmadığı, vasiyetnamenin mirasbırakanın iradesine uygun şekilde yerine getirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne dair verilen karar, davalılardan ...’nun temyizi üzerine, Dairece verilen 23/05/2017 tarihli ve 2016/5200 E. - 2017/7776 K. sayılı kararla; (...Somut olayda; mirasbırakanın kızı olan davalılardan ..., mirasbırakanın vasiyetnamenin tanzim edildiği tarihte fiil ehliyetinin yerinde olmadığını, ayrıca vasiyetname ile saklı payına tecavüz edildiğini bildirerek; hükümsüzlük ve tenkis iddialarını, def'i yoluyla ileri sürmüştür....
Hal böyle olunca mirasçı atanan kişi, mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanacağından, bu durumda, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, atanmış mirasçı adına tescili için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasına, dolayısıyla mahkeme hükmüne ihtiyaç bulunmamasına, atanmış mirasçıya, buna ilişkin mirasçılık belgesi verilmesi (TMK. md.598/2) yeterli olup, bu nitelikteki belge ile ayni hakların bu kişi adına tapuda (resmi senet düzenlenmeksizin ) tescili mümkün bulunmasına (Tapu Sicili Tüzüğü md.21/a), davacı; TMK md. 598/2 uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilamı alarak aynı sonuca ulaşabilmesine göre vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) talebinin dava konusu vasiyetnamenin içeriği itibariyle muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp mirasçı atanmasına ilişkin olduğu hususu göz önünde bulundurularak davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin...
Mahkemece, davanın tüm davalılar yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 17. maddesi uyarınca; mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. Yanların ortak murisi 01/04/1988 tarihinde vefat etmiştir. Bu durumda olayın çözümünde uygulanacak yasa hükmü 4721 sayılı Yasa hükümleri olmayıp, murisin ölüm tarihinde yürürlükte olan 743 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleridir. Bu Kanunun 580.maddesinde düzenlenen süre hak düşürücü süre değil, zamanaşımı süresidir....
S.. vekili cevap dilekçesinde; vasiyetnamenin şekil koşullarına uygun düzenlenmemesi ve düzenlenme tarihinde murisin fiil ehliyetine sahip olmaması nedeniyle iptalini, olmadığı takdirde tenkisini defi olarak ileri sürmüştür. Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; davaya konu vasiyetnamenin taraflarca itiraza uğramadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine, vasiyetnameye konu taşınmazın muris adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 17. maddesi uyarınca; mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. Dava, 22.01.2004 tarihinde ölen murise ait belirli mal vasiyetinin yerine getirilmesi istemine ilişkindir(TMK. md. 600)....
Mahkemece; vasiyetnamenin yerine getirilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunlasından sonra itiraza uğramaması veya vasiyetnamenin açılması ile vasiyetnamenin iptali ve tenkisine yönelik davaların kesinleşmesinin gerektiği, bu hususun vasiyetname tenfizi için gerekli dava şartı olduğu, eldeki vasiyetnamenin tenfizi davası bakımından dava şartının gerçeklemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Kural olarak; bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak bir hukuki durumun mevcut olup olmadığına, kısmen veya tamamen bağlı ise; mahkeme, o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebilir. Hukuk mahkemesinde, görülen bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması, başka bir mahkemenin görevi içindeki bir hususun çözümüne bağlı ise; o hususun görüldüğü davanın sonuçlanmasını, kendisi için bekletici sorun yapabilir....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece; yeniden yazışmaya mahal verilmeden geri çevirme kararımızın gereğinin tam olarak yerine getirilmesi, bu bağlamda kendisine tebligat yapılmayan davalı ... (...) ...’a davacının temyiz dilekçesinin tebliğ edilmesi, dava konusu vasiyetnamenin açılma ve iptal dosyalarının kesinleştirilmeleri sağlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın yeniden GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir." hükmüne amirdir. Davaya konu vasiyetnameyle ilgili olarak, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1243 Esas sayılı dava dosyasında vasiyetnamenin açılması davası açılmış olup; iş bu dava henüz derdesttir. Vasiyet alacaklısı, mirasçı değil; kişisel bir istem hakkı sahibidir. Bu hakkı, (alacak muaccel olmadan) vasiyetname açılıp okunmadan kullanamaz. Vasiyetnamenin açılmasına ilişkin dava henüz derdest olduğuna göre, bu dava sonuçlanmadan vasiyetin yerine getirilmesi de istenemez. O Halde, mahkemece; dava açma şartı henüz gerçekleşmediği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmişir....
Uyuşmazlık ve hüküm vasiyetnamenin yerine getirilmesi istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 2. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.21.03.2011(Pzt)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Vasiyetnamenin Yerine Getirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek görülen; 1-... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/141 esas sayılı dosyası ile; 2-... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/96 esas sayılı dava dosyalarının eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 07.12.2009 (Pzt.)...