(HMK 323/1-ğ) ./.. -2- Dosyanın incelenmesinde;dava konusu vasiyetnamenin tenfizi ve vasiyetnameye konu taşınmazların tescili için dava açıldığı, mirasçılardan davalı ...’ın ön inceleme duruşmasından sonra verdiği dilekçesi ile davayı kabul ettiğini beyan ettiği, diğer mirasçı davalıların ise davaya cevap vermedikleri anlaşılmaktadır. O halde; mahkemece; vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazların tesciline yönelik talep üzerine davalıların dava açılmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle davacılar yararına yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Somut olayda vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davanın, temyize konu tenfiz davasının açıldığı tarihte henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır....
Davacılar tarafından vasiyetnamenin tenfizi istenildiği halde bunun dışına çıkılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın kaldırılması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Davalı T11 vekilinin istinaf itirazının açıklanan nedenle kabulü ile; Devrek 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen vasiyetnamenin tenfizi, ecrimil ile vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 1- Dava konusu vasiyetnamenin açılmasına ilişkin Antalya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1432 E., 2008/990 K. sayılı dava dosyasının aslı ya da onaylı örneğinin dosyasına konulması, 2- Dava konusu vasiyetnamede belirtilen taşınmazların tapu kayıtlarının ilk tesis tarihinden itibaren var ise tedavülleri ile birlikte ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden celbedilerek dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde muris ... tarafından düzenlenen ... 3.Noterliğinin 19.09.1979 gün ve 31277 nolu vasiyetnamenin tenfizi ile taşınmazların tapu kaydının iptali ile tescili istenilmiştir. Karşılık dava dilekçesinde ise; vasiyetnamenin saklı payına tecavüzlü olduğu ileri sürülerek tenkisi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile vasiyetnamenin tenfizi ile 51 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, diğer istemlerin ve karşılık davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı (karşılık davacı) tarafından temyiz edilmiştir....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vasiyetnamenin tenfizi, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Tenfizi istenilen dava konusu vasiyetnamenin, muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp, mirasçı nasbına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. (TMK. Md. 516) TMK'nın 600. maddesi uyarınca; muayyen mal vasiyetinde, vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir. Uygulamada bu dava vasiyetin tenfizi davası olarak anılmaktadır. TMK'nın 600. maddesi, muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atamasını kapsamaz (Nitekim değişiklik öncesi medeni kanunun 541. Maddesi metninde " Kendisine muayyen bir şey vasiyet edilen kimse" ifadesi kullanılmaktadır). Atanmış mirasçılarda ise miras, mirasbırakanın ölümü ile kazanılır (TMK. Md. 599/3)....
Hemen belirtelim ki; Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nın m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nın 535 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespitinden ibarettir. Bu tespit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz....
Yine Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/123 esas sayılı dosyasının vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası olduğu 08/09/2014 tarihinde karara çıktığı kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği davacının süresinde vasiyetnamenin tenfizi davasını açtığı anlaşılmakla davalı tarafın zamaaşımına yönelik istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir....
ye ait 24.12.1992 tarihli vasiyetnamenin mahkemenin 1998/1404 E ve 1999/222 K sayılı ilamı ile açılıp okunmasına karar verilmiş ise de; yapılan tebligat hilesi nedeniyle davacıların vasiyetnameden hiç bir şekilde haberdar olmadıkları, ancak vasiyetnamenin tenfizi için açılan dava sırasında vasiyetnameyi öğrenebildikleri, vasiyetnamenin açılması sırasında tebligat hilesi ile davacıların gıyabında hüküm kurulduğu ileri sürülerek, HUMK'nun 445.maddesinin 7 ve 8.bentleri uyarınca yargılamanın iadesi ile ilk hükmün kaldırılmasına ve bahsi geçen vasiyetname yasal şekil şartlarını taşımadığından davanın reddine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece; vasiyetnamenin tenfizi davası sırasında yapılan tebligatların tarihleri uyarınca iade-i muhakeme talebinin süresinde olmadığı ve iade-i muhakeme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
in açtığı vasiyetnamenin tenfizi davasında davalı E..'nin vasiyetnameyi reddettiği, istemediğini beyan ettiğini belirterek, davalı E..'nin kendi 1/2 payını devretmekle vasiyetnamedeki şartın bozulduğunu, bu nedenle vasiyetnamenin tenfizi ile öncelikle taşınmazın tamamının davacı C.. adına tescilini, olmadığında 1/2 payının tescilini talep etmiştir. Davalı E.. cevap dilekçesinde, vasiyetnamede verilen taşınmazı diğer kardeşleri ile paylaşmak istediğini, vasiyetnamedeki alacak hakkını devrettiğini, mirası reddetmediğini beyan etmiştir. Diğer davalılar ise cevaplarında, vasiyetnamedeki bozucu şartın gerçekleştiğini, taşınmazın kardeşler arasında paylaştırılarak tescili gerektiğini beyan etmişlerdir. ./.. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile vasiyet alacaklısı davalı E..'...