DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vasiyetnamenin iptali olmadığı taktirde tenkis istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Tarafların müşterek miras bırakanı Mustafa Dilleç'in, 16.04.2013 tarihinde vefatı ile geriye ilk eşi 1971 yılında ölen Teslime'den olma ve 1985 yılında evlatlık verilen davacı Nasuh ile davalılar Durkadın, Mehmet ve Sultan ile diğer davalılar ikinci eşi Saliha ve ondan olma Ömer Ali, Reşit, İsmail, Havva ve Dudu'yu mirasçı olarak bıraktığı; Miras bırakanın, Antalya 2....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Vasiyetnamenin İptali-Tapu İptali ve Tescil-Tenkis Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * vasiyetnamenin iptali, olmadığında vasiyetnamenin yerine getirilmesinde oluşan yanlışlıklar nedeniyle tapu iptali ve tescil, o da olmadığında tenkis istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 2. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay *3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.06.2009 (pzt.)...
Dosya kapsamından, davacıların, 21.11.1997 tarihinde Asliye hukuk mahkemesinde, murisleri tarafından ... noterliğinde düzenlenen 12.04.1993 tarih 1365 ve 1366 sayılı vasiyetnamelerin iptalini ve bunun mümkün olmaması halinde tenkis taleplerinin kabulü için, Vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasını açtıkları anlaşılmıştır. 3402 Sayılı Yasanın 25/3. maddesi gereğince taksim, ortaklığın giderilmesi ve benzeri nitelikleri olan mahkemenin yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası ile ilgili isteklerin incelenmesi kadastro mahkemesinin görevi dışındadır. Bu nedenle, kadastro ekibinin Asliye hukuk mahkemesindeki yenilik doğurucu hüküm alınmasını gerektiren davasındaki dava konusu taşınmazın, kadastro tutanaklarının malik hanelerini boş bırakarak tutanak düzenleyemez....
Davalılar tarafından davacılar aleyhine, vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesi ile dava açıldığı, mahkemece iptal ve tenkis taleplerinin reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 3.Hukuk Dairesi tarafından onandığı, böylelikle de vasiyetnamenin geçerlilik kazandığı sabit olmuştur.Öyle ise, mahkemece; ortada geçerli bir vasiyetnamenin bulunduğu ve bu vasiyetname ile, davacıların murislerinin mirasçı olarak nasp ve tayin edildiği kabul edilerek, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın 30.11.2006 işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun açıklandığı, vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesi'nce 20.10.2011 tarihli kararı ile okunduğu, bu davanın ise 29.03.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davada, vasiyetnamenin iptali, olmadığında davacı torunlarının saklı paylarının tenkisi talep edilmektedir. TMK'nın 557. maddesinde, ölüme bağlı tasarrufların iptali sebepleri sınırlı (tahdidi) olarak belirtilmiştir. Dava konusu vasiyetnamenin iptali talebine ilişkin, maddedeki iptal sebepleri gerçekleşmediğinden, mahkemece; vasiyetnamenin iptali talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir....
İhtisas Kurulu'nun 20.08.2014 tarihli raporunda vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte müteveffanın fiil ehliyetine haiz olduğunun bildirildiği, tenkis yönünden yapılan incelemede ise davacıların saklı paylarının ihlal edilmediğinin tespit edildiği anlaşılmakla, mahkemece vasiyetnamenin iptali ve tenkis taleplerinin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediği..." gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Vasiyetnamenin iptali istemi reddedildiği takdirde, tenkis talebinin de incelenmesi gerektiğinin düşürülmemesi de doğru görülmemiştir. Kabul şekline göre de; murisin, davacılar dışında başkaca mirasçıları bulunduğu gözetilmeli, vasiyetnamenin tümden iptali yerine davacıların hisseleri dikkate alınarak kısmen iptaline karar verilmelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali ve tenkisi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü....
Davada, vasiyetnamenin tenfizi istenilmiştir. Vasiyetnamenin tenfizine karar verilebilmesi için, vasiyetnamenin usulüne uygun açılıp okunması ve vasiyetnameye ilişkin bir itirazın bulunmaması gerekir. Oysa, davalı cevap dilekçesinde; söz konusu vasiyetname ile ilgili olarak tenkis davası açtığını, derdest bulunduğunu ileri sürmüştür. Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G.Antalya, Miras Hukuku, İstanbul, 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, İstanbul, 2004, s.23)....
Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 12/03/2020 tarih 2016/316 Esas 2020/303 Karar sayılı ilamı ile; "Davacının Adana, Kuşadası ve Bursa'da ki taşınmazlara ilişkin tapu iptali ve tescil davasının ve vasiyetnamenin iptali davasının reddine" karar verilmiştir....