Somut olayda; davacılar tarafından vasiyetnamenin irade sakatlığı, ehliyetsizlik ile şekil eksikliği nedenleriyle iptali talep edilmiş ise de; kararda sadece ehliyetsizlik ve şekil eksikliğine nedenleri yönünden toplanan deliller değerlendirilmiş irade sakatlığı nedeniyle vasiyetnamenin iptali talebi yönünden toplanan deliller hakkında bir değerlendirme yapılmamıştır. Diğer bir anlatımla, irade sakatlığı nedeniyle vasiyetnamenin iptali istemi yönünden gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olup, Yargıtay'ın kukuki denetim yapması imkansız kılınmıştır. 3- Davacı tarafın tenkis istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davada, mirasbırakana ait vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkisi talep edilmiştir....
Bu durumda, davaya tenkis davası olarak devam edilmesi ve vasiyetnamenin mirasçıların tasarruf nisabı oranında yerine getirilmesi gerektiği konusundaki mahkemece uyulan bozma ilamına rağmen "vasiyetnamenin saklı payı oranında iptaline" denilmek suretiyle infazı kabil olmayan hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya tenkis davası olarak devam edilmesi ve infazı kabil bir karar verilmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece, vasiyetnamenin saklı pay oranında iptaline denmesinin sonucu olarak, davaya tenkis davası olarak devam edilmesi, saklı paylı mirasçı olan davacının saklı payı oranında tenkise karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan rapor uyarınca muris Fazil Pirim’in 05.10.2009 tarihinde fiili ehliyetine haiz olduğunun bildirildiği, vasiyetnamenin kanunda öngörülen şekilde yapıldığı, vasiyetnamenin yanılma, aldatma ve korkutma sonucu yapıldığının ispat edilemediği, vasiyetnamenin iptalini gerektirecek herhangi bir sebep olmadığı gerekçesiyle davacıların vasiyetnamenin iptali taleplerinin reddine; mirasçı olan davacı kardeşlerin saklı paylarının bulunmadığı gerekçesiyle davacıların terditli olarak açtıkları tenkis davasının da reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali, terdiden tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince vasiyetnamenin iptali yönünden davanın reddine, tenkis yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların annesi ...'nun 12/06/2018 tarihinde öldüğünü, muris tarafından Rize 2....
Mahkemece; asıl davada davacı davasını ispatlayamadığından, vasiyetnamenin iptali davasının reddine; birleştirilmesine karar verilen tenkis davasına gelince, “tenkis davasında ispat yükünün davacı tarafta olduğu, murisin tenkis davasında terekesine giren tüm taşınmazların murisin ölüm günündeki değerlerinin tespitinin gerektiği, buna mukabil tenkisin gerekip gerekmediğinin tespiti açısından inceleme yapılabileceği; ancak, murise ait ... . İlçesinde bulunan taşınmazların değerlerinin tespiti için yazılan talimat masraflarının ödenmesi için davacı tarafa kesin mehil verilmesine rağmen, davacı tarafça, masrafların kesin süre içerisinde yatırılmadığı” gerekçesiyle açılan tenkis davasının da (ispatlanamadığından) reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Tenkis, saklı payın yaptırımıdır ve saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır. (TMK md. 570) Somut olayda; davacıların dava dilekçelerinde beyanlarında, vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis talebinde bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda; mahkemece, TMK.nun tenkise ilişkin hükümleri doğrultusunda da inceleme ve araştırma yapılarak ve ilgili .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/188 Esas sayılı dosyanın da incelenerek, sonuca göre karar verilmesi gerekirken, tenkis talebi hakkında yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; murisin tenkis talebinde bulunan davalının saklı payını ihlal ettiği ve vasiyetnamenin öncelikle tenkisinin gerektiği, tenkis miktarının 65.276,49 TL olarak belirlendiği, davacıların mülkiyet yönünden yönünden kullanılan tercih hakkı nedeni ile sabit tenkis oranına göre belirlenen bedelin depo edilmesi hususunda davacılar vekiline süre verildiği, belirtilen süre içerisinde bedelin depo edilmediği gerekçesiyle davacıların vasiyetnamenin tenfizine ilişkin taleplerinin davalının saklı payına isabet eden kısmı hariç olmak üzere kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dava, vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetnameye konu taşınmazların muris adına olan tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili istemine ilişkindir....
Somut olayda; davacı asıl dava ile, vasiyetnamenin iptal ve tenkisini ; davalı ... ise, birleşen dosyada , vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmektedir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. Bu sebeple, dava konusu olan vasiyetnamenin bir iptal davasına konu olup olmadığının araştırılması gerekir. Dava konusu olan vasiyetname, bir iptal davasına konu olmuş ise, bu dava bekletici mesele yapılmalıdır. Vasiyetnamenin iptali davası sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinin beklenilmesi ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Ne var ki, somut olayda; hem vasiyetnamenin tenfizi davası, hem de vasiyetnamenin iptali davaları, aynı mahkemede ve aynı dava dosyasında birlikte görülmüştür....
Vasiyetnamenin iptali davasının incelenebilmesi için; öncelikle, dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden yukarıda anılan maddede gösterilen 1 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlamaz. Yine TMK'nın 571. maddesi uyarınca tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Somut olayda; vasiyetnamenin, Tarsus 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vasiyetnamenin iptali olmadığı taktirde tenkis istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Tarafların müşterek miras bırakanı Mustafa Dilleç'in, 16.04.2013 tarihinde vefatı ile geriye ilk eşi 1971 yılında ölen Teslime'den olma ve 1985 yılında evlatlık verilen davacı Nasuh ile davalılar Durkadın, Mehmet ve Sultan ile diğer davalılar ikinci eşi Saliha ve ondan olma Ömer Ali, Reşit, İsmail, Havva ve Dudu'yu mirasçı olarak bıraktığı; Miras bırakanın, Antalya 2....