Ancak; Hükmolunan kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “5237 sayılı TCK m.53/1-2-3 ve 4 uyarınca sanığın; a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî hakları kullanmaktan, c) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi...
de kurulu) galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 24.01.2013 gün 2012/11005-2013/818 sayılı ilamı ile, davacıların vakıf evladı olduklarının tespitine ilişkin kararın onanmasına, ancak galle fazlasına müstehaklığın tespiti yönünden vakıflardaki galle şartlarını inceleyen detaylı rapor alınması gerektiği yönünden bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın tekrar kabulüne karar verilmiş ancak Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 17.02.2015 gün 2014/22171-2015/2312 sayılı ilamı ile ilk bozma nedeni gibi tekrar bozulmuş, bu kez mahkemece bozmaya uyularak alınanan rapor ve ek rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, kooperatifin yapılan takibe itiraz ettiğini, haksız yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış, açılan davanın reddini talep etmişlerdir. Dosya içerisinde İzmir ... İcra Müdürlüğü .... sayılı takip dosyası, davacının istifa dilekçesi ve kooperatif genel kurul toplantı tutanakları getirtişmiş, kooperatif defterleri ve genel kurul tutanakları da incelenmek üzere bilirkişiden rapor alınmıştır. Dava; kooperatif ortaklığından ayrılan, davacının iade alacağının, tahsili amacıyla yapılan, icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davacı 03/03/2011 tarihinde kooperatif yönetim kuruluna hitaben yazdığı dilekçe ile M11 blok No:31 numaralı dükkana ait, üyeliğinden istifa ettiğini belirtmiş, yönetim kurulu ise, 07/04/2011 tarihli kararı ile istifasını kabul etmiştir....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak,davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını kabul ederek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı Taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine, 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Dosya içinde yer alan işten ayrılma bildirgesindeki fesih nedeninin işverence haklı fesih olarak bildirilmiş olmasına göre davalının, davacı işçinin işi kendisinin bıraktığı yönündeki savunması ile işten ayrılma bildirgesindeki işten ayrılma sebebinin çelişmesi karşısında davalının feshin haklı olduğunu ispat edemediği anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken reddi hatalı olup, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü 2012/8254 E sayılı dosyasından icra takibi yaptıklarını, takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında taleplerinin kabul edildiğini, kararın kesinleştiğini, bu karar ve işten ayrılma bildirgesinde belirtilen ayrılma nedeni de dikkate alındığında iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı neden olmadan feshedildiğinin sübuta erdiğini, ihbar tazminatının ödendiğini, iş sözleşmesi feshinden sonra davacının 1 yıl iş aradığını, herhangi bir kazanç elde edemediğini, davalıya ait iş yerindeki çalışmasına güvenerek konut kredisi kullandığını, işten çıkarılması nedeni ile ekonomik olarak sıkıntılı bir süreç yaşadığını, Borçlar Kanunu gereğince davalının iş sözleşmesi gereği aylık 15.000,00 TL den 8 aylık ücret tutarı olan 120.000,00 TL yi ödemesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını iddia ederek bakiye süre ücret alacağı hakkının hüküm altına alınmasını talep etmiştir....
Belli günde davalı kooperatif vekili Av. .... ile davacı vekili Av. ....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılı Haziran ayında kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, üyelikten ayrılma tarihine kadar yaptığı ödemelerin tahsili kapsamında 48.620,00 TL asıl alacak ve 2.017,73 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 50.637,73 TL'nin tahsili amacıyla davalı kooperatif aleyhinde icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili talep ve dava etmiş, 12.12.2013 tarihli oturumda, icra takip tarihine kadar işlemiş faize ilişkin isteminden feragat etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı temsilcisi ...tarafından temyiz edilmesi üzerine 6100 sayılı Kanuna 24.11.2016 tarih 6763 sayılı Kanunun 45. Maddesiyle eklenen geçici 4/4 maddesinin verdiği yetkiye bağlı olarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin 1994 yılından itibaren üyesi olduğunu, davacıların kooperatif üyeliğinden çıkarıldıklarına ilişkin karar bulunmamasına rağmen kur'a çekimine çağrılmamaları üzerine yaptıkları araştırmada aidat ödemedikleri gerekçesi ile kooperatif üyeliğinden çıkarıldıklarının bildirildiğini ileri sürerek, çıkarma kararının iptalini talep etmiştir. Davalı kooperatif temsilcisi, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vakıf- Menfi Tespit Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davalı Vakıf tarafından başlatılan icra takibine süresinde itiraz edilmediği için kesinleşen icra takibinde talep edilen alacağın, vakıf müdürü tarafından ödendiği iddia edilerek, takip sebebi ile borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesi istenmiştir. Mahkemece, takibe konu borçların Vakıf Müdürü ...'ten tahsil edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın kabulüne dair mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada ... 1. Asliye Hukuk ile Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 02.10.2006 tarihinde açılan vakıf taviz bedelinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.’nın 1 ve devamı maddeleri uyarınca, taşınmazın aynına ilişkin davalarda görevli mahkeme taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenir. Dosya kapsamından, dava değeri 1.680.00.- YTL. olarak gösterilip dava açılmıştır. H.Y.U.Y.'nın 8. maddesinde 21.07.2004 gün ve 5219 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik gözetilerek dava değeri 5.490.00.- YTL.'yi geçmeyen görülmekte olan davada uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ......
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacı tarafından işyerinde sendikal ayrımcılık yapıldığı iddiası ile 6356 sayılı yasanın 25/3-4 maddesi uyarınca açmış olduğu sendikal tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, öncelikle davacının iş bu davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkil firmada çalıştığını, müvekkil firma nezdinde davacıya sendikal ayrımcılık yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, iddiaların gerçeği yansıtmaktan uzak, soyut, haksız ve asılsız iddialar olduğunu, müvekkil firmada hiçbir çalışana karşı sendikal ayrımcılık yapılmadığını, müvekkil tarafından sendikal faaliyetleri engelleyici herhangi bir girişimde bulunulmadığını, işyerinde sendikaya üye olması nedeni ile tek bir işçinin iş akdinin dahi feshedilmediğini, müvekkil tarafından iş akdine ve iş kurallarına uygun olarak çalışan hiçbir...