"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde vakıf üyeliğinden ihraç kararının iptali ve vakıf üyeliğinin devam ettiğinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mütevelli heyetinin (yönetim kurulunun) vakıf üyeliğinden ihraç kararına karşı vakfa ait senedin 8. maddesinin birinci fıkrasında vakfın en yetkili organının genel kurul olduğu belirtildiği halde vakıf genel kuruluna başvurmadan (Vakıflarda da kıyesen uygulanan 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 83. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca) yani iç denetim yolları tüketilmeden mahkemeden mütevelli heyetinin aldığı üyelikten ihraç kararının iptalinin istenmesi yerinde değildir....
Dava; Vakıf üyeliğinden kaynaklanan alacak davasıdır. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK'nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 17.830,00 TL'ye çıkartılmıştır. Bu durumda, davalı vekilinin istinaf talebine konu olan 15.000,00 TL miktar itibariyle kesin olup, verilen karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır....
/B maddesinde “ Çalışmakta iken banka ve sandıktaki görevinden ayrılan Vakıf üyelerine yazılı müracaatları halinde vakıfta biriken primlerinin sadece personel hissesi %5 faizle birlikte iade edilir. Tazminat ödenmez." şeklinde olduğunu ve Vakıf senedi ile yönetmeliğinin mevcut durumu doğrultusunda davacıya ödeme yapıldığını beyanla yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; Vakıf üyeliğinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....
Somut olayda yönetim kurulunun vakıf üyeliğinden çıkarma kararına karşı vakıf genel kuruluna başvurmadan (vakıflarda da kıyasen uygulanan 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 83. maddesinin 2. fıkrası uyarınca) yani iç denetim yolları tüketilmeden mahkemeden kararın iptalinin istenmesi yerinde değildir. Bu nedenle mahkemece, iç denetim yollarını tüketmeyen davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekilinin, davalı vakıf aleyhine açılan davanın hak düşürücü süreden reddine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Vakıf hukukunda aslolan yürürlükte bulunan vakıf senedi ile buna göre yapılan düzenlemelerin tüm üyelerine doğru ve eşit biçimde uygulanmasıdır. Yürürlükte bulunan, değiştirilmedikçe vakfı ve vakıf üyelerini bağlayan mevcut vakıf senedi ile vakıf senedine istinaden düzenlenen Yönetmelik hükümlerine göre somut uyuşmazlık çözümlenmelidir. Kanun koyucu, hukuki durumu daha hızlı bir şekilde çözüme kavuşturmak istediği haller için hak düşürücü süreleri öngörmüştür....
ele geçirdiğini, ------------ tüm üyeleri tehdit eden bazı üyelerin dairelerine yerleşmelerine rağmen, müvekkillerin bazı kararlara muhalefet etmesi sebebi ile dairelerine yerleşmelerine izin vermediğini, Kooperatif tarafından alınan keyfi kararın iptali ile bunun mümkün olmaması halinde müvekkilin ayrılma akçesinin hesaplanması ile bu bedelin müvekkiline ödenmesine (belirsiz alacak davası olarak HMK m. 107 gereği şimdilik 1.000....
KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 1982 ila 2002 tarihleri arasında davalı ...de güvenlik görevlisi olarak çalışarak emekli olduğunu, işe başladığında vakfa üye yapıldığını ve maaşından prim kesildiğini, yaklaşık beş ay sonra kesilmiş olan primleri de kendisine iade edilerek vakıf üyeliğinden rızası dışında çıkarıldığını, emekli olmadan önce iki ay kadar daha prim kesintisi yapıldığını ve onun da iade edildiğini, vakıf senedinde de belirtildiği üzere her İş Bankası çalışanının vakfın doğal üyesi olduğunu, bu nedenle müvekkilin vakıf üyeliğinden çıkarılması ve daha sonra üyeliğe kabul edilmemesinin vakıf senedine ve vakfın kuruluş amacına aykırı olduğunu, taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesinde müvekkilinin de daimi personel gibi sosyal yardımlardan yararlanacağının kararlaştırılmasına rağmen vakıf yardımlarından yararlandırılmadığını ileri sürerek, davacının, davalı ......
KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 1982 ila 2002 tarihleri arasında davalı ...de güvenlik görevlisi olarak çalışarak emekli olduğunu, işe başladığında vakfa üye yapıldığını ve maaşından prim kesildiğini, yaklaşık beş ay sonra kesilmiş olan primleri de kendisine iade edilerek vakıf üyeliğinden rızası dışında çıkarıldığını, emekli olmadan önce iki ay kadar daha prim kesintisi yapıldığını ve onun da iade edildiğini, vakıf senedinde de belirtildiği üzere her İş Bankası çalışanının vakfın doğal üyesi olduğunu, bu nedenle müvekkilin vakıf üyeliğinden çıkarılması ve daha sonra üyeliğe kabul edilmemesinin vakıf senedine ve vakfın kuruluş amacına aykırı olduğunu, taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesinde müvekkilinin de daimi personel gibi sosyal yardımlardan yararlanacağının kararlaştırılmasına rağmen vakıf yardımlarından yararlandırılmadığını ileri sürerek, davacının, davalı ......
Bankası A.Ş’de güvenlik görevlisi olarak çalıştıktan sonra 2002 yılında emekli olduğunu, işe başladığında davalı Vakfa üye yapılarak maaşından prim kesildiğini, emekli olduktan sonra kendisine primlerinin iade edilip Vakıf üyeliğinden rızası dışında çıkarıldığını, ancak Vakıf senedinde de belirtildiği üzere ... ... Bankası A.Ş’nin her çalışanının Vakfın doğal üyesi olduğundan Vakıf üyeliğinden çıkarılması ve daha sonra üyeliğe kabul edilmemesinin Vakıf senedine ve Vakfın kuruluş amacına aykırı bulunduğunu, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde davacının daimi personel gibi sosyal yardımlardan yararlanacağı kararlaştırılmış olmasına rağmen munzam Vakıf yardımlarından yararlandırılmadığını bu nedenle davacının davalı Vakfa üyeliğinin, davacının kurum payı hariç ödemesi gereken aidat miktar aslının faiz uygulanmaksızın tespiti ile muarazanın giderilmesini istemiştir....
ın, vakıf mütevelli heyetinin 08.10.2016 tarihli toplantısında alınan karar ile üyelikten çıkartıldığı, toplantının davacıya bildirilmediği, gümdemde yer alamayan konuların görüşüldüğü, davacının savunmasının alınmadığı, mütevelli üyeliğinin sonlanmasına dair vakıf senedi ile tüzükte hüküm bulunmadığı ileri sürülerek davacının mütevelli üyeliğinden çıkarılmasına dair kararının iptali istenmiştir. Mahkemece, Vakıf Mütevelli Heyet Toplantı gündeminde yer almayan mütevelli heyet üyesinin sonradan verilen önerge ile azlinin vakıf senedinin 7 ve 9 ve 14/A maddesiyle bağdaşmadığı, aynı adı taşıyan dernek kurulmasından dolayı bu adın veya dernek başkanlığının sair faaliyetlerinin vakfa zarar verdiği/vereceği noktasında davacının görevden alınmasını haklı kılan herhangi bir çalışma ve yazışma, ihtarname gibi benzeri çalışmalar yapılmadan çıkarma kararı verildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ......