, halbuki taşınmazların yüzyıllardan beri dedelerinden babasına, babasından da kendilerine rızai taksim neticesinde kaldığı, yüzyıllardır nizasız, fasılasız, ceddinin zilyedliği ve tasarrufunda malik sıfatıyla kullanılmakta iken onlardan kendilerine rızai taksim sonucu intikal ettiği, kendileri tarafından da halen nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullanıldığı, vakıf mallarının zilyedlikle kazanımını yasaklayan ilk düzenleme olan 903 sayılı yasanın 1967 yılında yürürlüğe girdiği, ancak cedlerinin taşınmazlardaki zilyedlik ve tasarruflarının bu tarihten çok öncesi bir süreye dayandığı, bu nedenle kadastro çalışmaları esnasında davalı vakıf adına yapılan tespitin yersiz ve haksız olduğu, benzer yerler ve mevkiilerle ilgili mahkeme kararlarının bulunduğu iddiasıyla; davalı vakıf adına yapılan tespitlerin iptali ile taşınmazların dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
davalı vakıf T2 adına kadastro tespiti gördüğü, halbuki taşınmazların yüzyıllardan beri dedelerinden babasına, babasından da kendisine rızai taksim neticesinde kaldığı, yüzyıllardır nizasız, fasılasız, ceddinin zilyedliği ve tasarrufunda malik sıfatıyla kullanılmakta iken onlardan kendisine rızai taksim sonucu intikal ettiği, kendisi tarafından da halen nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullanıldığı, vakıf mallarının zilyedlikle kazanımını yasaklayan ilk düzenleme olan 903 sayılı yasanın 1967 yılında yürürlüğe girdiği, ancak cedlerinin taşınmazlardaki zilyedlik ve tasarruflarının bu tarihten çok öncesi bir süreye dayandığı, bu nedenle kadastro çalışmaları esnasında davalı vakıf adına yapılan tespitin yersiz ve haksız olduğu, benzer yerler ve mevkiilerle ilgili mahkeme kararlarının bulunduğu iddiasıyla; davalı vakıf adına yapılan tespitlerin iptali ile taşınmazların tamamının kendi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
, halbuki taşınmazların yüzyıllardan beri dedelerinden babasına, babasından da müvekkiline rızai taksim neticesinde kaldığı, yüzyıllardır nizasız, fasılasız, ceddinin zilyedliği ve tasarrufunda malik sıfatıyla kullanılmakta iken onlardan kendisine rızai taksim sonucu intikal ettiği, müvekkili tarafından da halen nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullanıldığı, vakıf mallarının zilyedlikle kazanımını yasaklayan ilk düzenleme olan 903 sayılı yasanın 1967 yılında yürürlüğe girdiği, ancak cedlerinin taşınmazlardaki zilyedlik ve tasarruflarının bu tarihten çok öncesi bir süreye dayandığı, bu nedenle kadastro çalışmaları esnasında davalı vakıf adına yapılan tespitin yersiz ve haksız olduğu, benzer yerler ve mevkiilerle ilgili mahkeme kararlarının bulunduğu iddiasıyla; davalı vakıf adına yapılan tespitlerin iptali ile taşınmazların tamamının müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asli müdahil ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin davanın niteliği itibari ile reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Dava dilekçesinde, vakıf mütevelli heyet üyeliklerine seçilen ..., ..., ..., ... , ..., ... ve ... 'nin seçilmelerinin vakıf senedine uygun olduğu ileri sürülerek iş bu üyelerinin üyeliklerinin sahih olduğunun tespiti istenmiş, İlk Derece Mahkemesince kesinleşmiş mahkeme hükmü ile 07.12.2013 tarihli genel kurul kararları iptal edildiği ve iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Vakfeden tarafından kuruluş senedinde belirlenen vakfın amaç ve örgütlenme biçimi, zorunluluk doğmadıkça kural olarak vakıf organlarınca değiştirilip genişletilemez. Bununla birlikte vakfın amacı, geçen zaman içinde tamamen değişik bir anlam ve nitelik kazanmış olursa, ancak bu nedenle değiştirilmesi söz konusu olacaktır. Türk Medeni Kanunun 113. ve Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 26.maddeleri, vakfın asıl amacının niteliği ve kapsamı vakfedenin vakıf senedinde belirttiği isteğine açıktan açığa uymayacak derecede değişmiş olursa, amacın değiştirilmesi için yetkili asliye mahkemesine başvurulacağını hükme bağlamış olup, burada ölçü vakfın değişen koşullar karşısında başlangıçtaki amacın gerçekleştirilmesinin olanaksız duruma gelmesidir. Amacın değiştirilebilmesi için objektif ve subjektif koşulların birlikte oluşması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TESPİT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2012 tarihli 2010/71 Esas, 2012/21 Karar sayılı kararı ile ... tarafından kayyım aleyhine açılan gaiplik ile tapu iptali ve tescil davasında taşınmaz mutasarrıflarının gaipliklerine, gaiplere ait payların 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17. maddesi uyarınca ... Kilisesi Vakfı adına tesciline karar verildiğini ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki vakıf şerhinin kaldırılarak, kayıt maliki ... Kilisesi Vakfı ile ... ... ... Kilisesi ve Mektebi Vakfının aynı vakıf olduğunun tespitine, malik hanesindeki “... Kilisesi Vakfı'' isminin düzeltilerek “...” olarak tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, ... ... ... Kilisesi ve Mektebi Vakfı cemaat vakfı iken, ......
yüzyıllardan beri dedelerinden babasına, babasından da kendisine rızai taksim neticesinde kaldığı, yüzyıllardır nizasız, fasılasız, ceddinin zilyedliği ve tasarrufunda malik sıfatıyla kullanılmakta iken onlardan kendisine rızai taksim sonucu intikal ettiği, kendisi tarafından da halen nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullanıldığı, vakıf mallarının zilyedlikle kazanımını yasaklayan ilk düzenleme olan 903 sayılı yasanın 1967 yılında yürürlüğe girdiği, ancak cedlerinin taşınmazlardaki zilyedlik ve tasarruflarının bu tarihten çok öncesi bir süreye dayandığı, bu nedenle kadastro çalışmaları esnasında davalı vakıf adına yapılan tespitin yersiz ve haksız olduğu, benzer yerler ve mevkiilerle ilgili mahkeme kararlarının bulunduğu iddiasıyla; davalı vakıf adına yapılan tespitlerin iptali ile taşınmazların tamamının kendi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ile ifraz edilen bu kısmın davalı Vakıf adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, krokide A harfi ile gösterilen 1.387,04 m²'lik kısmın ise davalı Vakıf üzerinde ipkasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tespit, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın ... Ana Kilisesi Vakfı ile ...'nın aynı vakıf olduğunun tespitine ve çekişme konusu taşınmazın malik hanesinin ... olarak düzeltilmesine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tespit ve tapu iptali-tescil istemine ilişkindir. Davacı, 600 ada 9 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2012 tarih 2010/71 Esas, 2012/21 Karar sayılı kararı ile ... Müdürlüğü tarafından kayyım aleyhine açılan gaiplik ile tapu iptali ve tescil davasında taşınmaz mutasarrıflarının gaipliklerine, gaiplere ait payların 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca ......
Bölümü'nde profesör olarak görev yapan davacının, 31.08.2016 tarihinde sona erecek olan iş sözleşmesinin, üniversitede ... alanında yüksek lisans programı açılmayacağından bahisle yenilenmemesine ilişkin Rektörlüğün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır. İLGİLİ MEVZUAT : 2547 sayılı Kanun ek 5. maddesinin 2. fıkrasında; ''Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir....