- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi iken, 2010 yılı genel kurulunda aldığı karar gereğince davalı kooperatiften ayrılma kararını davalıya bildirdiğini, davalının 05.05.2011 tarihli cevabi yazısı ile kooperatif anasözleşmesinin 23/6 ve Birlik anasözleşmesinin 8. maddelerine göre 2011 yılında olağanüstü genel kurul yaparak ayrılma kararı alınması gerektiğini belirterek, yönetim kurulunun 03.05.2011 tarihli kararı ile ayrılma talebini reddettiğini, buna rağmen 31.03.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar uyarınca yönetim kurulunun ayrılma taleplerini gerekçe göstererek müvekkilinin üyeliğine son verildiğini bildirdiğini ileri sürerek, davalı üst birliğinin 31.03.2012 tarihli genel kurulunda alınan üyelikten çıkarma için yetki verilmesine ve çıkarılan ortaklara yalnızca, sermaye payının ödenmesini içeren maddelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu; davacı vakfın, 15.12.2000 tarihli Noter senedine istinaden tescil edildiği, vakıf senedinin "Vakfın Üyeleri" başlıklı 12. maddesinde yapılan değişiklik ile Demre Kaymakamı vakıf üyeliğinden çıkartılmış, "Yönetim Kurulu" başlıklı 17.maddesindeki değişiklik ile de "Demre Kaymakamı Vakfın ve Yönetim Kurulunun tabii Başkanıdır" ibaresi senetten çıkartılarak yerine "Demre Belediye Başkanı Vakfın ve Yönetim Kurulunun tabii Başkanıdır" ibaresi yazılarak senet metninin değiştirildiği, mahkemece yapılan bu değişikliklerin tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. 1-Vakıf hukukunda aslolan, kurucu iradenin yani vakfedenin başvurusu üzerine mahkemece tesciline karar verilen vakıf senedinin kurucular ile daha sonraki yöneticileri ve ilgilileri de bağlayan hükümlerinin -yasaların buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla- olduğu gibi korunması ve sürdürülmesidir....
Mahkemece davacının temizlikçi-hastabakıcı olarak çalıştığı, davalı Bakanlık ile dava dışı şirketler arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının kıdem tazminatı ile bilirkişi raporunda hesap edilen diğer alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında fesih hususu ihtilaflıdır. Davacı vekili davacının emeklilik nedeni ile işten ayrıldığını iddia ederek kıdem tazminatı talep etmiştir. Mahkemece davacının emeklilik nedeni ile işten ayrıldığı kabul edilerek kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır. Davacı tanıklarından sadece birisi davacının emeklilik nedeni ile işten ayrıldığını beyan etmiştir. Dosya içinde işten ayrılma bildirgesi, emeklilik tahsis dosyası yoktur. Mahkemece işten ayrılma bildirgesi ve emeklilik tahsis dosyası varsa SGK'dan getirtilmeli, davacının emeklilik nedeni ile işten ayrılıp ayrılmadığı belirlenmelidir....
tarihli vekaletname ile Vakıf yetkilisi sıfatı ile ... ve ... tarafından vakıf adına Av. ... ile Av. ...'...
KARAR Dava ve ıslah dilekçelerinde, vakıftan ayrılan davacıya, davalı vakfın yönetim kurulu kararı ile bağlanan emekli aylığının emsallerinden düşük olduğu gerekçesi ile Vakıf Yönetim Kurulunun 12/09/2012 tarihinde yaptığı 7. toplantısında 'asgari emekli maaşı' uygulamasından vazgeçilmesi kararının davacı hakkında uygulanamayacağının tespiti ile eksik ödenen maaşının fer'ileri ile birlikte tahsilini istemiş; Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
bunun mümkün olmaması halinde müvekkilinin ayrılma akçesinin hesaplanması ile bu bedelin müvekkiline ödenmesi ve-----....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/02/2020 tarih 2018/529 E. 2020/73 K. sayılı kararı ile; KHK'larda adı soyadı olan üyelerin, vakıf senedinin 16. maddesinin (d) bendi gereğince vakıf üyeliğinden çıkarılmasına karar verildiği, davacının 23/01/2017 tarihinde KHK ile görevden alındığı ve 01/03/2017 tarihli yönetim kurulu toplantı tutanağına göre vakıf üyeliğinden çıkarıldığı anlaşıldığından; davanın kısmen kabulüne, 877,28 TL'nin davalı taraftan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı 29/07/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 1- Mahkemenin gerekçeli kararından anlaşıldığına göre vakıf üyeliğinden çıkarılma tarihinin 01/03/2017 olduğunu, Mahkeme kararında bu tarihi de dikkate almayarak emekliliğinin 31/08/2016 tarihindeki usul ve esaslara göre hesaplamasının doğru olduğunu düşündüğünü; Antalya 1....
Davacının 01.01.1999 başlangıç tarihli, dövize endeksli, ... ve ... numaralı 2 adet Yaşam Sigortası poliçeleri ile davalı nezdinde sigortalı olduğu, davacının imzasını taşıyan 14.02.2007 tarihli ayrılma başvuru formları doğrultusunda davalı sigorta şirketi tarafından aynı tarihte davacının yaşam sigortası üyeliğinden ayrılma işlemi yapılarak, sigortalılıktan ayrılma payı 24.563,75 TL'nin 15.02.2007 tarihinde ayrılma talep formunda belirtilen .... Şubesindeki davacının hesabına havale edildiği, davacının istem ve rızası ve herhangi bir yazılı başvurusu veya vekaleti bulunmadığı halde 15.02.2007 tarihinde davacı hesabına yatırılan paranın davacının boşandığı eşi ....'ın aynı banka şubesinde bulunan hesabına aktarıldığı ve aynı gün 2 kalem halinde para çekme işlemi ile 12.291,97 ve 12.281,73 TL tutarındaki bedellerin .....'a ödendiği, bunun üzerine davacı tarafından eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır....
Dava; Vakıf üyeliğinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Vakıf Senedinin 3. maddesinde "Çalışan Üye" deyiminin, Banka, Vakıf, Sandık ve İştiraklerinde ana sözleşme, Yönetmelik ve Hizmet Akdi ile çalışanları ifade ettiği, 5/a maddesinde banka, Vakıf ve Sandığa sürekli hizmet akti ile alınan tüm personelin işe başlarken vakfa üye oldukları, bunların vakfın "Çalışan Üyeleri" olduğu, Vakıf senedinin 41/2.maddesi uyarınca Vakıf üye veya yararlananı sıfatını kaybedenler ile vakıf senedindeki sosyal yardımlara hak kazanmadan ölenlerin yasal mirasçılarına o tarihe kadar kendilerinden veya murislerinden alınan aidat ve prim tutarı TTK.nin 468. maddesi gereğince geri verileceği şeklinde düzenlenmiştir. Vakıf senedinin tescili tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır....
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı kooperatife üye olduğu, toplam olarak yaptığı ödemelerin kooperatif üyeliğinden çıkması halinde kendisine ödeneceğine dair kooperatif ana sözleşmesinde hüküm olmasına rağmen davalı tarafın davacıya yapmış olduğu ödeme bedellerinin bilirkişi raporunda belirlendiği miktar olan 12.730,00 TL'yi ödemediği, kooperatif ana sözleşmesinin ilgili maddesinde ortaklıktan ayrılma halinde yatırılan aidatların faizsiz olarak geri iadesinin talep edilebileceği şartına davacı tarafça muvafakat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....