Davacının iş sözleşmesi “...... sendikası üyeliğinden çekilmeniz ile ilgili bildirim tarafımıza ulaşmıştır. ... sendikası üyeliğinden çekilmenizin ardından , çalışma ortamınızda çalışma arkadaşlarınızı da işten ayrılmaları ve ... Sendikası üyeliklerinden istifa etmeleri için ikna etmeye çalıştığınız , çalışma şartları ile ilgili olumsuz yorumlar yaparak kendilerini rahatsız ettiğiniz tespit edilmiştir. Sizinle aynı ortamı paylaşarak konu ile ilgili huzursuzluk yaşayan şirketimiz personelleri bu durumu insan kaynaklarına yazılı olarak beyan etmişlerdir. Çalışma barışını olumsuz etkileyecek davranışlarınızı sürdürmeniz nedeni ile 25/2-e gereği feshedilmiştir.” denilerek sona erdirilmiştir. Gerekçesi ile feshedilmiştir. Dosya içeriğinden davacı e-devlet üzerinden ... Sendikasından istifa etmiş ve 06.01.2014 tarihinde ... Sendikasına üye olmuş ve yaklaşık 9 gün sonra da iş sözleşmesi feshedilmiştir....
Davalı Kooperatifin Ticaret sicil kayıtları, genel kurul karaları, ayrılma talebine ilişkin belgeler celp edilmiş, defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporu ile ; davacı birlik ana sözleşmesi 16. Maddesinde orakların Genel kurulda aldıkları karara dayanarak hesap yılı sonunda 1 ay önce birlik Yönetim kuruluna yazı ile başvurarak ortaklıktan çıkabileceği hükmünün olduğu,KK 12....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 15.10.2001 tarihli müracaatı ile davalı kooperatif üyesi olduğunu ancak her ne kadar 06.06.2007 tarihli müracaat tutanağına istinaden "kooperatif üyeliğinden ayrılma talebi" verilerek müvekkilinin davalı kooperatiften ilişiği kesilmiş ve 06.06.2007 tarihli makbuzla da "43.720,00 TL alındığı- hak ve alacağının kalmadığı" belgesi düzenlenmişse de işbu belgelerin müvekkili tarafından imzalanmadığını bu sebeplerle de alınan yeni üye işleminin geçersiz olduğunu, kaldı ki davalı kooperatifçe önce davalı ...'in eşine sonra da davalı ...'ın kendisine yapılan devir işlemlerinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı ...'ın kooperatif üyeliğinin iptali ile üyelik sonucu isabet edecek bir adet meskenin müvekkili adına tespiti ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ...'...
- K A R A R - Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan ...’ın vasiyetname ile eşi ...’ı atanmış mirasçı naspettiğini, merhum ...’ın ise 08.03.1995 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile müvekkilini atanmış mirasçı naspettiğinden her ikisinin üyelik hakkının vakfa intikal ettirildiğini, davalı kooperatifin Sabri ve Yüksel’in vefat ettiği ve müvekkili vakfın adı geçenlerin atanmış mirasçısı olduğunu bildiği halde ödemeye ilişkin ihtarnameleri usulsüz bir biçimde ölü kişiler adına gönderdiğini, ihtarnamelerin müvekkili vakıfça tebliğ edilmediğini ileri sürerek müvekkili murislerinin ihraç kararlarının iptaline ve müvekkilinin üyeliğinin tespitine, müvekkili vakıf adına bağımsız bölüm tahsis ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava; Vakıf üyeliğinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK'nın 341/2. maddesi gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 8.000,00 TL'ye çıkartılmıştır. Bu durumda, davalının istinaf talebine konu olan dava konusu miktar 3.555,34 TL olup miktar itibariyle kesin nitelikte olduğundan verilen karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır....
Ortaklık hissesi devri suretiyle yönetim kurulunca ortaklığa kabul edilmesi halinde (anasözleşme m. 17) Ortaklığı sona erenlerin, ayrılma nedenlerinin ortadan kalkması halinde yeniden ortaklığa kabul edilmeleri (anasözleşme m. 18.) hallerinde ortaklık sıfatı kazanılmaktadır. .... yevmiye numaralı istifaname ile kooperatif üyeliğinden çıkma hususunda PTT'den gönderilen 28/09/2020 tarihli dilekçe ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı belirtilerek kooperatif üyeliğinden çıkma işlemlerinin yapılmasının ihtar edildiği, kooperatifçe davalılara gönderilen 22/01/2021 tarihli yazıda noter kanalıyla gönderilen üyelikten ayrılma konulu tebligatın ise 03/11/2020 tarihinde ulaştığının belirtilmekle Anasözleşmenin 13.maddesi uyarınca davalıların ortaklık sıfatlarının, ihtarnamenin kooperatife ulaştığı 03/11/2020 tarihi itibariyle sona erdiği, davacı kooperatifin 28/04/2019 tarihli genel kurulunda tasfiye kararı aldığı, davaya konu icra takibinde ise 2020 yılı Kasım-Aralık, 2021 yılı Ocak-Şubat...
Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden (eda ve inşai dava) biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Dava konusu vakıf mütevelli heyetine üyeliğinin bulunup bulunmadığının tespiti hakkında davacı istediği hukuki korumayı eda veya inşai dava ile sağlayamayacağından tespit davası açmakta hukuki yararı mevcut olup, talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin 373/2. maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafça kooperatif üyeliğinden ayrıldığı iddia edilmesine rağmen ayrılma dilekçesinin anasözleşme ve Kooperatifler Kanunu'nun aradığı şartlara uygun olarak kooperatife verilmediği, davacı kooperatifin genel kurul kararı ile üyelerden günlük 15,00 TL aidat alınmasına karar verildiği, herhangi bir faiz oranının ise kararlaştırılmadığı, söz konusu karar uyarınca davacının 15.02.2013 ile 15.11.2013 tarihleri arasına ait aidat borcu bulunduğu, bu döneme ait borcu ödediğine dair davalı tarafça yazılı belge sunulamadığı, bu nedenle takibe yapılan itirazın haksız olduğu, davalının icra takibinden önce temerrüde düşürülmemesi sebebiyle işlemiş faiz talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, itirazın 4.950,00 TL asıl alacak yönünden kısmen iptali ile takibin devamına ve asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Bilirkişi tarafından teknik olarak yapılan hesaplamaya göre de davaya konu icra takibine dayanak sebeplerden dolayı icra takip tarihi itibari ile davacı kooperatifin davalı üyesinden 5.759,52 TL'si asıl alacak 97,99 TL'si de işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.857,51 TL alacağının bulunduğu, icra takibinde davacı taraf aynı şekilde 5.759,52 TL asıl alacak istediği ayrıca 90,89 TL işlemiş faiz talep ettiği anlaşıldığından, işlemiş faiz yönünden talebiyle bağlılık kuralı nedeni ile 90,89 TL işlemiş faiz miktarının dikkate alınması gerektiği..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davalı vekili, müvekkilinin 27.01.2000 tarihinde kooperatif üyeliğinden istifa ettiği halde ayrılma kararı için iki yıl bekletildiğini, müvekkilinin çıkma payı alacağı daha fazla olduğu halde sadece kendisine ödenen para yönünden ibraname verdiğini, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu savunarak, haksız davanın reddini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen ek bilirkişi raporuna göre, davalının üyelikten istifa tarihinden sonraki genel kuruldan bir ay sonra alacak muaccel olacağından kooperatifin 21.04.2001 tarihinde temerrüde düşeceği, bu tarih ile ödeme tarihi olan 15.05.2005 arası işlemiş faizin takip talebinde istenenden daha fazla olduğu gerekçesi ile davanın reddine, tedbir kararıyla icra takibi durdurulduğundan davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....