WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçi süresinde kıymet takdirine itiraz etmemiş, tebligatların usulsüz tebliğ edildiğinden kıymet takdirine itiraz edemediğini ihalenin feshi sebebi olarak belirtmiştir. Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin, o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçluya satış ilanının "Şehit Kansu Küçükateş Mahallesi 1886 Sokak No:28 İç Kapı No:6 Kadirli/Mersin" adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligat parçasına göre "muhatabın o anda işte olması sebebiyle muhatapla birlikte aynı adreste sürekli oturduğunu beyan eden imzaya ehil eşi Selver Savaş'a tebliğ edildi” şerhiyle 20/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Selver Savaş'ın şikayete konu icra takibinin diğer borçlusu olduğu anlaşılmıştır....

(Hukuk Genel Kurulu'nun 05.10.2001 tarih, 2001/12-258 esas, 2001/344 karar sayılı kararı). 7201 Sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Borca itiraza gelince; İİK'nun 62. maddesine göre genel haciz yolu ile yapılan takipte borca itirazın icra müdürlüğüne bildirilmesi mecburidir, bu nedenle icra mahkemesine yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz....

    nun 35.maddesine göre tebligat yapılması gerekirken bilinmeyen adresteki muhtarlığa tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06/12/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun usulsüz tebligat nedeniyle yaptığı şikayet başvurusunun süresinde olmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağının İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde İcra Mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunu, davacı borçlunun, ödeme emri tebligatından 06/12/2021 tarihinde haberdar olduğunu açıkça kabul ve beyan etmesine rağmen işbu şikayetini 30/12/2021 tarihinde yaptığını belirterek süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı, İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, öncelikle borçlunun, takibi ve ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır....

    29/09/2020 tarihinde itiraz dilekçesi sunan borçlu vekilinin aynı zamanda 7 günlük yasal süre içerisinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurmadığı, icra hukuk mahkemesince ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik bir karar olmaması nedeni ile icra müdürlüğünün tebliğ tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre geçtikten sonra yapılan itiraz nedeni ile takibin devamına karar vermesinde yasaya aykırılık bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Borçlu şirketin ticaret siciline bildirdiği adresine çıkartılan tebligat, adresin kapalı olması veya bu adresten taşınmış bulunması nedeni ile tebliğ edilemeden iade edilmiş ise, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, tebliği çıkaran merci, şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılmasını talep eder. Bu durumda tebliğ evrakının bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bu durumda borçlunun şikayet dilekçesinde, tebligat adresinde fiilen faaliyet gösterdiklerini, tebligat yapılan adreste faaliyet göstermesine rağmen ilk gönderilen örnek (7) numaralı ödeme emri tebligatının adreste tanınmadığından bila tebliğ dönmesinin usulsüz olduğunu, tebliğ şerhinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürdüğü, bu iddiaların araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde, bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir....

    ya usulsüz olarak 31.07.2015 tarihinde yapıldığını, takip esas numarasının 2015/10439 olmasına rağmen 2015/10339 E. numaralı ödeme emrinin tebliğ edildiğini ileri sürerek, takibin durdurulması ile birlikte icra müdürlüğünün itirazın süresinde yapılmadığından bahisle reddine ilişkin 09.09.2015 ve 06.10.2015 tarihli kararlarının kaldırılarak, borçluya yeniden ödeme emri gönderilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile borçlunun ödeme emrine yasal süresinde itiraz etmiş olduğu gerekçesiyle takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı)....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından davacının aynı dilekçe ile usulsüz tebligat, şikayeti ve gecikmiş itiraz sebeplerine dayanarak icra takibine itiraz davası açtığı ,dilekçe içeriği itibariyle usulsüz tebligat ve gecikmiş itiraz nedenleri ayrıntısı ile incelendiğinde tebligatın yönetmelik ve kanuna uygun olarak T.K.35’e göre tebliğ edildiğinin anlaşılmış olduğu ,gecikmiş itiraz kurumunun kanunda tahdidi olarak sayılmış olduğu ve somut olayda gecikmiş itiraz nedenlerinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki ihale alıcısı ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlunun, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve kıymet taktirine de itiraz ettikleri iddiasıyla ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK.nun 128/a maddesine göre; "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. " Aynı maddenin son fıkrasına göre kıymet taktirine karşı yapılan...

        Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı Yasanın 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Somut olayda, borçlu 20.02.2015 harç ve havale tarihli icra mahkemesine başvurusunda icra takibinden 05.08.2014 tarihinde haberdar olarak itiraz ettiğini, itirazının reddedildiğini, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu