uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun gecikmiş itiraz niteliğinde olduğunun kabulü ile bu doğrultuda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere kararın bozulduğu, İlk Derece Mahkemesince hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda, gecikmiş itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; Mahkemesince; davacının ödeme emrinin tebliğine yönelik usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, Sakarya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2022/2939 esas sayılı dosyasında davacıya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, öğrenme tarihi olan 28/04/2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2019 NUMARASI : 2019/690 ESAS- 2019/1032 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle aleyhlerine yapılan takipte ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, takipten İstanbul 3....
Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda, tebligatın usulsüz tebliğ edildiği belirlenmekle, davacının gecikmiş itiraz ile borca itiraz talebinin incelenmesinin gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır. VI-Netice olarak, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 353/1- b-2. maddesi uyarınca İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden esası hakkında davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 13/09/2022 olarak düzeltilmesine dair hüküm verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 6100 sayılı HMK.nun 353/1- b-2. maddesi uyarınca, Konya 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26/10/2022 tarihli 2022/462 Esas 2022/557 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yerine; "a-Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin KABULÜ ile, Konya 6....
Md. 35 gereğince 18/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacının mernis adresi Rusya olduğundan yurt dışı tebligat yapılmaya çalışıldığı, davacı Kazım Kartal'ın 27/12/2018 tarihli dilekçesi ile; icra takibine ait ödeme emrinden 27/12/2018 tarihinde haberi olduğundan bahisle süresinde itiraz ettiği,ancak icra müdürlüğünün 31/12/2018 tarihli karar tensip tutanağı ile itirazın gecikmiş itiraz niteliğinde olduğu, gecikmiş itirazı değerlendirme yetkisi müdürlüğe ait olmadığından bahisle takibin durdurulmasına yönelik talebin reddine karar verildiği, işbu davanın 27/12/2018 tarihinde açıldığı, davacıa vekili öncelikle icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, resmi mernis adresinin yurt dışı olarak göründüğünü iddia etmekle davacının ödeme emri tebliğ tarihindeki mernis adresi mahkememizce araştırılmış ve bu yönde Nüfus Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmış ve davacının ödeme emri tebliğ tarihi olan 18/03/2016 tarihindeki mernis adresinin Rusya...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Süresinde takibe itiraz ettiklerini, usulsüz de olsa ödeme emri tebliğ edilmiş gözüktüğünden icra dairesine itiraz dilekçesi verilmesinin sonucu değiştirmeyeceğini, bu nedenle, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte itirazlarını mahkemeye yaptıklarını belirterek kararın borca itirazın reddine ilişkin kısmı yönünden kaldırılmasına, takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Takibin durdurulması talebinin kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, takibin durdurulması talebine ilişkindir. Adana 12....
İlk derece mahkemesi; davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 25/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, kambiyo takiplerinde itiraz süresinin 5 gün olduğu, yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 06/01/2020 tarihinde dava açıldığı, davacı borçlu vekili dava dilekçesinde müvekkili şirketin isim değiştirmesi nedeniyle vekaletnameyi almakta geciktiklerini, bu nedenle davayı süresinde açamadıkları için gecikmiş itiraz taleplerinin kabul edilmesini talep etmiş ise de; davacı vekilinin öne sürdüğü gecikmiş itiraz sebebinin İİK'de düzenlenen gecikmiş itiraz koşullarını karşılamadığı, itiraz etmesine mani olduğunu iddia ettiği durumun kendi kusurundan kaynaklanmayan, elinde olmayan sebeplerden dolayı gerçekleşmiş bir durum olması gerektiği, vekaletnameyi almakta gecikilmesinin sebebi bizzat borçlunun kusuru olduğu, gecikmiş itiraz koşulları oluşmadığından davacı borçlunun gecikmiş itiraz talebinin reddine karar verildiği, davacı...
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacının süre geçtikten sonra itirazda bulunduğunu, davacının gecikmiş itirazı için haklı bir gerekçesinin de bulunmadığını, ayrıca yenileme emri tebliğ edilirken tekrardan ödeme emrinin gönderilmesine gerek duyulmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; "...davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takipte borçluya ödeme emrinin tebliğ edilemediği, 01/08/2018 tarihli yenileme emrinin borçluya 22/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, yenileme emri tebligatına "yenileme emri eklidir" şerhinin düşüldüğü, yenileme emri zarfı içerisinde ödeme emrinin bulunduğuna dair herhangi bir ibare olmadığı, bu durumda ödeme emrinin davacıya usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....
O halde usulsüz tebligat şikayeti yönünden verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı görülmüş, ancak borca itiraz yönünden takibin şekline göre karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken bu talep yönünden herhangi bir hüküm kurulmaması yerinde değil ise de, istinafa gelen tarafın sıfatı nazara alındığında bu durum eleştirilmekle yetinilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulması kanısına varılmıştır....