Davalı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; Mahkemece davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, takip dosyasında davacıya yapılan ödeme emri tebligatının takibin e-devlet üzerinden öğrenildiği tarih olarak bildirilen 14/02/2022 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiş ise de, davacının dava dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmamasına rağmen, mahkemece 103 davetiyesinin de ödeme emri ile aynı adrese ve aynı tebliğ şerhi ile usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Maddesinde davacının Muğla/Bodrum'da yaşaması nedeniyle itirazda bulunamadığını beyanla 09.09.2021 tarihinde icra müdürlüğüne sunmuş olduğu dilekçeyle gecikmiş itirazda bulunmuş ve aynı tarihte huzurdaki davayı ikame etmiştir. Sayın mahkemenin bilgi ve takdirlerinde olduğu üzere muhatap İİK 16/1 gereğince usulsüz tebligatın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde bu durumu icra mahkemesine bildirmelidir. Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi ise Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır şeklinde düzenlenmiştir. Hiçbir şekilde ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla; dosya içeriğine bakıldığında borçluya, ödeme emrinden başkaca tebligatların da yapıldığı görülmektedir. karşı taraf öbür tebligatlar hakkında usulsüz tebligat şikayeti yapmamıştır. örneğin; borçluya 28.02.2021 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmiştir....
Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, takip dosyasında 03/02/2021 tarihinde davacı borçlu vekili tarafından borca itiraz dilekçesi verildiği görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi öğrenme tarihi olarak da bildirilen 03/02/2021 olup, şikayet süresindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, İİK’nun 168/4-5 maddesinde öngörülen 5 günlük süreden sonra imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebliğ şikayeti incelenemeden işin esasının incelenerek imzaya itirazın kabulü karar verilmesi üzerine, mahkeme kararının Dairemizce, öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti yönünden inceleme yapılması gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu...
Öte yandan muhatabın tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği hususu da belli olmadığından tebligat Tebligat Kanunun 16. maddesi yönünden de usulsüz tebliğ edilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın mahkemece İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu haliyle 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 Esas, 91/344 Karar sayılı kararı)....
Başvuru ilamsız takipte usulsüz tebliğ ile birlikte gecikmiş itiraza ilişkindir. Uyuşmazlık; öncelikle ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, gecikmiş itiraz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. İİK'nın 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maniin kaldığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. İİK.nın 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde itiraz edememiş olması gerekir....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Borçlunun dilekçesinde; usulsüz tebligattan söz etmesi sonuca etkili değildir. Zira, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbiti hakimin görevine giren bir konudur (HGK. 5.6.1991- 1991/12- 258 E-344 K.). Borçluya yapılan ödeme emrinin usulüne uygun olduğu, davacı borçlunun talebinin İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz niteliğinde olduğu hususunda ihtilaf yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin usulsüz olduğunu, takipten 23/11/2015 tarihinde haberdar olunduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazda bulunmuş, mahkemece; başvuru, usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilerek şikayetin kabulü ile ıttıla tarihinin 23/11/2015 olarak tespitine karar verilmiştir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde icra mahkemesine başvurulması gerekir....
Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K)....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu hali ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik İİK'nun 16. Maddesi kapsamında şikayet olup, bu yöndeki şikayet aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. Somut olayda borçlunun İcra Müdürlüğü'nün 2015/3369 Esas sayılı icra takip dosyasına 25.02.2015 tarihinde verdiği dilekçe ile itiraz ettiği görülmektedir. Buna göre borçlunun en geç bu tarihte tarihinde icra takibi ve ödeme emri tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, icra mahkemesine 06.04.2015 tarihinde yaptığı şikayet İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır....