İcra Dairesi tarafından, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar olmadan, yetki sınırları aşılarak tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin karar verildiğini ve takibin durdurulduğu, ayrıca davalı tarafın da 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde usulsüz tebligata ilişkin icra mahkemesinde her hangi bir dava açmadığının görüldüğünü, bu nedenlerle şikayetin kabulü ile İzmir 21. İcra Müdürlüğü tarafından durdurulan takibin devamına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi'nin iş bölümüne ilişkin listenin (1) nolu bendinde yazılı olan "2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu uyarınca yapılan icra ve iflâs takiplerinden kaynaklanan şikayet, itiraz ve itirazın kaldırılması talepleri hakkında İcra Mahkemelerince verilen hüküm ve kararlar, Hatırlatma: İcra mahkemeleri dışında genel mahkemelerde görülen sıra cetveline ilişkin davalar sonunda verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi 6. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. " kısmındaki dava ve işlere ilişkin olduğu anlaşıldığından iş bölümü itibariyle işbu kararla ilgili istinaf kanun yoluna başvurusunu incelemek görevinin dairemize ait olmayıp 5. Hukuk Dairesi'ne ait olması nedeniyle, HMK'nın 352/1- a bendi gereğince dairemizin görevsizliğine,dosyanın görevli Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne (Aidiyetine) gönderilmesine ön incelemeyle karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Tebligat 4 Eylül Mahalle muhtarına teslim edildiğini 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığını, en yakın komşusu Zekiye Koy haber verilmiştir. şeklinde tebligatın tamamlandığını Müvekkile gönderilen tebligata dair mazbatada, müvekkilin adreste kısa bir süreliğine mi ayrıldığı, tevziat saatlerinde gelip gelmeyeceği araştırılmadan ve bu araştırmanın yapıldığına dair sorulan komşunun ismi tebliğ evrakına yazılmadan tebligatın muhtara teslimi ve kapıya kağıdı yapıştırmak suretiyle yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanununa ve Tebligat Yönetmeliğine aykırı ve usulsüz olduğunu, müvekkilin tebliğ işleminin yapıldığı tarihte Danimarkada olduğunu, tebligat yapılan adrese tevziat saatleri dışında da dönmesi ve yapılan tebligattan haberdar olmasının mümkün olmadığını, Şikayete konu dosya kapsamında çıkarılan tebligatın usulsüz tebligat olduğunu, müvekkilin öğrenme tarihinin 12.01.2023 olarak kabulüne, Takip Dayanağı Senetin İncelendiğinde "Özel Dört Eylül Bakım Merkezi" lehdar olarak...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 134. maddesine dayalı ihalenin feshi istemine ilişkindir. Kuşadası İcra Müdürlüğünün 2019/1416 Tal. sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklı davalı banka tarafından borçlular davacı, birleşen davacı ve davalı Asayra şirketi hakkında yapılan takip kapsamında 40.000.000,00 TL muhammen bedel takdir edilen taşınmazın 07/04/2021 tarihinde yapılan ihale ile 20.040.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben davalı alacaklıya ihale edildiği anlaşılmıştır. Tebligat, herhangi bir hukuki işlem veya olaydan haberdar olmak için muhataba yapılan bir tebliğ (bildirim) işlemi olup, doğrudan doğruya tebligatın muhatabı tebliğ yapılan şahıs olduğundan tebligatın yapılmadığı veya usulsüzlüğü bizzat muhatap tarafından ileri sürülmediği sürece diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin itiraz ve şikayet hakları yoktur....
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dava dilekçesinde ayrıca ve açıkça usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmamasına aksinin kabulü halinde ve ödeme emri tebligatının usulsüz olması halinde dahi usulsüz tebliğin öğrenildiği tarih itibariyle borca ve imzaya itirazın süresinde yapılmadığının anlaşılmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, davalı alacaklının ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edilmesine rağmen sıra cetvelinde ikinci sıraya kaydedildiğini, müvekkilinin ikinci sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, tebligatın usulüne uygun olduğunu ve davacının hukuki yararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; icra takip dosyasında mevcut tebligatın usulsüz olduğunun ancak borçlu tarafından ileri sürülebileceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. İcra hukukunda, kural olarak, şikayet hakkı takibin taraflarına aittir. Ancak, İİK'nın 142. maddesinin son fıkrası hükmüyle bu kurala bir istisna getirilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/01/2023 NUMARASI : 2022/539 ESAS - 2023/7 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2018/13107 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebligattan 22/12/2022 tarihinde haberdar olduğunu, ayrıca takibe konu senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu, bu nedenle kambiyo vasfını taşımadığını, söyleyerek ödeme emrini öğrenme tarihinin 22/12/2022 olarak düzeltilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte şikayetçi üçüncü kişi vekili, icra mahkemesine yaptığı başvuruda; 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ve ıttıla tarihinin 19.10.2015 olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece; şikayet esastan incelenerek reddine karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, eline kıymet takdiri tutanağının geçmediğini, bu sebeple kıymet takdirine itiraz davası açamadığını, davanın açılmasında herhangi bir kusur ve kabahatinin olmadığını, evinin lüks bir ev olmayıp haline münasip evi olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Her ne kadar davacı dava dilekçesinde ve istinaf başvurusunda, kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğini ve kıymet takdirine itiraz edemediğini, taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini ileri sürmüşse de, satış ilanı tebligatının usulsüzlüğünü ileri sürmediği görülmüştür. İİK.nun 128/a maddesine göre, ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler....
Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 02/12/2020 tarih, 2020/270 E., 20220/2394 K. sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...Borçlunun başvurusunda, süresi içerisinde, öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesini, sonra aynı takip dosyası için usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte terditli olarak, yetki itirazı, takip öncesi ve sonrası zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, borca itirazın beş günlük süreye tabi olduğu, somut olayda itirazın 05.07.2019 tarihinde yapıldığı ve süresinde olmadığı gerekçesi ile "istemin reddine" hükmedildiği görülmektedir....