Buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda , ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir. Diğer borçlular Ahmet Nokay ve Remzi Nokay’ın şikayetçi şirketin ortağı ve yetkilileri olduğu, bu şahıslara yapılan tebligatlarla şikayetçinin takipten haberdar olduğu ileri sürülmüş ise de, Adana Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 29.03.2019 tarih ve 5491 sayılı yazısından anlaşıldığı üzere söz konusu şahıslar şikayetçi şirketin yetkilisi olmadığından bu hususa ilişkin iddiaya itibar edilmemiştir. Öte yandan, “Genel olarak, icra hukukuna ilişkin itiraz ve şikayetlerde TMK'nun 2. maddesinin uygulanma kabiliyeti yoktur.” (Benzer Mahiyette Y.12.HD.nin 2018/6796 E. 2019/5450 K. sayılı emsal içtihadı mevcuttur.)...
Madde gereği muhatabın adreste bulunmama sebebinin anlaşılamamış ve teblig memurunca bu husus ile ilgili araştırma yapmadığından, tebliğ mazbatası üzerinde muhatabın kimden sorulduğuna dair komşu ismi bulumadığı tebliğ memurunca yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulünde bir isabetsizlik yoktur. Dava süresinde kabul edilmekle, incelenen dosya kapsamı ve toplanan delillerle birlikte imza incelemesinde Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zülfikar SAYIN tarafından düzenlenen 13/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; İnceleme konusu senet üzerinde atılı bulunan söz konusu imzaların T1 eli ürün olmadığı yönünde rapor düzenlendiği, raporun kuşkuya yer vermeyecek şekilde net bir şekilde hazırlandığı, incelenen raporun usul ve yasaya uygun ve hüküm kurmaya elverişli bir şekilde düzenlenmiş olduğundan hükme esas alınarak kambiyo senedindeki imzanın davacıya ait olmadığına kanaat getirilmiştir....
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İlbank'ın da katkıları ile yüklenici Muhsin Vahap &Aykut Tekin İş Ortaklığı tarafından Sancaktepe Belediyesi Meşelik C Tipi Mesire Alanı olarak düzenlenmek üzere sözleşme ile ihale edildiğini, müvekkili şirketin anılan adreste bulunduğunu gösterir hiçbir emare bulunmamasına ev bu adresin boş bir alan olmasına rağmen, 06.04.2019 tarihinde bila iade dönen tebligat parçasında bu hususun belirtilmediği ve PTT memuru tarafından eksik ve hatalı olarak ve sadece "Tanınmıyor" ibaresi kullanılarak usulsüz işlem yapıldığını, (İşlemi yapan PTT memurunu şikayet hakkımız saklıdır.) akabinde ise bu usulsüz iade işlemine dayanılarak, müvekkili şirkete T.K. 35. Madde uyarınca ödeme emri gönderilmesine dair talepte bulunulduğu ve bu kez ödeme emrinin tebliğ edildiğinin kabul edildiğini, T.K. 35....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine 3 adet bono alacağından dolayı 01/12/2020 tarihinde kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile tebliğ tarihinin 19/01/2021 olarak düzeltilmesini istedikleri, ayrıca takibe konu bonolardaki imzaya itiraz ettikleri görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından 28.04.2015 tarihli takip talebi ile 16.03.2015 vade tarihli senede dayalı olarak, borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı ve adı geçen borçluya örnek 10 nolu ödeme emrinin 30.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek 24/08/2015 tarihinde imzaya ve borca itirazda bulunduğu görülmüştür....
İstinaf dilekçesinde işlemin süresiz şikayete tabi olduğu ileri sürülmüş ise de, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takiplerde borca, imzaya itiraz ve zamanaşımı için yasada öngörülen sürenin 5 gün olduğu, dava dilekçesinde ödeme emrine takibin dayanağı belge eklenmediği için ödeme emrinin usulüne aykırı tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de, tebliğ şekline ilişkin bir şikayetin bulunmadığı, tebligatın ne sebeple usulsüz olduğu, tebligattan hangi tarihte haberdar olunduğu hususunun belirtilmediği, usulsüz tebliğe ilişkin somut bir neden ileri sürülmediği, sadece takip dayanağı belge eklenmediği için tebligatın usulsüz olduğunun belirtildiği, bu durumda usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmadığının kabulü gerektiği, ayrıca bu yönde bir şikayetin olduğu kabul edilse bile, davacının mernis adresine çıkartılan tebligatın bila dönmesi üzerine, tebligat üzerine usulüne uygun T.K. 21/2 şerhi yazılarak mernis adresine yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, bu durumda borca ve imzaya...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı ... vekili tarafından 28.08.2009 tarihli takip talebi ile 13.04.2009 keşide tarihli 95.000,00TL bedelli bonoya dayalı olarak, borçlu ... ltd.Şti. hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı ve adı geçen borçluya örnek 10 nolu ödeme emrinin 01.09.2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise, İİK'nun 168/3. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek 18.09.2009 tarihinde icra mahkemesine imzaya itirazını bildirdiği görülmüştür.Bu durumda mahkemece öncelikle borçlunun ödeme...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değilse de; 1-Şikayet medeni usul hukuku anlamında bir dava olmayıp, icra müdürlüğünün işlemine karşı yapılan takip hukukuna özgü bir kanun yoludur. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun davanın ihbarına ve davaya müdahaleye ilişkin 61 ve devamı maddeleri şikayet hakkında uygulanmaz....
Somut olayda, borçlunun ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine sunduğu dilekçede kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığı halde, mahkemece, bu hususun re'sen dikkate alınması yerinde değildir. Kaldı ki, borçlu adına çıkarılan satış ilanına ilişkin tebligatın 09.04.2015 günü Tebligat Kanunu’nun ....maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde yapıldığı buna göre kıymet takdirine ilişkin tebligat usulsüz dahi olsa borçlunun satış ilanı tebliği ile kıymet takdirine de muttali olduğu kabul edilmelidir. O halde mahkemece, borçlu tarafından kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmediği dikkate alınarak başkaca fesih nedeni de olmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Davalı ...'...
Taraflar arasındaki tebligat usulsüzlüğü şikayeti, borca kısmi itiraz, kambiyo vasfına itiraz, çek komisyon bedeline ve tazminatına itiraz ve faiz oranına itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabul, kısmen reddine, çek tazminatı olan 14.859,00 TL yönünden takibin iptaline, çek komisyonuna ve borca ilişkin itirazının reddine, çekin kambiyo vasfına haiz olmadığına ilişkin itirazının reddine, davacının ödeme emrinin tebliğine ilişkin ıttıla tarihinin tespitine yönelik şikayet konusu kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, davacının faiz oranı türü ve miktarına yönelik itirazının kabulüne, faiz oranının 9,75 olduğunun, faiz türünün avans faiz olduğunun tespitine karar verilmiştir....