İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. Öte yandan, İİK'nun 87. maddesinde düzenlenen; “Haczi yapan memur, haczettiği malın kıymetini takdir eder. İcabında ehli vukufa müracaat edebilir” hükmü gereği, icra memurunca, haczedilen taşınmazların satışa esas olmak üzere değeri belirlenir. İcra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı ilgililer, (7) günlük süre içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak itiraz edebilirler....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, haciz talebinin kabulüne ve haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin icra memur işlemlerinin iptali istemine ilişkindir....
şikayetinde bulunduğu, mahkemece, sair şikayet ve itiraz nedenlerinin reddi ile ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....
Hükmi şahsın yetkilisinin mahalde olup olmadığı veya tebligatı alacak durumda olmadığı tespit ve tevsik edilmeden yapılan tebliğ usulsüz olup TK'nın 32. maddesi uyarınca aksi yazılı delille kanıtlanmadığı sürece öğrenme tarihi olarak beyan edilen tarih, tebliğ tarihi olarak düzeltilir. Somut olayda; ödeme emri tebligatının borçlu şirketin yetkilisinin mahalde bulunup bulunmadığı veya tebligatı alamayacak durumda olup olmadığı araştırılmadan ve bu husus mazbataya yazılarak tevsik edilmeden şirket yetkilisi dışında çalışana tebliğ edildiği, bu haliyle tebliğin usulsüz olduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği 31.01.2020 tarihi dikkate alındığında dahi 06.02.2020 tarihinde açılan usulsüz tebliğ şikayetinin İİK'nın 16. maddesi uyarınca yasal 7 günlük sürede olduğu açıktır....
Alacaklı tarafından borçlu hakkında 2014/51 esasına kayden 06.01.2014 tarihinde senede dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen borçlunun Atalar Mah. Şahin Sok. No:4 Seven Apt. Kartal/İST adresine çıkarılan ödeme emrinin bila tebliğ iadesine dair tebliğ mazbatası ve tebligat sorgu kayıtlarına göre söz konusu ödeme emrinin 10.01.2014 tarihinde borçlunun yurtdışında yaşadığından bahisle bila tebliğ iade edildiği, dosyanın takipsizlikle düşmesi üzerine yenilendiği ve 2016/25778 esasına kaydedildiği, bu kez borçlunun Atatürk Mah. Merekardı sok. No:3/1 İç kapı no:1 Kelkit Gümüşhane adresine mernis adresi olduğu belirtilerek, ancak TK'nın 21/2. maddesinin uygulanması isteğini içermeyen tebligatın TK'nın 21/2. maddesinde yazılı usule göre doğrudan muhtara tebliğ edilip, haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırılmak suretiyle tebliğ edildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2019/3232 Esas sayılı dosyasında müvekkili Kağan Yıldırım'a yapılan ödeme emri tebliğinde, mazbata üzerinde en yakın komşu olarak adı yazılan Lütfi Aydın'ın müvekkilinin komşusu olmadığını, usulsüz olarak gönderilen ödeme emrinden 06/05/2019 tarihinde haberdar olduklarını, ayrıca takip konusu bono incelendiğinde, bonoda tanzim yeri ve lehtarın gösterilmediğini, tanzim tarihinde tahrifat yapıldığını, müvekkilleri hakkında kambiyo vasfına haiz olmayan senede dayanılarak açılan takibin kesinleştiğini belirterek, usulsüz yapılan tebligatın tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06/05/2019 tarihi olarak kabulü ile takibin iptaline ve %35 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak, bu kuralın uygulanabilmesi için borçluya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmemiş olması ve/veya usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmaması gerekir....
İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38/1. maddesi gereğince borçlu adına vekil olarak Av....'a gönderilen satış ilanı tebliğ işlemi, usulsüz olduğundan şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2021 NUMARASI : 2020/18 ESAS 2021/105 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri 6.İcra Müdürlüğü'nün 2019/5122 esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen tebligatın usulsüz olması nedeniyle iptaline ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26/06/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, senedin kambiyo niteliğine, imzaya ve borca itirazları ile birlikte takibin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli takibi karşısında %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini istemiştir....
İcra mahkemeleri, önlerine gelen takip hukukuna yönelik şikayet, itiraz ve itirazın kaldırılması talepleri hakkında kabul ya da ret kararı vermek zorunda olup, bu talepler hakkında görevsizlik kararı veremezler. Ancak dava niteliği taşıyan ve apaçık genel mahkemelerin görevine girdiği belli olan, örneğin; boşanma, tapu iptal ve tescil, nüfus, ortaklığın satış yoluyla giderilmesi...vb. davalar hakkında ise görevsizlik kararı vermeleri gerekmektedir. Borçlu vekilinin, borçlu olunmadığına yönelik icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, icra mahkemesince incelenip sonuçlandırılması zorunludur. O halde, mahkemece, borçlunun başvurusunun İİK’nun 168/5. maddesine göre süresinde olduğunun anlaşılması halinde, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken, görev yönünden redde dair yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....