"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu yetki itirazı ile birlikte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek, takibin iptalini talep etmiş, mahkemece yetki itirazını kabulüne ... 29. İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, yetkili ve görevli icra dairelerinin ......
GEREKÇE: Uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile borca, imzaya itiraz ve zaman aşımı itirazına ilişkindir. Adana 13.İcra Müdürlüğünün 2019/15436 esas sayılı dosyasının incelenmesinde Alacaklı T. T3 Tarafından borçlu T1 aleyhinde Ereğli/Konya 1....
Maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçe ile usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine, Zaman aşımı itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; Takip dosyası üzerinde yapılan incelemede, 10 yıllık zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı yönündeki gerekçe ile zaman aşımı itirazı yönünden davanın reddine, Davacı borçlu hakkında örnek 7 ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu tür takiplere karşı itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, somut olayda da davacı şirket tarafından icra dosyasına usulsüz tebligat ve borca itiraz konulu itirazlarda bulunulduğu, takibin kesinleştiği, usulsüz tebligat yönünden inceleme yetkileri bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, mahkemece de usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine karar verildiği yönündeki gerekçeler ile davacının borca itiraz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür....
Maddesine dayalı usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti ile İİK'nın 169. Maddesine dayalı yetki itirazına ilişkindir. İİK'nın 18/3 maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesi takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerekmektedir. Somut olayda usulsüz ödeme emrine ilişkin şikayetin niteliği ile İİK'nın 169. maddesine dayalı yetki itirazının borca itiraz niteliğinde olup duruşmalı incelenmesi gerekliliği karşısında mahkemece duruşma açılarak tarafların delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmemesi sebebiyle karar usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece, ödemem emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin 03/05/2019 olarak düzeltilmesine karar verildiğine göre, dava tarihi olan 07/05/2019 tarihi itibariyle borçlu hakkındaki takibin henüz kesinleşmediği dikkate alınarak borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 168/5 maddesi kapsamında zamanaşımı itirazı olup, borca itiraz niteliğindedir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borca itiraz İİK'nun 169. ve sonraki maddelerine göre yapılıp incelenir....
Tebligatın açık mavi zarfla yapılmasının aranmasının ise, aşırı şekilcilik olduğunun, icra dairelerinde mavi renkli zarf bulunmaması halinde, beyaz renkli zarfa usulüne uygun şekilde söz konusu şerhin yazılması halinde, salt zarfın beyaz renkli olması nedeniyle usulsüz olduğu sonucuna varılamayacağının kabulü gerekir. O halde, Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddine ilişkin karar isabetli olduğu gibi İİK'nın 168 ve devamı maddeleri uyarınca kambiyo takibinde imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabi olduğu, davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülmediğinden imzaya ve borca yönelik itirazlarının süre yönünden reddi kararı da isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusu yerinde olmadığından esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece; "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının şikayetinin süre nedeniyle reddine, davacının borca itirazının süre nedeniyle reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Md 35'e göre tebliğ edildiğinin ve takibin kesinleştiğinin görüldüğünü, müvekkilinin bu tebligattan ve münderecatından 18.03.2021 tarihinde tesadüfen muttali olduğunu, söz konusu ödeme emrinin Tebligat Kanununa göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin hala aynı adreste faal olarak bulunmasına rağmen tebligat adresinde muhatabın bulanamaması şerhinin abesle iştigal olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasını, şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline ve tebliğ tarihinin muttali oldukları 18/03/2021 tarihi olarak kabul edilmesine ve bu sebeple süresinde yapmış oldukları itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetki itirazı ve sair itirazlara ilişkindir. İstanbul 3....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda, 89/3 haciz ihbarnamesinin şikayetçinin adresine 26.08.2015 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
.-2016/8 K. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak 27.7.2015 tarihinde şikayette bulunduğu, bu dosyada şikayetin kabulü ile borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın iptaline karar verildiği, mahkemece, bahsi geçen dosyada tebligat iptal edildiğine göre henüz takip kesinleşmemiş olacağından bahisle yapılan hacizlerin de usulsüz olacağı kabul edilerek, hacizlerin kaldırılması yönünde karar verildiği, ancak, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulüne dair kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkindir. Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır....