Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu, usulsüz tebligat şikayeti yönünden kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılması ve yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) 1- Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca İzmir 1....
Davacı/ borçlu vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 27/01/2021 tarih, 2020/1157 Esas, 2021/258 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...Alacaklı tarafından, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, şikayetçi üçüncü kişiye 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamalerinin gönderildiği, şikayetçi üçüncü kişinin ihbarnamelerden taşınmazlarına haciz konulması sonucunda haberdar olduğu ve 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin ve tüm tebligatların tebliğinin usulsüz olduğu olduğu, alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığından bahisle, Tebligat Kanununa aykırı yapılan usulsüz tebligatların iptali, İİK 89/1 vd için yapılan işlemlerin usulsüz olduğunun tespiti ve iptali, borca itirazın kabulü, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile tapu hacizlerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece öğrenme tarihi belirtilmediği ve buna mukabil icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür...
Bununla birlikte, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, takibin iptaline yönelik diğer şikayeti yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Anılan durum yukarıda değinilen HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırıdır....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, müvekkili tarafından davanın öğrenme tarihi olan 09/09/2020 tarihli fiili haciz işleminden sona 14/09/2020 tarihinde süresinde açıldığını, 89/1, 89/2 ve89/3 haciz ihbarnamelerine itiraz edildiği icra dosyası ile sabit olduğunu, emsal Yargıtay kararında da görüleceği üzere 89/3 tebligatının usulüne uygun olsa bile 89/1 tebligatı usulsüz ise üçüncü kişinin İİK'nun 89/3 maddesinde düzenlenen yedi günlük itiraz süresinin başlamayacağını, 89/1 haciz ihbarnamesinde yazılı süre sona ermediğinden borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılması hususunun gerçekleşmeyeceğini, 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin tebliğ edilemeyeceğini, ve edilse bile hükümsüz olacağını, usulsüz tebligatlar ile borçlu konumundaki müvekkilinin mağduriyetinin arttığını, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahı Kayseri mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının haciz ihbarnamelerinin usulsüz olduğuna dair iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilince 89/1-2-3 ihbarnamelerinin gönderildiğini, ancak davacının itirazda bulunmadığını, işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
halükarda davacının haline münasip evin değerinden daha fazla kıymette olduğundan, borçlu davacının şikayetinin ise hacze konu evin haline münasip olduğuna yönelik bulunduğu nazara alındığında, borçlunun haline münasip olmayan evinin satışının her zaman yapılabileceği ve borçluya da herhangi bir bedel ödenmesi zorunluluğunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından bahisle 1- Takip dosyalarında iddia edildiği gibi ödeme emri tebligatlarının T.K. nın 21/2 maddesine göre yapılmamış olduğu görülmekle, usulsüz tebligat şikayeti ile ödeme emirlerinin iptali ve hacizlerin kaldırılması taleplerinin REDDİNE, 2- Mahcuz taşınmazın borçlu davacının haline münasip evin değerinden daha fazla kıymetli olduğu tespit edilmekle, meskeniyet şikayetinin ve haline münasip evine uygulanan hacizlerin kaldırılması taleplerinin de REDDİNE, karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun adına çıkarılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imza ve borca itiraz ettiği, mahkemece ödeme emrinden haciz tarihi olan 23.01.2019 tarihi itibari ile haberdar olunması nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, davacı borçlu şirketin kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilmediği ancak 23.01.2019 tarihli haciz esnasında şirket çalışanı olduğunu beyan eden Yasemin Işık'ın hazır bulunduğu, yetkili temsilcinin hazır bulunmadığı anlaşılmakta olup haciz tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü mümkün değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, 10/06/2021 tarihli ek kararla; kararın kesin olarak verilmiş olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ek karar aleyhine süresinde istinaf yoluna başvurulmuştur....
GEREKÇE; Uyuşmazlık, haciz ihbarnamelerine ilişkin usulsüz tebligat şikayeti olup İcra dosyasının incelenmesinde: alacaklı T3 tarafından borçlu Mersin 2. El Oto Galericiler Sitesi Yönetimi aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. 5311 Sayılı Yasanın 24. maddesi ile Değişik İİK'nın 363. maddesi "İstinaf yoluna başvurma ve incelenmesi" başlığını taşır. Anılan madde hükmünde; icra mahkemesince verilen hangi türdeki kararlarla ilgili olarak ve hangi miktarı geçmesi şartı ile istinaf yoluna başvurulabileceği ve istinaf yoluna başvuru süresi açıkça düzenlenmiştir. 02/03/2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nun 363/1. maddesine göre; istinafı kabil olan icra mahkemesi kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarı 1.000,00 TL’yi geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir....
Somut olayda, icra dosyası kapsamında bulunan tebligat parçalarından 3. kişiye birinci haciz ihbarnamesinin iki defa gönderildiği, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin ise tek seferde aynı tebligat zarfının içerisinde gönderildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 89. maddesinde belirtilen prosedür tamamlanmadan, 3. kişinin mallarına konulan haciz işlemi usulsüzdür. Ayrıca İİK 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra belli süre geçirilmeden 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderilmesi yok hükmünde olup bu husus bir hakkın yerine getirilmemesi kapsamında İİK'nun 16/son kapsamına giren şikayet niteliğindedir ve süresiz olarak takip sonuna kadar ileri sürülebilir. Bu durumda, İİK 89/3 tebliği ve müteakip işlemleri usulsüz olup mahkemece taleple bağlı kalınarak İİK 89/3. maddeye göre yapılan tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....