İİK'nun 65/1. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ve muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat" başlıklı 16. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesinde; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır" düzenlemesi yer almaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Emsal yargıtay ilamları ile tüzel kişiye tebligat kuralları incelendiğinde icra dosyasında ki 74 barkod nolu tebligatın usulsüz olduğu değerlendirilebilirse de davacı vekilinin dava dilekçesinde tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmediği, aksine şirket çalışanına yapılan tebligattan haberdar olduğu ve İstanbul dışında olduğundan dolayı borce itiraz edemediklerini beyan ettiği görülmüştür....
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2020/34019 esas sayılı takip dosyasında gecikmiş itiraz ile yetkiye, husumete ve borca itiraza ilişkindir. Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2020/34019 esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlattığı, örnek 9 ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre davacı borçluya 21.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun, pandemi sebebiyle Ankara'da bulunmadığını belirterek gecikmiş itirazda bulunduğu anlaşılmıştır. Gecikmiş itiraz başlığını taşıyan İİK.nun 65.maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" düzenlenmesine yer verilmiştir....
Zira Tebligat Kanunu'nda 6099 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrası gerçek kişiler yönünden 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca daha önce kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur. Somut olayda, borçlunun gerçek kişi olduğu ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi bulunduğundan icra dosyasında TK 35 uyarınca yapılan tebligat usulsüzdür. Borçlunun mernis kaydı bulunmasına rağmen bu adresine TK.'nın 21/2.maddesindeki usule göre tebligat gönderilmeden ve daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmadan, ödeme emri, kıymet taktir raporu ve satış ilanının doğrudan TK.'nın 35. maddesine göre tebliğ edilmesi usulüne uygun olmayıp bu yönde davanın kısmen kabulü ile ile Bakırköy 18....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti, gecikmiş itiraz ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, her ne kadar kısa kararda davanın reddine şeklinde hüküm oluşturulmuş ise de, karar gerekçesinde öğrenme tarihine göre yasal süre içerisinde şikayette bulunulmadığı belirtildiğinden şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, borçlu vasisi tarafından sair şikayetlerin yanında, kısıtlı aleyhine doğrudan icra takibi başlatılamayacağı yönünden de şikayette bulunulmuş olup, söz konusu şikayet süresiz olarak her zaman ileri sürülebilir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve icra memur muamelesine şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin süreden, diğer şikayetlerin ise esastan reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ve sair şikayetlere ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte sair şikayet ve itirazlarda bulunulduğu halde, mahkemece maaş kesintilerinin iadesine ve takibin durdurulmasına şeklinde karar verilmiş, usulsüz tebligat şikayeti hakkında herhangi bir hukuki değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
Noterliği'nin 05.03.2013 tarih ve 05440 Yev. sayılı Noter temliknamesi, icra talep tutanağı ve bu hususta Noterlik marifeti ile İcra müdürlüğüne yapılan tebligattan anlaşılmaktadır. Şikayet ve itiraz tarihi olan 06.03.2013 tarihi itibariyle alacaklı, yukarıda tarihi belirtilen temlik gereği artık ...'tır. Davalı olarak gösterilen ...'ın 05.03.2013 tarihi itibariyle alacaklı sıfatı kalmadığından sıfat yokluğu (aktif husumet ehliyeti olmadığından) hakkındaki usulsüz tebligat şikayeti ve imza itirazının reddi yerine adı geçen yönünden şikayet ve itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına (iptaline) ve ... aleyhine %20 orandan tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesi doğru değildir. O halde mahkemece; temlik veren ... hakkında istemin pasif husumetten reddine karar vermek gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. 2- Temlik alacaklısı ...'...
dönüş yapıp tutuklanmış olmasının hakkında yapılmış olan takibi öğrenmesine engel teşkil etmeyeceğini, İİK'nun 65. maddesi hükmüne göre borçlunun tutukluluk halinin itiraza engel teşkil etmeyeceğini ve süre bakımından itiraz edebilme hakkına esas alınacak zaman kıstasının borçlunun borcu öğrenme tarihi değil, engelin ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacağını, bu durumda borçlunun gecikmiş itirazlarının maninin kalktığı ve yurt dışından döndüğü 18/09/2021 tarihinden itibaren 3 günlük süre içerisinde icra mahkemesine gecikmiş itiraz yoluna başvurma hakkına sahip olduğunu, davacı tarafça yapılan itirazın haksız ve süre aşımına uğramış bir itiraz olup, kabulünün mümkün olmadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
davalının müvekkilini tahliye ettirdiği adrese tebligat gönderdiğini, bu adreste bulunmadığını bildiğini, icra dosyasında belirtilen ve esasında davalı Belediye'nin adresine yapılan tebligatın geçersiz olduğunu, takibe konu edilen alacak likit bir alacak olmadığından yargılamayı gerektirir bir talep olduğundan icra takibi yapılamayacağını, takip konusu alacağın tamamına ve tüm fer'ilerine itiraz ettiğini, takip konusu edilen alacakla ilgili yıllık %24 oranında faiz uygulanarak işletilen ve takipten sonra da işletilecek faize ve faiz oranına itiraz ettiğini belirterek usulsüz tebligatın iptali ile gecikmiş itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....