GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar dava dilekçesinde özetle; Gelibolu İcra Müdürlüğünün 2019/194 Esas sayılı dosyasındaki icra takibinde ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiği, Gelibolu İcra Ceza Mahkemesinin 2020/17 Esas sayılı dosyası ile ticareti terk suçundan dolayı dava açıldığını, AY. Mad. 38 hükmü gereği ceza sorumluğunun kişisel olduğunu, ödeme emrinin bizzat taraflarına tebliğ edilmesi gerekirken tebliğ edilmediğini, İcra İflas Kanununun cezaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için alacaklı vekilinin icra müdüründen borçlunun kendisine tebligat yapılmasını istemesi gerektiğini, böyle bir talebin olmadığını, icra müdürlüğünce yapılan usulsüz tebligat ile dosya kesinleştirilme işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması, İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceğinden, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde, istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK.353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Haciz İhbarnamesinin iade gelmesinden sonra mernis adresine doğrudan TK'nun 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, 2. Haciz ihbarnamesinin önce normal gönderildiğini, komşu beyanıyla iade edilmesinden sonra TK'nun 21/2 maddesine göre tebligat yapıldığını ancak iade gelen tebligatta komşunun imzası alınmadığından TK'nun 21/2 maddesine göre yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, 3....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ile satış kararı ile satış işlemlerinin iptali istemine ilişkindir. Davacının usulsüz tebliğ şikayeti yönünden istinaf dilekçesi incelendiğinde; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....
gerekçesiyle reddedildiğini belirterek usulsüz yapılan tebligat nedeniyle müvekkilinin tebliği öğrenme tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine, icra müdürlüğünce verilen red kararının kaldırılarak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda tebligat tarihinin 17/08/2020 tarihinin veyahut 21/07/2020 olmasının tespitinde herhangi bir hukuki yarara bulunmamaktadır. Tüm bu sebeplerle hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle 1- )Hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine, 2- )Gümüşhane İcra Müdürlüğünün 2020/333 Esas sayılı dosyasında durdurulan takibin devamına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan dava uyarınca hukuki yararın bulunduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve genel haciz yoluyla yapılan icra takibinde borca ve fer'ilerine itiraz istemine ilişkindir....
e 27.08.2020 tarihinde tebliğ işlemi anında borçlunun evinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduklarına ilişkin araştırma ve şerh bulunmadığı, tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesine aykırı olduğu, borçlunun usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile ispatlanamadığından Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 24.01.2021 tarihinin tebliğ tarihi olduğu, satış kararının iptaline dair şikayet hakkında ise satış gerçekleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, kıymet taktir raporu tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 24.01.2021 olarak düzeltilmesine, ihale yapıldığından satış kararına ilişkin şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Mahkemece; Davacının; usulsüz tebligat şikayetinin reddine, gecikmiş itirazının reddine, borca itirazının reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Şti olan 500.000 TL asıl alacaktan dolayı Hatay İcra Dairesi'nin 2019/8834 Esas sayılı dosyadan takip yapıldığını gördüğünü, 1. haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden 2. haciz ihbarnamesinin gönderilmeyeceğini, 2. haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden, 3. haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceğini, belirtilerek 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderilmesine ilişkin icra müdürlüğü kararı ile 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin iptaline , 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine , icra müdürlüğünce şikayetçi hakkında yapılan işlemlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçluların, takibin kesinleşmesinden sonra borcun 18.094,00 TL'lik kısmının ödendiğini ileri sürerek kalan kısmını da ödemek suretiyle, icra müdürlüğünden hacizlerin kaldırılmasını talep ettikleri, icra müdürlüğünce, alacaklı vekilinin ödemeyi kabul etmemesi sebebiyle talebin reddine karar verilmesi üzerine müdürlük işleminin şikayet konusu edildiği, mahkemece, borçluların bu istemlerinin taşkın haciz şikayeti olarak değerlendirildiği ve şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....